Akif Emre

Akif Emre

Almanların ten rengi

Almanların ten rengi

Kenyalı bir Müslümandı. Siyah teni, ateş yalımı gibi kıvrak bedeni ile hayat dolu bir genç... Gözlerinde masumiyetin ve zekanın ışıltısı... Afrika romantizmiyle yüceltilmiş bir tasvir değil. Sömürgeden gelen göçmenlerde çok görülen eziklikten farklı kendiyle barışık, apak bir alnın çevrelediği onurlu bir duruşu hep hissederdim. Teninden, sosyal konumundan ve inancından dolayı dışlansa da muhteşem bir özgüvene sahipti. Londra'nın merkezi bir semtinde birden karşıma çıktığında yüzündeki üzüntüyü hiç unutamam. Örgenciydi, muhtemelen yeterli bir bursu bile yoktu. Çalışması gerekiyordu. "Bir işe başvurdum, rengimden dolayı almadılar, ama seni alabilirler, istersen müracaat et."

Değil ten rengimden insanlığımdan bile utandığın ender anlardan biridir o an. Yıllar geçmesine rağmen hala içimde bir sızıdır.

Batıda renkten dolayı dışlanmanın, aşağılanmanın şiddetini siyah olmayan birinin anlamsı zor sanırım. Karayip adalarında doğmuş siyahî David'in renk ve ırkçılık meselelerini konuşurken bir ara öfke ve ezilmişlikle itiraf ettiği bir gözlemi beni dehşete düşürmüştü: "Bir bakkal dükkanında bile bir hayvan girmiş gibi bakıldığını fark ediyorum."

Renk meselesinin bir ayrıcalık, üstünlük meselesi olduğunu hatta farklı bir insanlık kategorisi gibi algılandığını Batılı olmayanlar hele hele Müslüman bir toplumda yaşayanların kavraması zor olsa gerek.

Bu örnekler daha 40 yıl öncesine kadar siyahların beyazlarla aynı okula, otobüse bile binemediği Amerika'da değil daha özgürlükçü bilinen İngiltere'den. Kıta Avrupa'sına göre daha "hoş görülü", eşitlikçi olmakla övünen İngiliz toplumunun refleksleri, yasal normlara rağmen derin bir ayrımcılık taşıyor. Modern milliyetçiliğin Batı toplumlarında ideolojik boyut kazanarak yükselmesi Batı uygarlığının yaslandığı temellerinden bağımsız değil kuşkusuz. Antik Yunan'dan Hegel'e kadar uzanan bu tensel ayrıma dayalı çizgi sadece üstünlüğü değil farklı olanı aşağılamayı zorunlu kılıyor. Aryan ırkının üstünlüğü yahut WASP modeli daha ideolojik bir formülasyon.

Aslında Batı'nın bu denli ayırıcı olması, milliyetçiliğin ideolojikleştirilerek ırkçılığa kadar varmasının felsefi temellerine inildiğinde, Batı uygarlığının ayırt edici vasıflarından biri olarak beden üzerindeki vurgusuyla ilişkilendirilebilir. Batı uygarlığının insan aklının ve bedeninin alabildiğine abartılmasına dayanması hakikatiyle ilgilidir. Aklı ve bedeni ihmal eden, bastıran hatta yok sayan uzak Doğu kültürlerine karşın aklı ve bedeni (hazları) abartan diğer uç tarafta Batı uygarlığı...

Modern Batı toplumları geçmişte yok saydığı, bastırdığı, tabulaştırdığı ne kadar doğal insani arzu ve istekler varsa hepsini abartıp ifrata giderek adeta intikam almıştır. Mutedilliği bir türlü yakalayamadı.

Bu ifratın en son Alman ırkının üstünlüğünü ideolojileştirerek koca bir dünya savaşına yol açtığını, 50 milyondan fazla insanın hayatına mal olduğunu unutmamalı. Toplumun kendi doğallığında, folklorik, antropolojik zaafıyla sınırlı bir tutumdan bahsetmiyoruz. Sonucu insanlığı felakete götüren fıtratı zorlayan, bozan bir temel zaaf söz konusu. Skolatizmin aklı iptal eden cehaletinin yerine, aklı putlaştıran bir aşırılık çağındayız şimdi de.

Almanya'da bir idari mahkeme, federal polisin şüpheli bir durum olmadığı halde, dış görünüşü nedeniyle bir yolcuyu durdurarak kimlik sorma hakkı olduğuna karar vermesi pek çok kimseyi şaşırtmış görünse de günlük hayatın pratiği içinde bunun hiç de yeni bir durum olmadığını Batı'da yaşayanlar bilir. Söz gelimi bu konuda en liberal olarak bilinen İngiltere'de bile, herhangi bir resmi başvuru formunda doldurmak zorunda olduğu şıklardan biri olarak, renginin ne olduğu sorusu ile karşılaşan Doğulu yabancılar çok şaşırıyor.

Ten rengine dair Batı'da var olan ayrımcılık "ruhu"nun zaman zaman yasal düzeyde de yeniden ortaya çıkması bir tesadüf olmasa gerek. Avrupa'da sağın tekrar yükselişe geçmesi, sanılandan fazla siyasal destek bulmaya başlaması sadece ekonomik krizle geçiştirilerek açıklanamaz. Ekonomik dengeler bozuldukça buna karşı tepki, ilk olarak ırkçılık şeklinde ortaya çıkıyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Akif Emre Arşivi