Suriyeli istihbaratçılar, Türkiye'nin karadan gireceğine iyice inanmışlar... Casus olduklarına vehmederek kaçırdıkları iki gazeteciyi sorguya çekerken:

"Türkiye buraya sınırdan koridor açacak. Sizi de araştırma yapmak için mi gönderdiler?" diye soruyorlarmış.

Adem Özköse ve Hamit Coşkun'un anlattıklarından öğrendik.

*

Az gelişmiş ülkeler, gazetecileri casus zannetmekten hâlâ kurtulamadı.

Haksız da değiller.

Soğuk savaş döneminde casusların en fazla büründükleri kisve gazetecilikti.

Fakat o dönem çok geride kaldı.

Bazı bölgelerde özellikle askerî tesislerin olduğu yerlerde fotoğraf çekmenin yasak oluşu da o dönemin alışkanlığı.

Hâlbuki artık yukarıdaki uydulardan, yerde yürüyen adamın vesikalık fotoğrafı bile çekilebiliyor.

*

İki ay boyunca sorgulayıp hakaret yağdıran, Türkiye'ye, Başbakan Erdoğan'a ve Dışişleri Bakanı Davutoğlu'na söven Esed'in askerleri, anlaşılıyor ki bize karşı fazlasıyla öfke ve kin biriktirmişler.

"Polat Alemdar gelsin de sizi kurtarsın" diyorlarmış.

Polat Alemdar'ı gerçek sanmaları üzerine yirmi tane cümle kurulabilir.

Biz de Rambo'yu gerçek sanmıyor muyduk?

Kaç gazete haberinde kullanıldı?

Irak'ta, Afganistan'da Rambo'nun kof çıktığı falan az haber yapılmadı.

Bir başka bakışla, Adem'le Hamit'in kurtarılması, Polat Alemdar'ın 'asıl'ları sayesinde olmuştur.

*

Bize duydukları düşmanlık, pek bir işlerine yaramadı.

Kaçırıp iki ay boyunca sorguladıkları gazetecileri bırakmak zorunda kaldılar.

Hatay'daki kamplara kaçan Suriye askerleriyle takas etme istekleri de yerine getirilmedi.

Pazarlık edecek gücü bile bulamadılar kendilerinde.

Tek yaptıkları süreyi biraz geciktirmek oldu.

İki haftada serbest bırakmak yerine iki aya uzattılar.

O süre bizim için olduğu kadar, onlar için de sıkıntılı geçti.

Dostane ilişkiler içinde oldukları İran ve Rusya'dan da baskı gördüler.

*

Peki, ne kazandılar?

Ellerine bir şey geçti mi?

Türkiye'ye karşı bir üstünlük mü elde ettiler?

Uluslar arası sahada bir iki puan alıp Suriye'ye avantaj mı sağladılar?

Takdir mi topladılar?

Sorguladıkları gazetecilerden, kuruntuları doğrultusunda bir gıdım bilgi mi edindiler?

Koridorun koordinatlarını mı öğrendiler?

Hiç birine olumlu cevap bulmak mümkün görünmüyor.

*

Sadece, iki ülke arasındaki gerginliği tırmandırdılar.

İstihbarat paranoyasına kapıldıklarını ortaya sermiş oldular.

Beşşar Esed'in koltuğunda korku içinde oturduğunu açık ettiler.

Bütün bunlar olurken, üstünde Beşşar Esed'in adı yazılı kum saatinin yukarı kısmındaki kumlar günden güne azalıyordu ve azalmaya devam ediyor.