Polis hemşehri çıkabilir, çekinme bas gaza!
Uzun süredir hazırlandığınız bir sınava giriyorsunuz... İki ihtimal vardır. Ya kazanırsınız, ya kazanamazsınız.
Vize almak için bir konsolosluğa başvursanız, ya verirler, ya vermezler.
Maçın en heyecanlı yerindesiniz... Hakem penaltı noktasını işaret etmiş... Topun arkasında geriliyorsunuz, karşınızda kaleci... Heyecan dorukta... Az sonra vuracaksınız; ya gol olur, ya olmaz.
*
Hayatın birçok yerinde üçüncü bir ihtimal yoktur.
Trafik de öyle.
Direksiyona geçtiniz, yola çıktınız veya yolcu olarak bir aracın içinde ilerlemektesiniz.
Kaza yapma ihtimali her daim başınızda demektir.
Özellikle kaza oranları fazla olan ülkelerden birindeyseniz, mesela Türkiye'de, sağ salim eve döndüğünüz her akşam, oturup şükretmelisiniz.
"Bugün de kaza yapmadım anne..."
*
Bir nebze espri tozu katmaya çalışsak da bu konunun şakaya gelir yanını kimse göremez.
Çünkü öyle bir tarafı bulunmuyor.
O kadar çok kaza oluyor ki...
Bir kısmını güvenlik kameraları "saniye saniye" kaydediyor, sonra da ekranlarda izliyoruz.
*
Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu'nun üçüncüsü yapıldı.
Oradan çıkan karara bağlı olarak "Stajyer sürücülük" sistemi başlatılması planlanıyor.
Haber şu şekilde:
Trafik kazalarında sürücü hatalarının çok yüksek olması, yeni arayışları beraberinde getirdi.
Bu kapsamda sürücü belgesi sınavlarının yeniden yapılandırılması; "stajyer sürücülük" sisteminin bir an önce uygulamaya konulması isteniyor.
*
İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü Trafik Hizmetleri Başkanlığı ile Polis Akademisi Başkanlığı, Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile Karayolları Genel Müdürlüğü, Gazi Üniversitesi, Bahçeşehir Üniversitesi, TÜVTURK ve diğer ilgili kuruluşların işbirliği gerçekleştirilen sempozyumda toplam 155 bildiri sunuldu.
Alınan bütün kararların isabetli olduğunu söyleyebiliriz.
Ne var ki, kazaların sebebleri arasında "sürücülerin acemi olması" çok az bir yer tutar.
Kazaya karışanlar içinde usta sürücüler daha fazla.
*
En önemli noktalardan biri de, diğer birimlerde çalışan polislerin de trafik hizmetlerinde görev yapanlar kadar trafik suçu tespit yetkisine sahip olmaları.
Ancak diğer polisler trafikle pek ilgilenmiyor.
Gözü önünde trafik suçu işlense bile.
Hâlbuki Türkiye gibi kaza ve ölüm oranı yüksek ülkelerde, trafik polislerinin işlevi, cinayet masasındakilerden pek farklı sayılmaz.
*
Ve tabii, hepsinin başında en önemli faktör olarak, sürücülerin "bilinç seviyesi" gelir.
"Kurala aykırı davranırsam mutlaka yakalanır ve ceza alırım" düşüncesi henüz yerleşmiş görünmüyor.
Trafik hizmetleri dışındaki polisler hataları görmüyor, sürücüler diğerlerinin hatalarına göz yumuyor.
"Nasılsa yakalanmam" düşüncesi yaygın...
O sakat düşünce yetmezmiş gibi "Yakalansam da polisler arasında bir hemşehrim çıkar nasılsa" şeklinde tuhaf bir fikre kapılanlar bile mevcut.
Barış söyleyedursun: "Hemşerim, memleket nire?"
*
Böyle olunca, sola dönüşün yasak olduğu yerde, bırakın sola dönmeyi, geri dönüş dahi yapılır.
Hız sınırlamasının iki katı sürat yapılır.
Sollama yasağı olan yerde sol şerit kapatılır, çekinmeden makas da atılır, ters yöne de girilir.
Sonra da kaza kaçınılmaz.
Geçmiş olsun!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.