Hz.Peygamber S.A.V. Efendimizin sevgisi etrafında bütünleşmek 2
Tatlı dil ve güler yüzün, işini bilen kişiye yardım etmenin, bilmeyene iş öğretmenin sadaka olduğunu, birbirimizi sevmedikçe olgun bir imana sahip olamayacağımızı ondan öğrendik. O bize yaratıcımızı tanıttı. Sadece insanlara değil, bitkilere, hayvanlara hatta cansız varlıklara kadar bütün yaratılmışlara karşı şefkat dolu bir sineye sahip olmamızı, çevremize sevgiyi, nezaketi ve fedakârlığı yaymamızı tavsiye etti. Bize sınırsız nimetleri verene nasıl şükredileceğini, güzel düşünmeyi, güzel konuşmayı O'ndan öğrendik. Hayatımız O'nun güzel sözleriyle anlam kazandı. O bize iyiyi ve kötüyü, güzeli ve çirkini gösterdi. Sahte ile gerçeğin farkını açıkladı. Bocalamaktan, bencilliğe esir düşüp erimekten kurtardı. Dünya-ahiret dengesini, varoluşun nihai anlamını O'ndan öğrendik. O'nun getirdikleri sayesinde kendimizi ve Rabbimizi tanıdık, kalıcı kurtuluşun aydınlık yolunu öğrendik.
O cömertlik ve şefkat peygamberiydi. Esma (R.Anha)'dan rivayete göre:
"Kesenin ağzını sıkma! ALLAH da sana sıkarak verir! İnfâk et! Sayarak verme, ALLAH da sana sayarak verir! Malını kap içinde biriktirip saklama, sonra ALLAH da sana karşı ihsanını esirgeyip saklar!" (Buhârî, Zekat:21, Hibe: ?? ; Müslim, Zekat:88; Ebu Davud, Zekat:46; Tirmizi, Birr:40; Nesâî, Zekat:62) buyurarak yardımlaşmaya davet eden bir Peygamber...
Şefkat kimi zaman onun dilinde güzel bir cümle, kimi zaman gözlerinde ılık birkaç damla, bazen de etrafına yayılan iyilik olarak beliriyordu. Mekke-i Mükerreme döneminde kendisine dayanılması güç eziyetlerde bulunan müşrikler için bile beddua etmeyip hidayet diledi. O'nun eşsiz şefkatinden en çok çocuklar, kimsesizler, yaşlılar ve zayıflar istifade etti. Yetim doğdu ama yetimleri unutmadı. Ebu Hureyre (R.A.)den rivayete göre, kalbinin kasavetinden şikâyet eden bir sahabesine:
"Eğer kalbini yumuşatmak istiyorsan: Bir fakiri doyur, bir yetimin başını okşa!" (A. b. Hanbel, No:7522, 2/263) tavsiyesinde bulundu. Düşkünler O'nun himayesinde huzur buldular. Hayvanlar susuz ve aç bırakılmaktan, ağır yük taşımaktan onun şefkat dolu uyarıları sayesinde kurtuldular.
O, af peygamberiydi. Hiç affedilmez gibi gözüken davranışları bile affetti. Taif'te kendisini taşa tutanları, canına kastedenleri ve daha nicelerini bağışlayıp, kötülüklerine iyilikle karşılık veren, bütün ümitleri boşa çıktığı anda dahi ellerini açıp beddua değil hidâyet-i kerimeleri için ALLAH Teâlâ'ya dua eden, kendisini yurdundan çıkaranları Mekke-i Mükerreme'yi fethettiğinde serbest bırakan da yine o Rahmet Elçisiydi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.