Mısır'da İslâmcılar Yarışıyor
Mısır'da cumhurbaşkanlığı seçimi sivil siyasi sistemin şekillenmesi ve oturmaya başlamasında önemli bir merhaleyi oluşturacak. Çünkü cumhurbaşkanının seçilmesinden sonra geçici yönetim durumundaki Yüksek Askerî Konsey devreden çıkarak yetkileri ona teslim edecek. Cumhurbaşkanının da yeni hükûmetin kurulması için görevlendirme yapma yetkisi olacak. Seçilecek cumhurbaşkanının ayrıca Anayasanın tamamen değiştirilmesine öncülük etmesi de bekleniyor.
O yüzden gerek eski dikta rejimi kalıntılarının oluşturduğu engebeler ve gerekse uluslararası güçlerin üstü örtülü müdahaleleri sebebiyle seçim dönemi bayağı sıkıntılı geçiyor. Bazen mahkemeler devreye girerek seçim sürecini dondurmaya ve tarihini ertelemeye çalışıyorlar. Ama her ne kadar erteleseler de sonuçta bunu gerçekleştirmek ve halkın iradesine razı olmak zorunda kalacaklar. Halkın tercihine Hüsni Mübarek döneminde olduğu gibi hile yoluyla müdahale etme imkânları da fazla yok. Çünkü karşılarında zincirleri koparmış bir halk var ve nasıl bir tepki göstereceğini tahmin edemezler.
Yüksek Seçim Kurulu vasıtasıyla İslâmî kesimi temsil eden adaylardan bazılarına engel oldular. Fakat halkın önünde yine onun tercih edebileceği seçenekler var. Bunu tümüyle engellemeleri durumunda seçim meşruiyetini kaybedecek ve belki halk sandık başına gitmeyi değil yine meydanlara çıkmayı tercih edecekti.
Halk tabanının üçte ikiden fazlasının İslâmî kesimin adaylarını desteklediği parlamento seçimlerinde görüldüğünden bu oranın cumhurbaşkanlığı seçimlerine de yansıyacağı tahmin ediliyor. Bu oran sadece bir adayda toplansaydı onun kazanacağı konusunda herhangi bir şüphe olmayacaktı. Fakat belli bir isim üzerinde ittifak sağlanamadı. İçeriden ve dışarıdan engebeleri oluşturan lobiler de İslâmî duyarlılığa sahip tabanın oylarının birkaç adaya dağılması durumunda, kendilerine yakın duracağını düşündükleri bir adayın öne çıkacağı ve onun yarışmanın bir kanadını oluşturabileceği beklentisi içine girdiler.
Fakat gelişmeler yarışmanın yine İslâmî kesimi temsil eden adaylar arasında geçeceğini gösteriyor. İslâmî kesimden birkaç aday bulunmakla birlikte öne çıkan iki aday var: Müslüman Kardeşler'in resmi adayı Dr. Muhammed Mursi ile yine Müslüman Kardeşler kökenli ancak bağımsız aday olan Dr. Abdulmunim Ebu'l-Futuh.
Selefi kesimi temsil eden Nur Partisi'nin adayı Hazim Salah Ebu İsmail'in adaylığı reddedildiği için bu kesimin tercihinin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde belirleyici olacağı düşünülüyor. Çünkü onların adayları seçime girseydi oyları da ona kayacak ve etkin İslâmî tabanın oyları üçe bölünecekti. Onların adayları engellenince oylarının topluca bir adaya kayması ihtimali o adayın kazanma şansını artırır oldu.
Yapılan bazı yorumlar ve birtakım açıklamalardan çıkarılan sonuçlar selefi kesimin oylarının Ebu'l-Futuh'a kayması ihtimalinin yüksek olduğu kanaati oluşturuyordu. Hatta bu kesimin ileri gelenleri tarafından bu yönde çağrılar yapıldığına dair haberler de yayınlandı. Ancak benim şahsen Kahire'den aldığım bilgiler bu konuda aralarında kesin bir ittifak olmadığını gösteriyordu.
Bazıları Ebu'l-Futuh'a oy verilmesi çağrıları yaparken bazıları da Mursi'ye destek verilmesini talep edince cemaatin Alimler Şura Meclisi iki gün önce bir toplantı yaptı. 16 Mayıs Çarşamba günü gerçekleştirilen şura toplantısında söz konusu iki adaydan birine destek çağrısı yapılmaması kararı alındı. Yani cemaatin karar mekanizması tabanı bu konuda serbest bırakmayı kararlaştırdı. Ama Hüsni Mübarek dönemi yani dikta rejimi kalıntısı adaylara kesinlikle oy verilmemesi konusunda uyarıda bulundu.
Âlimler Şûra Meclisi üyelerinden Dr. Cemal el-Murakibi yaptığı açıklamada toplantıda İslâmcı adaylardan birinin diğerine tercih edilmemesi, bu konuda tercihin tamamen tabana bırakılması kararı alındığını ve "bizim açımızdan hepsi eşittir" denildiğini dile getirdi.
Bu durumda Müslüman Kardeşler resmî adayı Dr. Muhammed Mursi'nin kazanma şansı biraz daha artmış oluyor. Çünkü onun hem kendi cemaatinin desteği olacak hem de selefi kesimden dengeyi onun lehine çevirecek sayıda bir oy alması ihtimali bulunacak. Bununla birlikte herhangi bir akıma meyilli olmayanlardan da Ebu'l-Futuh'u tercih edenlerin oranı yüksek olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.