Müslüman Kardeşler'i Konuşacağız
İslâm ümmetinin ulusçu anlayışlarla ve muhtelif entrikalarla dağılıp izzetini savunacak otoriteden yoksun bırakılmasından sonra yeniden bu izzete ve otoriteye kavuşması ve İslâm ahkâmının hayata hâkim kılınması için başlatılan mücadelenin en önde gelen öncülerinden İmam Hasan el-Benna henüz 43 yaşındayken şehit edildiği halde arkasında büyük eser bırakarak dünyaya veda etmişti. Başlattığı hareket tüm ümmeti yeniden İslâmî otoritesine ve izzetine kavuşturma amaçlı olduğundan mesajı da emperyalizmin çizdiği sınırları aşarak Müslümanların yaşadığı bütün coğrafyaya yayıldı. Bu coğrafyanın çoğunda onun temelini attığı yapıya göre teşkilatlanma gerçekleşti. Bu teşkilatlanmanın gerçekleşmediği yerlere de en azından daveti ve mesajı ulaştı.
İmam el-Benna'nın mesajının bu kadar geniş bir coğrafyaya yayılmasının en önemli sebeplerinden biri çağrısında, emperyalizmin yönlendirmeleriyle ve tamamen ulusçu anlayışlara göre çizilen sınırları tanımayarak İslâm ümmetini bir bütün olarak görmesi, böylece Müslümanların birliğini esas alan otoriteye kavuşturulmalarını amaçlaması ve İslâm'ın tüm insanlığa yöneltilmiş cihanşümûl davetini ilke edinmesidir.
İmam el-Benna'nın şehit edilmesinin üzerinden yarım asırdan fazla zaman geçti. Bu dönem içinde, onun başlatmış olduğu Müslüman Kardeşler hareketiyle ilgili çeşitli konular ve tartışmalar gündeme geldi. Tartışmalarda bu hareketin etkinliğini kaybetme merhalesine girdiği iddiasında bulunuldu. Oysa son dönemde yaşanan hadiseler ve sonrasında kitlelerin ortaya koyduğu temayül gerçeğin öyle olmadığını, Müslüman Kardeşler'in hâlâ en geniş tabanlı ve etkin hareket olduğunu ortaya koydu.
Bugün Müslüman Kardeşler sadece toplumlara mesajını ulaştırmaya çalışan bir davet hareketi değil aynı zamanda kuruluşundaki amaçları fiilen gerçekleştirme aşamasına gelmiş etkin siyasi harekettir. Bunun çağdaş emperyalist güçlerin müsaadesiyle ve lütfuyla gerçekleştiğini zannedenler yanılgı içindedir. Emperyalist güçlerin rızası olmadan İslâm ülkelerinde siyasi otoriteleri ele geçirmenin veya bu otoritelere ortak olmanın mümkün olmadığını düşünenler, 2006 başında Filistin'de Hamas büyük bir seçim zaferi kazandığında da aynı şeyleri söylemişlerdi. Ben o zaman bu iddialara cevap amacıyla "Komplo Teorileri Esareti" başlıklı, üç gün devam eden bir makale yazmıştım. Vakit gazetesinin 16, 17 ve 18 Şubat 2006 tarihli sayılarında yayınlanan o makalemizi okursanız bugün Arap intifadasıyla birlikte gündeme getirilen komplo teorilerine de o günden cevap verdiğini göreceksiniz. Bu makalemizi internette, www.vahdet.info.tr adresinde bulabilirsiniz.
Genelde İslâmî hareketin, özelde Müslüman Kardeşler'in başarıları hâkim sistemlerin veya uluslararası güçlerin izniyle ve lütfuyla değil bu hareketlerin kendi kararlı mücadeleleriyle elde edilmiş başarılardır. Bu, 1979'da İran'da gerçekleştirilen devrim açısından bir toplumsal realite olduğu gibi Arap intifadası ve onunla birlikte öne çıkan siyasal hareketler, özellikle de İslâmî oluşumlar açısından da toplumsal realitedir. Dünyadaki hâkim güçler de bu realiteyi görme ve kabullenme ihtiyacı duyuyorlar. Bugün için "bükemediğin bileği öpeceksin" demeseler bile en azından "bükemediğin bileği önemseyecek, reel bir güç olarak kabul edip tutacaksın" deme ihtiyacı duyuyorlar. Yeri geldiğinde "öpeceksin" demeleri de hiç ihtimal dışı değildir.
İlkelerini hayata taşıma konusunda önemli bir merhale katettiği görülen ve artık tüm dünyada kendinden söz ettiren Müslüman Kardeşler'in konuşulması açısından son derece faydalı olacağını düşündüğüm önemli bir uluslararası sempozyum düzenleniyor. Medeniyet Derneği ile Genç Birikim Derneği'nin ortaklaşa organize ettiği ve 5-6 Mayıs Cumartesi ve Pazar günleri Ankara'da Kocatepe Kültür Merkezi'nde düzenlenecek "Hasan el-Benna ve Müslüman Kardeşler" isimli sempozyumda farklı ülkelerden konuşmacılar yer alacak. Sunulacak tebliğlerde dava önderi İmam el-Benna ve onun başlattığı hareket hakkında çok farklı açılardan bilgiler verilecek.
Benim de "Müslüman Kardeşler'e Yöneltilen Eleştiriler" başlıklı tebliğ sunacağım sempozyumda konuşulanlardan önemli gördüğüm bazı notları da inşallah katıldıktan sonra değerli okuyucularımıza aktaracağım.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.