Feyzullah Birışık

Feyzullah Birışık

Sevgili dağlar… Çok akıllısınız!

Sevgili dağlar… Çok akıllısınız!

O kadar akıllısınız ki gelen teklifin ağırlığını hissedip o yükün altına girmediniz… Eteğinizdeki çakıl taşı kadar bile düşünemeden o ağır sorumluluğun yükünü sırtımıza aldık…

Aldık almasına da ama maalesef bir türlü ağırlığını hissedemedik… Günahlarımız engel oldu biliyorum… O müthiş emanetin ağırlığını bilen Ebu Bekir radıyallahu anhu o emanete itaatten başka bir şey düşünmedi… Ve tarihe yakuttan harflerle şu sözleri söyledi;

“Kur'an-ı kerimi kendi reyimle, kendi görüşümle tefsire kalkarsam, beni hangi yer taşır, hangi gök gölgeler?” buyurmuştur.

Sevgili Ebu Bekir radıyallahu anhu!

Birçok müfessir bu sözünün etkisinde kalarak Kur’ana daha itinalı yaklaştılar eminim… Ve yorum yapmakta kaçındığın o ayetler şu an sarı kâğıt üzerine işlenmiş bir şekilde, elimde…

Gözlerimin önüne devasa dağlar ve sen geliyorsun… Sen dağlardan daha görkemlisin… Ve ikiniz de bu ayetlerin en büyük meleklerden bir meleğin yeryüzüne yaptığı yolculukla insanlar arasında Allah’a en sevimli gelen bir peygambere verildiğini biliyorsunuz…

Bu kez başımı gökyüzüne kaldırıyorum… Aman Allah’ım! Bu ayetlerin hepsi gökten yeryüzüne indi… Bu ayetlerin yüceltilmesi için sahabeler ve onların yolunda olanlar canlarını verdiler ve hala vermekteler…

Yarabbi! Sözlerinin değerini bilemedik…

,,,

Çok kıymetli bir mücevhere sahip olan bir zengin elindeki mücevherin bir ucunun yontulmasını istemiş ve en uzman kişiyi bulmuş ve ona vermiş. Mücevheri alan adam eline alır almaz eli titremeye başlamış… Titrek bir elle yontulamayacağını bildiğinden yanındaki kalfaya vererek yontmasını istemiş.

Mücevher sahibi duruma şaşırmış ama ustanın göz işaretiyle sesini çıkarmamış. Kalfa, güzelce yontup ustasına verirken mücevher sahibi dayanamayıp sormuş;

Usta olan sen değil miydin? Neden sen değil de kalfan yaptı bu işi? Ustabaşını sallayarak; ben bu taşın kıymetini çok iyi biliyorum. Bunu ancak değerini bilmeyenler yontarlar… Der.

Şimdi;

Kur’anın ağırlığını bilen birçok müfessir hemen hemen her ayetin altına varsa ilgili sahih bir hadis, yoksa eğer, sahabe, tabiin, tebauttabiin, Taberi, Kurtubi, İbn-i Kesir gibi âlimlerimizin görüşlerini aldıktan sonra o açıklamaların gölgesinde açıklamalar yaparlar…

Rabbim bizlere de bu bilinci nasip etsin. Âmin…




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Feyzullah Birışık Arşivi