LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Onlar ABD uşağı, biz Türkiye uşağı!

Onlar ABD uşağı, biz Türkiye uşağı!

- Lütfü Bey; 28 Şubat darbesini gerçekleştiren generaller, “Milli Güvenlik Kurulu’nun bize verdiği görevi yaptık” diyerek kendilerini savunuyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

- Milli Güvenlik Kurulu demek, orduyu yöneten komutanları ülke yönetimine ortak etmek demektir. Oysa demokratik bir hukuk devletinde, ülke yönetiminde sadece seçilmiş sivillerin söz sahibi olması gerekir. Onun içindir ki Milli Güvenlik Kurulu denen bu kurum en kısa zamanda lağvedilmelidir. Dahası, “Cumhuriyeti koruma kollama görevi” adı altında orduya darbe yapma fırsatı sağlayan İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesi derhal tarihin çöp sepetine gönderilmelidir. Bunlar darbe yapanların iç destekleridir. Darbe yapanların bir de dış desteği var. Nitekim darbe yapanlar için ABD yöneticileri “Bizim oğlanlar; bizim çocuklar” diyorlar. Bu arada ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 darbesini gerçekleştirenlerin daha ilk açıklamalarının ilk cümlesinde, “ABD ittifakı NATO’ya bağlıyız” dediklerini de unutmamalıyız. Yine 12 Eylül 1980 darbesinin, Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’nın ABD’den döner dönmez, 28 Şubat darbesinin ise Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın ABD’nin ikiz kardeşi İsrail’den döner dönmez yapıldığını da hatırlamalıyız. Ayrıca 28 Şubat darbesinden birkaç gün önce Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir’in ABD’de bulunduğunu ve orada Erbakan Hükümeti’ni devirme toplantılarına katıldığını aklımızdan çıkarmamalıyız. Ayrıca Çevik Bir’in ABD’deki JINSA adlı Yahudi kuruluşundan ödül aldığını da gözden kaçırmamalıyız. Malumunuz, hiçbir sivil iktidarın alamayacağı ABD’nin, İsrail’in yararına, Türkiye’nin zararına olan siyasi, sosyal ve ekonomik kararlar darbe dönemlerinde alındı. Askeri darbe döneminde ABD’nin, İsrail’in lehine, Türkiye’nin aleyhine olan askeri anlaşmalar, askeri ihaleler imzalandı. Kısacası, darbeler ABD’nin, İsrail’in çıkarlarına hizmet ediyor. Ülkemizdeki tüm darbelerin altında ABD’nin parmağının olduğunu artık herkes biliyor. Zaten ABD yönetiminin deyimiyle, ülkemizde darbeleri yapanlar “ABD oğlanı”, “ABD çocuğu”! Peki bu durumda “Ordu göreve” diyerek ordunun yönetime el koymasını isteyen siviller ne çocuğu? Açık açık “Darbeler gereklidir; darbeleri destekliyoruz” diyen birtakım Kemalistler kimin çocuğu? Ülkemizde yapılan her darbenin ABD’ye hizmet ettiğini düşünürseniz, demek ki darbeleri destekleyenler ABD’nin uşağı! Onlar ABD uşağı; biz ise Türkiye uşağı!

GETİR BİN DEREDEN BİN SU; TAŞI DARBECİNİN DEĞİRMENİNE SU!

- 28 Şubat darbesini yapanlardan hesap sorma sürecinin başlaması üzerine CHP’liler, “1997’deki 28 Şubat darbesinin hesabı soruluyor da niye ondan çok daha yakın zamanda gerçekleşen 2007’deki 27 Nisan muhtırasının hesabı sorulmuyor” demeye başladılar. Siz bu duruma ne diyorsunuz?

- Bunlar bugün böyle diyorlar da dün ne diyorlardı? Ergenekon, Balyoz gibi darbe teşebbüsü davaları başlayınca “Bu ülkede yapılmış bunca darbeden hesap sorulmazken, Ergenekon, Balyoz gibi yapılmamış darbelerden hesap soruluyor” diyorlardı. Peki 12 Eylül darbesini yapanlardan hesap sorulmasını engelleyen Anayasanın geçici 15. maddesinin kaldırılmasını da içeren referandum kampanyasında ne diyorlardı? “Referandumun sonucunda geçici 15. madde kaldırılsa da Kenan Evren gibi 12 Eylül darbesini yapanları yargılamayacaklar” diyorlardı. Ama referandumda geçici 15. maddenin kaldırılmasının ardından Kenan Evren gibi 12 Eylül darbesini yapanlar yargılanmaya başlanınca ne dediler? “1980’in 12 Eylül’ünde darbe yapanları yargılıyorsunuz da 1997’nin 28 Şubat’ın da darbe yapanları niye yargılamıyorsunuz” dediler. İşte şimdi de 28 Şubat darbesini yapan generallerden hesap sorulmaya başlanınca, “1997’deki 28 Şubat darbesinin hesabı soruluyor da 2007’deki 27 Nisan muhtırasının hesabı niye sorulmuyor” demekteler. Hiç şüphe yok ki bunlar 27 Nisan muhtırasının hesabı sorulmaya başlandığında da bu kez başka şeyler ileri sürecekler. Peki bunlar niye böyle yapıyorlar? Çünkü bunlar bin dereden bin su getirerek darbelerin yargılanmasını sulandırmak istiyorlar. Aslında bunlar darbelerin, darbecilerin yargılanmasını istemiyorlar. Ancak bunu açıkça, mertçe de söyleyemiyorlar. Yahu açık olun, mert olun; böylesine kaçamak tavırlara ne lüzum var? Getir bin dereden bin su; taşı darbecilerin değirmenine su! CHP’lilerin yaptıkları bu.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi