Samba: 3 Horon: 2
Fenerbahçe’dan taraftarlarına çifte bayram.. Kadıköy’de tribünler tıklım tıklımdı.. Fenerbahçe son haftalardaki çıkışını Trabzonspor önünde de sürdürdü..
Maçta gollerin hepsi ilk yarıda atıldı.. İki ekibin de göbek oyuncuları adeta sefilleri oynadılar.. Fener’in Alex ve Semih’in ayağından bulduğu goller, kimse kusura bakmasın ama Trabzonspor defansının tenekedan ibaret olduğunu gösterdi.. Keza bu gollerde kaleci Ahmet’in de hatası vardı.. Enteresandır, aynı Ahmet ikinci yarıda çok kritik kurtarışlara da imza atan isim oldu, o da ayrı bir durum.. Yalnız, Deivid’in şapka çıkartılacak golünü de belirtmeden geçmeyelim.. 0 gole Ahmet ne yapsın?..
Fenerbahçe’nin defansı da Trabzonspor müdafaasından farklı değil.. Gerek Yasin, gerekse önder devamlı kademe hatası yaptılar.. Ceyhun’un attığı 2 golde de savunmanın ortası tel tel döküldü.. Yattara göstere göstere orta yapıyor, Fener müdafaası uyuyor.. Böyle acayip defans elemanlarını uzun zamandan beri izlememiştim..
Ya Trabzonsporlu Hüseyin?.. Tecrübeli bir isim.. Milli takıma kadar çıkma becerisini göstermiş bir futbolcu.. Hem futbolcu, hem de Araklıspor’un yöneticisi. Kısacası komple bir futbol adamı.. Ancak, Trabzonspor’u yakanların başında geldi.. Bunu da belirtmiş olalım..
Maça genel olarak bakacak olursak; Alex, Fenerbahçe’nin herşeyi.. Alex sakatlanıp çıktıktan sonra dikkat ederseniz Fener durdu.. Bir tek Semih canını dişine takarak birşeyler yapmak istedi.. Nefis bir kafa şutu attı ama kaleci Ahmet’i geçemedi..
Trabzon ilk yarı iyi gözüktü.. Ama ikinci yarıyla birlikte 20 dakika kadar “Fener’in iflahını kesti” diyebilirim.. 65. dakikadan sonra amansız pres bindiren Trabzonlu futbolcular yorulunca Fener yine dengeyi sağladı ve 3-4 tane de net gol pozisyonunu atamadı.. Bu devrede Trabzonspor da Gökdeniz’le yüzde yüz bir pozisyonu kullanamadı.. Son dakikalarda da sağlı sollu ataklarını sıklaştıran Trabzonspor iyi oyununun semeresini alamadı..
Bakın, samimiyetle belirteyim ki, bu sezon Trabzon takımını ilk defa böyle tempolu ve rakibini abondone eden bir biçimde gördüm.. Bu da kim ne derse desin hocadan kaynaklanıyor.. Ersun Yanal’ın kitabında hücum var, hırs var, pres var..
Fakat karşısındaki takım da Fenerbahçe’ydi.. Aurelio’suyla, Roberto Carlos’uyla, Semih’iyle, Deivid’iyle, Volkan’ıyla, Gökhan’ıyla şakaya gelmeyen bir takımdı Fenerbahçe..
Ve daha klas futbolculara sahip olan taraf kazandı..
•
Beşiktaş da çifte bayramı yaşayanlardandı.. Vestel Manisaspor önünde 1-0 mağlup olarak götürdüğü maçı Bobo’nun biri penaltıdan olmak üzere iki şık golüyle çevirmesini bildi karakartal..
Uğur İnceman, Manisa adına nefis bir gol attı.. Ardından Manisaspor aradaki farkı artırabilecek pozisyonlar da buldu.. Fakat, Beşiktaş’ın iyi kapanan defansı gollere izin vermeyince sahneye bu sefer Cisse çıktı.. Fransız futbolcu Ali Tandoğan’a akıl dolu öyle ince bir pas attı ki Manisa müdafası Ali’yi tırpanlamak zorunda kaldı ve hakkıyla verilen bir penaltı kararına şahit olduk..
İkinci yarıda da Manisaspor’un presini ani kontralarla ve çapraz ataklarla bozdu Beşiktaşlılar ve yine Bobo’yla ciddi gol pozisyonlarından yararlanamadılar..
Müsabaka da Beşiktaş’ın 2-1’lik galibiyetiyle bitti..
Sonuç itibariyle, Beşiktaş için şöyle-böyle deyip dudak bükenler olsa da, Kartal işi götürüyor..
En azından deplasmanda kazanmasını biliyor..