Sayın terörist deme özgürlüğü
Hukuk okudum ama, hukukçu olacak kadar değil. Bu yüzden mahkeme kararlarını, hele bir de Yargıtay gibi yüksek mahkeme ise eleştirmek caiz midir, değil midir bilemiyorum. O yüzden, ne olur ne olmaz ihtiyatıyla eleştirmeden, önemli gördüğüm bazı hususlara dikkat çekmekle yetineceğim.
Ne demek istiyorsun, konuya gel diyeceksiniz. Geliyorum.
Yeni bir özgürlüğümüz daha oldu: Teröriste sayın deme özgürlüğü!...
Yargıtay, teröristbaşı Öcalan için sayın, PKKlılar için de gerilla ifadesinin kullanılmasına cevaz vermiş. Artık terörist için daha sevimli olan gerilla tanımlaması yapabilir, teröristbaşına da sayın hitabıyla saygı duyabilirsiniz.
İster misiniz, teröriste sayın demek durumdan vazife çıkaran işgüzarlar tarafından bir de zorunlu hale getirilsin! Töbe töbe!.. Aklıma neler de geliyor böyle? Ama son on yıllık süreci bir incelerseniz, hani bu da olur diyeceği geliyor insanın. Yani tabiî ki Ergenekona hayır, ama bu kadarına da pes! Acaba bu yeni durum, Başbakanın, terör örgütüyle müzakere konusunda sözünü ettiği ipliklerden biri, ya da bağın gereği olabilir mi?
Yargıtay 9. Ceza Dairesi, kararına, ifadelerin Anayasanın 26. Maddesi ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşmenin ifade özgürlüğünü düzenleyen 10. maddesi kapsamına girmesini gerekçe gösteriyor. Sonuç, binlerce kişinin katili ya da katledilmesinin müsebbibi bir teröriste saygı duyabilirsiniz; bugünkü hukuk sisteminde size hiçbir şey olmaz. Çünkü teröristbaşına saygı duymanız sizin ifade özgürlüğünüzdür. Öyle ya, kapı gibi Yargıtay Kararı var! Koskoca Yargıtay böyle karar verdiyse bizim gibi cahillere amenna demekten başka ne düşer?
Ha, kararın getirdiği ifade özgürlüğü sadece bundan ibaret değil. Şimdi artık, bir terör örgütünün, ülkeyi bölüp paramparça etmek isteyen bir ayrılıkçı hareketin, ya da başka bir yasadışı yapılanmanın elebaşıları hakkında duyduğunuz saygıyı o terör yapılanmasının yayın organlarına demeç vererek, yazı yazarak, açıklama yaparak, terör örgütü yandaşlarının veya bağlı kuruluşlarının etkinliklerine katılarak vs. de ifade edebilirsiniz. Çünkü Yargıtayın özgürlük olarak tanımladığı eylem, koskoca TC Devletinin kapatılması için kıyameti kopardığı PKKnın illegal yayın organı Roj TVde işlenmiş. Demek ki, artık ülkeyi bölmek isteyenlere saygı duyabilir, bu saygıyı ifade edebilir, bu ifadenizi bölücü taifenin yayın organlarına çıkarak yapabilirsiniz ve size de bişeycikler olmaz. Korkmayın, arkanızda dağ gibi Yargıtay kararı var!
Ancaaak!
İşbu noktada, Devlet babanın açtığı kapının emsal alınarak daha başka nerelerde kullanılabileceğine dair bazı havatırlar gelişebiliyor.
Bir kişi çıksa da Yargıtayın PKK ve Öcalan için verdiği kararı emsal alarak, mesela Hizbullah ya da el-Kaide mensupları için gerilla ya da mücahid dese, acaba bu da ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilip sözü söyleyen suçsuz sayılacak mı? Ya da Usame b. Laden için veya devletin ya da ABDnin terörist kabul ettiği başka bir örgüt lideri için birisi sayın deyip saygı duysa, üstelik bunu o örgütün yayın organlarında kullansa, ya da sözkonusu örgüt her ne ise, onun etkinliklerine katılarak ifade etse, bu kişi ifade özgürlüğünü mü kullanmış sayılır, ABDnin dünyaya dayattığı konjonktür gereği derhal derdest edilip canına mı okunur?
Sorunun muhtemel cevabı için aynı Yargıtayın aynı 9. Ceza Dairesinin verdiği başka kararlara bakmak fikir verebilir. Baktığınızda, bu işin içinde başka bir şey mi var acaba? diye sormadan edemeyeceksiniz. Nitekim aynı daire, terörün, kalkışmanın, ülkeyi bölmek için silahlanarak dağa çıkıp onyıllarca savaşmanın olmadığı durumlarda hiç tolerans tanımamış. Mesela gösteri kanununa muhalefetten mahkûm olanların davasını idamla yargılanmaları istemiyle bozma kararı vermiş. Nerede? Sivasta... Hadi Sivası geçelim. Suç ve eylem olmamasına rağmen, mesela Anadolu Federe İslam Devleti, Umut, Malatya, Vahdet Vakfı, Salih Mirzabeyoğlu, Kudüs vb. davalarda, İslami duyarlılığa sahip vatandaşları mahkûm ederken ifade özgürlüğünü esas almamış. İsraili eleştirenleri, başörtüsü yasağını protesto edenleri, tutuklu ve hükümlülere yardım edenleri, düşüncelerini açıklayanları mahkûm eden kararları onamaktan çekinmemiş.
Örnek çok. Şimdi geçmişi ve yeni kararı birlikte ele aldığımızda, özellikle Müslümanlar açısından bundan sonrasını nasıl yorumlamamız gerekiyor?
Sayın terörist!..
Yok, ben bunu tutmadım. Yargıtay da karar verse, nâhoş bişey!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.