Evren: Konyalıları makinalı tüfekle tarayın!
Ve muhalefetin referandum sırasında “Bu iş göstermelik, 12 Eylül darbecileri asla yargılanamazlar” dediği darbeciler için mahkeme safhası başladı. Kenan Evren’in “Biz kurucu iradeyiz, bizi yargılayamazsınız” dediği mahkemeye 500’ün üzerinde müdahil başvurdu. Darbe mağdurları, işkence görenler, sakat kalanlar, suçsuz yere ipe götürülen gencecik çocukların anneleri, babaları, yakınları, yerlerinden yurtlarından sürülüp yıllarca vatansız yaşamaya mahkum edilenler, hapishanelerde tükenen, kalan yılları yaşayanlar ve yakınları. Dahası kapatılan siyasi partilerden CHP ve MHP de referandumdaki tavırlarının aksine müdahil olarak mahkemeye başvurdular. Burada tuhaf olan o günkü Adalet Partisi ve Milli Selamet Partisi’nin yöneticilerinin tavrı oldu.
Süleyman Demirel, “Ben siyasi yasaklarım kalktıktan sonra başbakan ve cumhurbaşkanı seçilerek 12 Eylülcülerle hesaplaştım” diyecekti. Milli Selamet Partisi’nin bugün uzantısı olanlar ise adeta duvar gibi. Şimdi biz tablonun bütününe bakıp, olaya yeni bir müdahillik talebinde bulunmak istiyoruz. Ben Konyalıyım ve bu şehrin ekmeğini yiyip, suyunu içtiğim, havasını soluduğum için mutluyum. Bu noktadan hareketle darbeci Kenan Evren’in hatıralarında zikrettiği ve Konya halkının bir bölümünün makinalı tüfekle taranarak yok edilmesi girişimi suçunun bizzat hatıralarında yayınlanması dolayısı ile suçun resmen ikrarı sabit olduğundan, Konya’daki tüm sivil toplum kuruluşlarını, Konya medyasını ve tüm siyasi partilerin il başkanlarını el birliği ile 12 Eylül darbecilerini yargılayan mahkemeye müdahil olmaya çağırıyorum.
Bu dava, Konya için bir vicdan meselesidir. İlk darbecilik denemesini 27 Mayıs 1960’ta genç bir subay olarak yaşayan Evren, 4 Eylül 1968’de de Konya’da İkinci Ordu Kurmay Başkanlığı görevi yaptığı sırada halka karşı nasıl bir katliam planladığını hem de hiç utanmadan, sıkılmadan iftiharla anlatıyor. Sanki 12 Eylül 1980’de dökeceği kanların provasını o günlerde yapmış. Bakın, okuyun ve darbeciliğin insanın gözlerini nasıl kör ettiğini müşahade edin.
“Ben gelmeden evvelki sene Mevlana’dan başlayıp Atatürk heykelinin bulunduğu meydanda son bulan gericilerin, yobazların çoğunlukta bulunduğu bir yürüyüş düzenlenmiş ve Orduevi önünden geçerken buraya karşı çirkin gösterilerde bulunulmuş. Bunu üzülerek Ordu Komutanı bana anlatmıştı. Bu sene de yine solculara karşı sağcılar tarafından bir miting ve yürüyüş düzenleneceği haberini aldık. Geçen sene cereyan eden olayları bildiğimizden Ordu Karargâhı ve Orduevi’nde geniş güvenlik önlemleri aldık. Asker getirdik ve askere mermi verdik. Ayrıca bir helikopter havadan yürüyüşü takip etmekle görevlendirildi.
Yürüyüşe katılanlara da şu haberi yaydık: ‘Eğer bu yürüyüş esnasında geçen seneki gibi tecavüze varan olaylar görülecek olursa, helikopterden bomba ve makineli tüfekle müdahale edilecek. Karadaki askerlerde de mermi vardır. Ona göre hareket edilsin.’
Bunun etkisi görüldü ve yürüyüş hiçbir olay cereyan etmeden sona erdi.”
Bu ikrardan sonra tüm Konya medyasını fiilen müdahil olmaya davet ediyorum. Asli görevimiz de bu değil mi?