Uzun tartışmalardan sonra Mısır'da Yüksek Seçim Kurulu cumhurbaşkanlığının kesinleşen aday listesini açıkladı.
Ancak tartışma bitmiş görünmüyor. Bilakis liste yeni tartışmaları beraberinde getirdi. Bunun da iki önemli sebebi var. Birincisi dikta rejiminde devletin üst kademesinde görev yapanların adaylıklarının onayı halk ve devrime öncülük etmiş kitle örgütleri, sivil toplum kurumları tarafından istenmediği, bazı adayların başvuruları da sırf bu yüzden reddedildiği halde listede yine dikta kalıntılarına yer verilmesi. İkincisi de önemli kitlesel tabana sahip olduğu görülen bazı partilerin özellikle selefi kesimi temsil eden Nur Partisi'nin adayı Hazim Salah Ebu İsmail'in adaylığının reddedilmesine yönelik itirazların kabul edilmemesi.
Kesinleşen listede on üç kişinin adaylığı kabul edildi. İslâmî camiadan da üç önemli isim var. YSK bu üç kişinin adaylığını kabul etmek suretiyle İslâmî kesimin oyları için üç hedef göstermiş oldu. Tümünü reddetseydi bu tepkiye yol açacak ve bir bakıma seçimler meşruiyetini baştan kaybedecekti. Çünkü toplumun üçte ikisini oluşturan kitleyi temsil eden bir aday bulunmayacaktı. Aday sayısını teke indirseydi o zaman da bu kesimin tüm oyları ona yönelecek ve kazanması kesinleşecekti. İslâmî kesim de tek isim üzerinde ittifak sağlayamayarak bu konuda YSK'nın işini kolaylaştırdı.
Bu üç ismin başında Müslüman Kardeşler'in siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi'nin başkanı Prof. Muhammed Mursi geliyor. Müslüman Kardeşler önce Muhammed Hayrat eş-Şatır'ı aday gösterdi. Ancak YSK onun Hüsni Mübarek döneminde aldığı bir cezayı bahane ederek başvurusunu reddetti. Mursi'nin başvurusunu ise kabul etti. Onu da reddetmesi hem tepkilere hem de İslâmî kesimin oylarının hedefinin neredeyse bire inmesine yol açacaktı.
İkinci güçlü isim Abdulmunim Ebu'l-Futuh, Müslüman Kardeşler kökenli ama bağımsız aday oluyor. Selefi kesimden aday olmadığından oylarının Ebu'l-Futuh'a yöneleceği sanılıyor. Bu kesimin ileri gelenlerinin de tabanı ona yönelttiği haberlerde ifade edildi. Belli bir cemaat veya oluşum bağlantısı olmayan muhafazakâr kesimin oyunun da Ebu'l-Futuh'a yönelebileceği düşünülürse seçimin güçlü adaylarından olacağı ihtimali ortaya çıkar.
İslâmî kesimden üçüncü aday ise Muhammed Selim el-Avva. Mısır'ın tanınmış İslâmcı düşünür ve ilim adamlarından olan el-Avva bir dönem Uluslararası Müslüman Âlimler Birliği'nin genel sekreterliğini yaptı. Arap dünyasında İslâm - Hıristiyan diyaloğunun başını çekenlerden. Kitlesel tabana sahip olmadığından zayıf bir aday olarak görülüyor.
Listenin tartışmalı ismi ise dikta kalıntılarından ve Hüsni'nin çöküş merhalesinde başbakan yaptığı Ahmed Şefik. 71 yaşındaki Şefik'in başbakanlığı iki aydan kısa sürdü, ama halk ve sivil toplum kuruluşları yine de üstlerinde dikta lekesi taşıyanların cumhurbaşkanı adayı olarak önlerine çıkmasını istemiyor.
Listenin dikkat çeken isimlerinden biri de Arap Birliği'nin eski genel sekreteri Amr Musa. Türkiye halkı onu Tayyib Erdoğan'ın Davos'taki One Minute çıkışından hatırlayabilir. O zaman Arap Birliği Genel Sekreteri olarak toplantıya katılan ve Erdoğan'la birlikte yerinden kalkıp sonra tekrar oturan Musa, Peres'in öbür tarafında BM Genel Sekreterinin yanında oturuyordu. Hüsni Mübarek'in Dışişleri Bakanlığını da yapan Amr Musa her renge girebilen biridir.
Bilgi: Filistin'de siyonist işgal devletinin zorlamalarına, tutsakları farklı cezaevlerine dağıtarak gözlerden uzak tutma, avukatlarla görüşüp durumlarını ve taleplerini peyderpey kamuoyuna iletmelerinin önüne geçme çabalarına rağmen tutsakların açlık grevi eylemleri sürüyor. Bu eylemin amacı tutsakların zindanda en azından onurlu bir hayata kavuşmalarını sağlamak. Eylemin başarılı olması medyanın ve sivil toplum kuruluşlarının desteğine, davalarını gündemde tutarak işgal devletinin zulüm uygulamalarını kamuoyuna iletmesine bağlıdır. Geçen hafta Cumartesi günü işgal devleti konsolosluğu önünde Filistin'le Dayanışma Derneği (FİDDER) öncülüğünde bir destek eylemi ve basın açıklaması olmuştu. Bugün de Özgürder'in öncülüğünde Fatih Saraçhane Parkında saat 14.00'te bir destek eylemi düzenlenecek. Buradaki destek eylemleri ve medyanın göstereceği ilgi tutsakların onur direnişine katkıdır.