Mehmet Şeker

Mehmet Şeker

50 yıl süren nişanlılık

50 yıl süren nişanlılık

Teklifini kabul ediyorum, evlenelim ama bir şartım var. Ömür boyu ayrı odalarda yatacağız, asla bir araya gelmeyeceğiz. En fazla yürürken yokuşlarda el ele tutuşuruz, bayram gelince de yanaklarımdan öpebilirsin.

Bu şekil anlaşmayla nikâh masasına oturacak birini gösterebilir misiniz?

Bırakın göstermeyi, tahayyül edebilir misiniz?

Avrupa Birliği'nin bize kabul ettirmeye çalıştığı, bu çerçeveden farklı değil.

"Üye olabilirsiniz ama" dedikten sonra kırk türlü şart ileri sürmek, başka anlama gelmez.

Yarım asırdan beri devam eden oyalamanın açıklaması.

Bizden yıllar sonra bilet alanlar trene bindi, biz elde biletle bekliyoruz.

***

Hâlâ o trene binmek için umudu olan var mı?

Aradan bir ömür geçti, gelinen noktaya bakın.

Görüşmeler yapalım, görüşmeler için başlıklar açalım, başlıklar açmak için şu şu şartların yerine getirilmesini talep edelim, vs.

***

Toptancılık ticarette iyi olabilir ama bu tür konularda yanlış olur.

Bütün Avrupa'yı tek tip görmek, hepsinin bize karşı aynı tavır içinde olduğunu iddia etmek toptancılığa girer.

Şüphesiz bize dostça bakanlar da mevcut.

Fakat çoğunluk öyle değil.

Bir 50 yıl daha geçse, oyalamaktan vazgeçmezler.

Sarkozi ve Merkel gibi açık sözlü olanlar ise Türkiye'nin AB'ye girmesine temelden karşı.

Açıkça "ikinci sınıf üyelik" teklif ediyorlar.

Serbest dolaşım hakkı tanımaksızın ve benzer şekilde birtakım şartlarla ileride üye olabileceğimizi söylüyorlar.

Hangi ileride?

Avrupa Birliği dağılma sürecine girdikten sonra mı?

Alacakmış gibi yapıp birlik içine kesinlikle almayacak olanların kaypak tavırla oyalamalarına karşılık, kesin dille Türkiye'nin üyeliğine karşı çıkanlar bizim için daha faydalı.

Avrupalıların çoğunlukla bize niye sıcak bakmadıklarını Alman Prof. Fritz Neumark (1900-1991) son derece net bir dille açıklamıştır.

***

1933'te Hitler'den kaçarak buraya gelen ve İstanbul Üniversitesi'nde 1952'ye kadar hocalık yapan Neumark şöyle söylemiş:

Çok samimi olarak ifade edeyim ki Arupalılar Türkleri sevmez. Sevmeleri de mümkün değildir.

Asırlardır kilisenin Türk ve İslâm düşmanlığı Hıristiyanların hücrelerine sinmiştir.

Sebeplerine gelince:

1. Müslüman olduğunuz için sevmez. Ama ola ki -laik olmak şöyle dursun- Hıristiyan olsanız da size düşman olarak bakmaya devam eder.

2. Sizler farkında değilsiniz ama onlar şu gerçeğin farkındalar: Tarihten Türk çıkarılsa, ortada tarih kalmaz. Osmanlı arşivi tam olarak ortaya çıkarsa, bugünkü tarihlerin yeniden yazılması gerekir.

3. Avrupa'nın pazarı idiniz, şimdi Avrupa'yı pazar yapmaya başladınız.

4. En az 400 yıl Avrupa'da sırtımızda ve ensemizde at koşturdunuz.

5. Selçuklular Anadolu'yu, Osmanlılar ise Orta Avrupa ve Balkanları Haçlı Ordularına mezar ettiler.

6. Sizi silah ile yenemeyenler, sizleri kendilerine benzeterek hâkimiyet sağladılar. Önce giyiminizden hayat tarzınıza kadar, ahlâkî değerlerinizi yıpratmaya başladılar, sonra da sizi kendi içinizde bölmeye başladılar.

7. Selçuklu ve bilhassa Osmanlı, İslamiyet uğruna her şeyini feda etmeseydi, İslamiyet bugün belki sadece Hicaz'da varlığını devam ettirebilirdi. Kaldı ki Vehhabiliği kuranlar da İngiliz Dominyon Bakanlığı'nın adamlarıdır. Batı, her yerde İslamiyet'i sapık inançlara kanalize etti. Ama Osmanlı, Asr-ı Saadet'i devam ettirdi.

8. İfade ettiğim sebeplerden kilise size kin kusmaktadır.

9. Ben Türkiye'ye geldiğimde iki üniversiteniz vardı. Şimdi 19 üniversite var. Osmanlı zamanında ise her yerde bir medrese vardı. Tarihinize bakın! Her medresede ilim tedrisatı vardı. İlk denizaltıyı Osmanlı'nın yaptığını çoğunuz bilmiyorsunuz belki de. Ama Avrupa bunu biliyor.

10. Sizler, gerçek hüviyetinize, kimliğinize döndüğünüz zaman, Avrupa'nın refahı ve medeniyeti yıkılır. Ama bu şartlarda çok zor. Avrupa'nın tarihî düşmanısınız ve daima düşman olarak kalacaksınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Şeker Arşivi