Hafızların Diyanetten talepleri
Diyanet Teşkilatı bünyesinde çalışmayan hafızlar çok dertli. Diyanet İşleri Başkanlığı (DİB) bünyesi dışındaki kamuda çalışan hafız, İmam Hatip Lisesi ve İlahiyat Fakültesi mezunları adına bize yazan Musa Albayrak adlı okurumuz, hafızlara uygulanan haksızlık ve Diyanetin, Kuran kurslarından mezun olan hafızlara karşı tutumundan şikayet ettiği e-postasında dile getirdiği hususları Sayın Diyanet İşleri Başkanının dikkatlerine sunuyorum.
Okurumuz, kendilerinin Diyanet dışındaki kamuda görev yaptıklarını, Diyanetin açmış olduğu yeterlilik sınavlarını kazandıklarını ifadeyle söze başlıyor. Problemlerinin çözümü için üst düzey Diyanet yetkililerinin ve ilgili Bakanın söz verdiğini, ama 1.5 yılı geçmesine rağmen verilen sözde durulmadığını, çözümsüzlüğün devam ettiğini bizlerle paylaşıyor.
Okurumuzun sözünü ettiği grup, hafızlığını tamamlamış, Anadolunun çeşitli illerinde kamuda görev yapıyorlar. Diyanetin açmış olduğu yazılı yeterlik sınavını da, sözlü sınavı da kazanmalarına rağmen, kendilerine bir de KPSSnin şart koşulmasını anlayamadıklarından şikayet ediyor. Çünkü KPSS, Kamu Personeli Seçme Sınavı demek. Diyor ki okurumuz: Bizler zaten asaleti tasdik olmuş kamu personelleriyiz. Sonra devam ediyor:
Sırf Allah rızası için, Rabbimizin bizlere bir lütfu ve ikramı olan, farz-ı kifaye olarak yapmış olduğumuz hafızlıklarımızı ve almış olduğumuz eğitimimizi unutmamak ve başkaları ile paylaşmak için gerçek yuvamıza, Diyanete geçmek istiyoruz. Aralarında hafızların da olduğu çoğu kişinin Diyanetten kaçarak MEB ve diğer kurumlara geçmek istediği bir ortamda, yapılan açıktan atamaların %5i veya belli bir oranı kurumlar arası geçiş için ayırılıp bu yıllarca uygulanırken, Diyanetten her sene yüzlerce ilahiyat mezunu İmam, Hatip, Kuran kursu öğretmeni, Müezzin ve Kayyım, Din Kültürü Öğretmeni olmak için ayrılarak kurum değiştirip MEBe geçerken, buna da Diyanet izin verirken, neden Diyanet İşleri Başkanlığı, atama işlemlerine ilave edebileceği küçük bir ek madde ile bizlerin mağduriyetini gidermiyor?
Kendilerine çifte standart uygulandığını düşünen okurumuz, Diyanetten kaçana izin verilirken, gönülden bu işi yapmak isteyene imkân verilmemesini cezalandırmak olarak algıladığını vurguluyor. Üstelik, hem Diyanet üst yönetiminin, hem ilgili Bakanın konunun takipçisi olacakları yönündeki beyanları olmasına rağmen, DİBnın şimdiye kadar herhangi bir girişimde bulunmamış olmasına bir anlam veremiyor; yeni yapılanma veya yeni yönetmelik sözleri ile sorunun bu zamana kadar geçiştirildiğini düşünüyor.
Sorunlarının çözümüne yönelik olarak ilgili bütün kurumlar nezdinde girişimlerde bulunduklarını ifade eden okurumuz, bu haklı talebimizin çözümü konusunda Allah rızası için bizlere yardımcı olmanızı istirham ediyoruz diyor.
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağın, 14.05.2012 tarihinde bir soru önergesine verdiği cevapta, DİB kadrolarından diğer kurumlara yatay geçiş yolu ile 1492 personelin geçtiğini açıkladığına dikkat çeken okurumuz, Diyanetten kaçana izin verilirken, meleler için hiçbir öğrenim şartı aranmaz ve hiçbir yazılı yeterlik sınavı veya KPSS şartı aranmazken, halen kamuda kadrolu personel olan, Diyanet tarafından hafızlık belgesi verilen, Diyanetin açtığı yazılı ve sözlü yeterlik sınavlarını kazanan hafızlar için bu kadar zorluk çıkarılmasına bir mana veremiyor; bunun sebebinin ve çözüm yolunun ne olduğunu öğrenmek istiyor.
Kendilerine bazı muhalefet milletvekillerinin, hafızlık diplomalarıyla birlikte Meclise gelmelerini, birlikte basın açıklaması yapmalarını önerdiğini ifade eden okurumuz, böyle bir politik oyuna gelmek istemediklerini vurguluyor. Diyor ki, her ne kadar bizler haklı olsak da, hem Diyanet camiasının, hem de hafızlık makamının itibarını düşünerek bu tür bir basın açıklamasına katılmayacağız. Başka arkadaşlarımıza da katılmamaları gerektiğini ilettik. Ancak, bazı üst düzey Diyanet yetkililerinin kutlu doğum münasebetiyle bulundukları illere geldiği zaman yaptıkları görüşmelerde, problemin çözüleceği hususunda verdikleri sözlerin yerine getirilmemesi üzerine, maalesef bazı arkadaşlarının bu tür politik girişimlere alet olmaya meyyal hale geldiğini gözlemleyen okurumuz, olmasını temenni etmedikleri böyle bir durumun ilerde gerçekleşebileceği endişesini taşıdığını da ifade ediyor.
İlgililerin bilgisine sunuyorum.
* * *
BANKALAR, SORULAR
29 Mayıs tarihli yazımda satılan bankaların listesini vermiştim. Listeyi aldığım kaynağı incelerken dikkatimden kaçan bir dipnot, Alternatif Bankın da listeye girmesine sebep olmuş. Alternatifbank adına e-posta gönderen Damla Gökçenin uyarısı üzerine tekrar kaynağıma baktığımda, dipnotta bu bankanın hisselerinin satışı için bir girişim olduğunu, ancak Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun satışa onay vermediğini gördüm. Yani Alternatifbank satılanlardan olmamış.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.