Bize onları yanlış tanıttılar!
İşte ortada: Aptesli namazlı adamlar bunlar!
Başta “Çevik” generalimiz: İddiaya göre, gözaltı süresi içinde beş vakit namaz kılmış.
Bu memlekette beş vakit namaz kılan, hem de zor şartlar altında bile bunu yapan kaç babayiğit var?
Yüzbinler, milyonlar mı?
Bunların kaç tanesi “general” peki?
Düne kadar “hiçbiri” diyebilirdiniz.
Şimdi bunu söylemeniz mümkün mü?
Hadi bakalım çıkın işin içinden; adamlar din düşmanlığı ile biliniyorlar, aptesli namazlı çıkıyorlar!
Bu nasıl yorumlanacak?
Birinci yorum: Generaller mutad olarak abdest alıp namaz kılarak dinlerini yaşıyorlar.
Bu ihtimali doğrulamak imkânımız yok.
Eğer bu yüksek askeri zevat daha önce de namaz kılıyorlar idi ise, bunu gizlice yapıyor olmalılar. Namaz Türkiye’de neden gizlice kılınsın ki?
Bu sorunun bir kısmının cevabını verebiliriz: Askeriye’de üniforma ile namaz kılmak men edilmişti!
Kim yasaklamıştı peki? Şimdi gözaltı süresi boyunca namaz kılan eski üniformalılar!
Onların borusu öttüğü günlerde binlerce subay, astsubay “irticai eylem”den ordudan tard edilmişti.
Hem de emeklilik hakları ellerinden alınarak. Hem de başka hiçbir resmi kurumda çalışmaları engellenerek.
Dindarsan yaşama hakkı yok! En iyisi öl!
Gelelelim ikinci ihtimale: Bu eski yüksek rütbeliler kendilerini dindar göstererek halkın kafasını karıştırmak istiyorlar.
“Bakın adamlar abdestli namazlı, bunların dine karşı olması mümkün değil. Dolayısıyla onlara isnad edilen suçları işlemiş olamazlar!”
Böyle düşünmeye başlayalım mı?
Üçüncüsü: 28 Şubat’ta her ne idi iseler, şimdi dine yöneldiler, nadim ü peşiman oldular. Ahir ömürlerinde dini bütün Müslümanlar olarak yaşıyorlar...
Bu ihtimal daha sevimli. İnsan hayatının her safhasında pişman olabilir, tövbe istiğfar edebilir; istikametini düzeltebilir... Hidayete erebilir...
Evet bu ihtimali seviyoruz!
Bu ihtimal şunu getirmelidir: “Biz hata ettik! İbadullahı tahkir ve tezyif ettik, nadim ü peşiman olduk, ya Rabbi affet!”
“Ey ahali, bizden size bir zarar geldi ise, bağışlanmamızı dileriz. Hakkınızı helâl edin!”
O zaman eski Çevik Bir’in veya onun orduda, sivil kesimde bulunan muadillerinin harekete geçmeleri, “Türk ordusunda laiklik karşıtı eylemler yaygınlaşıyor. Eski generaller, mevcutlarına kötü örnek oluyor” diye feryadı basmaları gerekmez mi?
Eğer bu olmuyorsa, yorumun tükendiği yerdeyiz demektir!