- Lütfü Bey; eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un yargılanmasının başlamasıyla birlikte, “darbeye teşebbüs” suçlaması ordunun en tepe makamına ulaştı. Bu arada Cumhuriyet gazetesi yazarı Ataol Behramoğlu gibi Kemalist aydınlar, “Halkın iradesi, halkın oyu önemli değildir; darbeler gereklidir; darbeleri destekliyorum” şeklinde açıklamalar yapmaktalar. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?

- Kemalist aydınların, yazarların bu tür açıklamaları bize neyi anımsatıyor? Manken Aysun Kayacı’nın “Benim oyumla dağdaki çobanın oyu niye bir olsun ki” şeklindeki halkı küçümseyen açıklamasını anımsatıyor. Hadi vücudu hoş, kafası boş olanların bu tür açıklamalarını önemsemeyelim. Ama Kemalist aydınların, yazarların halkı “Cahil, bidon kafalı, kıllı ayılar” şeklinde küçümsemelerine ne diyelim? Bunların “Halkın iradesi önemli değildir; darbeler gereklidir; darbeleri destekliyorum” şeklindeki açıklamalarına ne diyelim? Görülüyor ki bunlar halktan değil ordudan medet umuyor. Nitekim bunlardan biri olan Ergenekon davası sanığı Profesör Yalçın Küçük, “Biz orducuyuz” diyerek bunların hislerine tercüman oluyor. Orducu olan darbecidir! Halkçı olan devrimcidir! Darbeleri ordu yapar; devrimleri halk yapar! Bunu daha iyi görebilmek için dünyaya damgasını vuran devrimlere bakmakta yarar var. Örneğin dünyaya damgasını vuran Fransız devrimi, Rus devrimi, Çin devrimi, İran devrimi gibi devrimler hep halk tarafından gerçekleştirilmiştir. Halk mevcut düzenin sahiplerine ve onları koruyup kollayan orduya karşı isyan etmiş ve devrimi gerçekleştirmiştir. İşte onun için diyorum ki halkçı olan devrimcidir; orducu olan darbecidir! Zaten “Orducuyuz” diyen Kemalistlerin, “Halkın iradesi önemli değildir; darbeler gereklidir; darbeleri destekliyorum” demeleri de bunu göstermektedir.

HAÇLI ORDUSU NEREDE, TÜRK ASKERİ ORADA!

- Başta Başbakan olmak üzere AK Parti Hükümeti’nin sözcüleri, Türkiye’nin artık bir dünya devleti olduğunu, bu nedenle de Türk askerinin dünyanın her tarafına yollanmasının gerekli olduğunu ifade ediyorlar. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

- AKP sözcüleri de, AKP’ye destek veren medya mensupları da böyle söylüyorlar ama, acaba Türkiye istediği her yere askerini yollayabilir mi? Mesela Türkiye, Filistinlileri İsrail’in zulmünden koruması için askerini Gazze’ye yollayabilir mi? Bırakın Gazze’ye asker yollamayı, daha Türkiye Kuzey Irak’tan gelen PKK’nın saldırılarını önlemek için Kuzey Irak’a asker yollayamıyor. ABD izin vermediği için Kuzey Irak’taki PKK karargahına yönelik kara harekatı bile yapamıyor. Türkiye ancak ABD’nin istediği yere askerini yolluyor. Kısacası, ABD nerede olmasını isterse Türk askeri orada. ABD ve onun komuta ettiği NATO güçleri sonuçta bir haçlı ordusu olduğuna göre, haçlı ordusu nerede, Türk askeri orada! Ancak bu durumdan sadece AKP Hükümeti sorumlu tutulmasın. Örneğin ABD istediği için, Bülent Ecevit’in başbakan olduğu 2001 yılında Türk askerinin Afganistan’a yollandığı da unutulmasın. Hatta 2001’de Meclis’te AKP adına konuşan ve o sırada AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Abdullah Gül’ün, “Feryat ediyorum; Türk askerinin Afganistan’da ne işi var? Halkımız Afganistan’a asker gönderilmesine karşı çıkmasına rağmen asker gönderenleri kınıyorum” dediği de unutulmasın. Şu işe bakın ki sosyal demokrat Bülent Ecevit’in hükümetinin Afganistan’a asker yollamasına, o sırada muhalefette olan muhafazakar demokrat AKP karşı çıkıyor. Şimdi ise iktidarda olan muhafazakar demokrat AKP Afganistan’da Türk askerinin bulunmasını savunurken, bu kez de muhalefetteki sosyal demokrat CHP, “Türk askerinin Afganistan’da ne işi var” diyor. Bu da gösteriyor ki siyasi partilerimiz muhalefetteyken başka, iktidardayken başka konuşuyor. Konunun birinci boyutu bu. İkinci boyutu da şu: Afganistan’da Türk askerinin olmasını savunanlara göre, Amerikan askerleri yanlarında Türk askerleri olmadan dolaşamıyorlarmış. Çünkü Afgan direnişçiler Türk askerlerine ateş açmıyorlarmış. Aslında bunlar savunma yapayım derken, Afganistan’da Türk askerlerinin Amerikan askerlerinin korumalığını yaptığı itiraf ediyor. O Amerikan askerleri ki, tıpkı Irak’ta olduğu gibi Afganistan’da da kızlara, kadınlara tecavüz ediyor; camilere ateş açıyor; Müslümanlara her türlü zulmü yapıyor. Türk askerlerinin, bu zulümleri yapan Amerikan askerlerinin, haçlı ordusunun askerlerinin korumalığını yapması ise savunulacak değil utanılacak bir durum oluşturuyor.