Dünden Bugüne Müslüman Kardeşler
Sempozyumun sunuculuğunu eski dostlarımızdan ve kıymetli ağabeylerimizden Bekir Sağlam yaptı. Televizyonlarda spikerlik yapabilmek için uzun süre diksiyon dersleri almış uzman sunuculardan geri kalmayacak diksiyonuyla, programı dikkatle izleyerek saniyesi saniyesine devreye giren ve dikkatleri canlı tutan takdimleriyle, konuşmacılar hakkındaki özlü tanıtımlarıyla görevini başarıyla ifa etti.
M. Rüştü İzgöer hocanın Kur'an-ı Kerim tilavetinden sonra başlayan açılış konuşmalarında daha çok Hasan el-Benna'nın kişiliği, mücadelesi ve başlattığı hareketin ümmetin yeniden izzetine kavuşturulması amaçlı çabalardaki öncü yeri üzerinde duruldu.
Müslüman Kardeşler'in Suriye kanadının genel murakıplığını yapan Muhammed Riyad Şakfa'nın başkanlığındaki birinci oturumun konusu "Hasan el-Benna'nın kişiliği" idi. Konuşmalar da Benna'nın yaşadığı dönemdeki Müslüman toplumlar, gençlik, Benna'nın bu şartlar içinde yürüttüğü davetin önemi ve insanları davet ettiği yaşayışı önce kendi hayatında tatbik etme konusundaki çabası üzerinde yoğunlaştı.
Onun gençlik döneminde İslâm âleminin bir çöküş ve dağılma merhalesi içinde olduğu, bir yanda Müslüman gençleri ifsat faaliyetlerinin yoğunluk kazanmasına rağmen diğer yanda onlara sahip çıkacak kurum ve akımların bir atalet, ilgisizlik içinde oldukları o yüzden Benna'nın daha öğrencilik yıllarında Ezher âlimlerine İslâm için çalışmaları çağrısı yaptığı dile getirildi. Üniversiteyi bitirmesinden sadece bir yıl sonra, henüz yirmi iki yaşındayken Müslüman Kardeşler'i kurduğuna dikkat çekildi.
1906'da dünyaya gelen Hasan el-Benna, 1927'de şimdiki adı Kahire Üniversitesi olan Dâru'l-Ulûm'un Reşâd Okulu'nu öğretmen olarak bitirdi ve 1928'de de öğretmenlik görevi yaptığı İskenderiye'de Müslüman Kardeşler'i kurdu.
Konuşmalarda el-Benna'nın, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in hadislerinde Müslüman halklara her asırda geleceği haber verilen yenileyicilerden (mücedditlerden) biri olduğu üzerinde duruldu. Yenileme ile kastedilenin dini değil Müslüman toplumları, Müslüman halkların anlayışını, duyarlılığını ve yaşayışını yenileme olduğu hatırlatmasını burada da zikretmekte yarar görüyorum. Çünkü din ilkeleri bir ayar gibidir. Bu ayarın korunacağı Yüce Allah tarafından bildirilmiştir. Ama bilgi ve duyarlılık yetersizliğinden dolayı kişilerin ve toplumların anlayışlarında, yaşayışlarında, yaklaşımlarında bozulmalar olabilir. Dolayısıyla bu bozulmaların düzeltilmesi için bir yenilemeye, bozulmayan, korunan ilkelere göre yeniden ayarlanmasına ihtiyaç duyulur. İslâm kıyamete kadar geçerli tek din olduğundan Hz. Peygamber (s.a.s.), Yüce Allah'ın bu ümmete belli aralarla bu yenilemeyi ve ayarlamayı yapacak yenileyiciler göndereceğini haber vermiştir.
İlk oturumun konuşmacılarından ve son oturumun başkanı, Ürdün Müslüman Kardeşler cemaati genel murakıbı Prof. Dr. Hemmam Said, Benna'nın sadece bir asrın değil bir dönemin müceddidi olduğunu ifade etti. Sonraki konuşmacılardan da Prof. Said'in bu tespitini teyit edenler oldu.
Başkanlığını Süleyman Arslantaş'ın yaptığı ikinci oturumun konusu "Hasan el-Benna dönemi ve sonrası İhvan" idi. Bu oturumdaki konuşmalarda da Benna'nın yenileyiciliğiyle ilgili vurgular öne çıktı. İlk konuşmacı Prof. Dr. Hayrettin Karaman'ın konuşması da zaten tamamen bu konuyla ilgiliydi. O, Benna'nın tamamen Kur'an ve sünnetten neşet eden tecdit projesinin genel çerçevesini çizdi ve dayandığı ilkeleri sıraladı.
Birinci günün üçüncü ve dördüncü oturumunda cemaatin kurucusu Hasan el-Benna'dan, onun kurduğu Müslüman Kardeşler'e geçilerek tebliğlerin çerçevesi genişletildi. Bu iki oturumun konusu ise İhvan'ın düşüncesi ve kimliğiydi. Bu oturumlardaki konuşmalarda İhvan'ın sonraki liderlerinin ve tüm İslâm âlemini etkileyen Seyyid Kutub gibi düşünce önderlerinin çizgileri ve anlayışları, cemaatin davet metodu, siyasi çizgisi ve bu cemaate karşı ortaya çıkan muhalif hareketlerle arasındaki anlayış farklılıkları üzerinde duruldu.
Konuşmacılardan Prof. Dr. Mustafa Ağırman'ın konusu ise yine Hasan el-Benna'yla ilgiliydi. Ağırman, Hz. Peygamber (s.a.s.)'in davet metoduyla, Benna'nın davet metodu arasındaki benzerlikler hakkında oldukça önemli ve üzerinde durulması gereken noktalara parmak bastı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.