Kıvanç Tığlı

Kıvanç Tığlı

ERGENLİKTE DEPRESYON

ERGENLİKTE DEPRESYON

Pınar, 15 yaşında lise birinci sınıf ögrencisiydi. Pınar çocukluğundan beri utangaç bir kızdı, fakat liseye başladığından bu yana daha içine kapanık ve arkadaşlarına karşı daha sakıngan olmuştu.
Pınar’ın ailesi, onun okuldan kaytardığını ve mümkün olduğunca gündüz saatlerinde evde uyuduğunu fark ettiler. Pınar önceden temizliğine önem veren bir genç kızken son zamanlarda her gün duş almayı ve saçını taramayı bırakmıştı. Bu onun daha önce hiç yapmadığı bir şeydi. Eskiden arkadaşlarıyla dershane çıkışında bir yerlere giderlerdi artık bu da hayatında yoktu. Pınar’ın son zamanlarda ders notları düşmüştü, derslere kendini veremiyordu. Sınıfa ders dinlerken sık sık dalıp gidiyordu. En çok sevdiği İngilizce dersinde derse katılmayı da bırakmıştı. İngilizce ögretmeni aileyi arayarak Pınar’ın sınıfta kalma tehlikesi olduğunu bildirdi.
Pınar’ın anne ve babası o, üç yaşındayken boşanmıştı. Pınar o zamandan beri babasıyla çok az kontak kurmuştu. Baba, sinirli depresyon tedavisi gören biriydi. Zaman içinde dayısı onun yaşamında çok önemli bir figür haline gelmişti. Dayısı öğretmendi. Pınar dayısını çok seviyordu, zaman zaman onunla vakit geçiriyordu. Dayısı ile her şeyini rahatlıkla konuşabiliyordu. Dayı özel bir okulda tarih öğretmenliği yapıyordu. Bu sene KPSS sınavlarına devlet memuru olmak için girmiş ve kazanmıştı. Ancak puanı Doğuda bir yere yetiyordu. Dayı mecburen görev gereği doğuda bir şehre yerleşti. İşte o zaman Pınar’ın dünyası başına yıkıldı. İşte tam da bu sırada depresyonu ortaya çıktı.
Danışanım ile yaptığımız terapilerde Pınar’ın depresyonunun; arkadaşlarına ailesine ve okuluna bakışını nasıl negatif etkilediğini bulmak için bilişsel yaklaşım terapi tekniğinden faydalandık. Bu alanların her birinde saptayabileceği bütün negatif faktörlerin listesini yaparak başladık. Sonraki ödevimiz, her alanda en azından yarı pozitif elementlerin listesini yapmaktı. Olası negatiflerin her birini tartışırken, Pınar’ın kendi davranışıyla negatif bir gelişmeye nasıl katkı sağladığını araştırmak için pozitif elementlerin olasılığını kullanabiliyorduk.
Pınar’a depresyon ölçümü uygulandı ve çıkan sonuçlara göre danışanım ilaç tedavisi ile daha hızlı bir iyileşme sağlayacaktı. Bunun için danışanımı bir Psikiyatrise yönlendirdim. Pınar ile ilk zamanlar haftada bir, daha sonraları iki haftada bir psikoterapi seansları yaptık. Terapilerde, Pınar’ın ders çalışma davranışından zevk almasını sağlayacak yöntemleri, kendisine aktardım. Anne, Pınar ve ben beraber bir seansta ders çalışma programı hazırladık. Pınar her geçen gün daha iyiye gidiyor, geçen hafta ilk defa arkadaşıyla beraber gezmeye çıktı, dışarıda yemek yedi. Bunu benimle paylaşırken artık gülümsüyordu.
Değerli okuyucularım, depresif duygu durumu; bir arkadaşın veya akrabanın ölümü, sevdiği kişiden ayrılmak ya da okulda başarısız olmak gibi rahatsızlık verici durumlara karşı bir tepki olarak ortaya çıkabilir. Özgüvenleri düşük, kendini kıyasıya eleştiren, olumsuz durumlar üzerinde kontrol gücünün olmadığını düşünmeye eğilimli ergenlerde daha çok görülür.
Aşağıda sıralayacağım belirtiler iki haftadan daha fazla sürerse o zaman depresyon teşhisi konabilir;
Okul başarısının düşmesi-Arkadaşlardan ve sosyal etkinliklerden uzak durma -Üzüntülü olma-Öfkeli olma-Enerji ve motivasyonun düşmesi-Eleştirilere karşı aşırı tepkili olma-Özgüven düşüklüğü , suçluluk duyguları-Uykuya aşırı eğilim veya uyku düzensizlikleri
Depresyon yaşayan bir genç, üzgün ve içine kapanık olmak yerine, daha alıngan ve asabi olabilir. Depresyonda sıkça görülen davranış sorunlarının içinde “yaramazlık” veya söz dinlememe, aşırı risk alma veya kendine zarar veren, çoğunlukla kazalara ve olası intiharlara sebep olan davranışlar yer almaktadır. Sosyal geri çekilme oldukça sık görülür, vakamızda da görüldüğü üzere genç kendini arkadaşlarından ailesinden veya her ikisinden de soyutlayabilir. Zamanının çoğunu TV önünde veya bilgisayar başında tek başına geçirebilir. Sıkıntılı olan gencin okul performansı da düşer, sadece konsantre olmakta çektiği zorluk değil, derslere olan ilgisini yitirmesi de buna neden olur.
Değerli okuyucular, ergenlik dönemindeki hayatın zor ve fırtınalı döneminden geçmektedir. Bu dönemde gence karşı daha hoşgörülü ve anlayışlı davranmak zorundasınız. Genç çocuğunuzla daha sık vakit geçirmeli, onu daha çok dinlemelisiniz. Ona bu hoşgörülü, kabul ortamını sunamazsanız genç, huzuru dışarıda arkadaşlarında arayacaktır. Bu arkadaşlar da her zaman iyi, sağlıklı kişiler olmayabilir.
Gençlere nasıl davranmamız konusunda Hz. Ali ne güzel söylemiş;
“Yedi yaşına kadar çocuğunuzla oynayınız, 15 yaşına kadar arkadaşlık ediniz, 15 yaşından sonra istişare ediniz.”
Mutlu, sağlıklı günler duasıyla Allah’a emanet olunuz.
PSİKOLOJİK DANIŞMAN-PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL:0 212 503 79 95- 0 506 401 79 91

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Kıvanç Tığlı Arşivi