Devrimi halkın desteklediği, darbeyi ABD’nin desteklediği yapar!
- Lütfü Bey; Jandarma Genel Komutanlığı yapmış, 1. Ordu Komutanlığı yapmış orgenerallerin Ergenekon Operasyonu kapsamında gözaltına alınabilmesi Türkiye’yi şaşırttı. Hele de bu iki orgeneralin birinin orduevinde, diğerinin askeri lojmanda gözaltına alınabilmesi bu şaşkınlığı daha da artırdı. çünkü Türkiye’de daha önce böyle bir şey yaşanmamıştı. Nasıl yorumluyorsunuz bu gelişmeyi?
- Ergenekon operasyonu deyip duruyoruz ama, aslında bu Orgenekon operasyonu! öyle ya, artık alt seviyedekiler değil üst seviyedekiler, erler değil orgeneraller gözaltına alındığına göre bunun adı Orgenekon operasyonu! İşin esprisi bir yana, gelelim işin aslına. Eğer Genelkurmay göz yummasa, bu orgeneraller gözaltına alınamazdı. Genelkurmay’ın onayı olmasa kimse onların askeri alanlardaki evlerinde, ofislerinde arama yapamazdı. Bugüne kadar bu orgenerallerin gözaltına alınmaları konusunda herkes bir yorum yaptı. Ama benim yorumum farklı. Mesela 12 Mart 1971 askeri darbesini ele alalım. 12 Mart darbesinden üç gün önce 9 Mart 1971’de içlerinde üst düzey generallerin de bulunduğu bir cunta darbe yapmaya kalkışmış, ancak bu darbe teşebbüsü yine içlerinde üst düzey generallerin bulunduğu bir başka cuntaca bastırılmıştı. Onların darbesini bastıran diğer cunta ise 12 Mart 1971’de darbe yapmıştı. Peki her ikisinde de üst düzey generallerin bulunduğu iki cuntadan birinin darbesi bastırılırken, diğeri nasıl darbe yapmayı başarmıştı? çünkü 9 Mart cuntası darbe yapma konusunda ABD’nin desteğini alamazken, 12 Mart cuntası ABD’nin desteğini alıp darbe yapmıştı. Bunu niye anlatıyorum? çünkü ülkemizin geçmişte yaşadığı bu tip olaylardan da yola çıkarak şu iki gerçeği vurgulamak istiyorum. Her yönden ABD’ye bağımlı Türkiye’de ABD isterse darbe olur, istemezse darbe olmaz. Ve Türkiye’de ABD’nin desteklediği cunta darbe yapar, ABD’nin desteklemediği cunta darbe yapamaz. Eğer ABD şu ya da bu nedenle şimdilerde darbe olmasını çıkarlarına uygun bulmuyorsa, ABD’ye rağmen darbe yapmaya kalkışan generaller de kendilerini gözaltında bulur! İşte bugün yaşadığımız durum budur. Gerçek şudur ki, devrimleri halkın destekledikleri, darbeleri ABD gibi emperyalistlerin destekledikleri yapar!
DOKUNULMAZLARA DA DOKUNURLAR !
- Kemalist çevreler “Kuvvet komutanlığı, ordu komutanlığı yapmış generaller evlerinin kapısı sabaha karşı çalınıp nasıl gözaltına alınır” diyerek bu gözaltılara olan tepkilerini dile getirmekteler. Ne diyorsunuz onların bu tepkilerine?
-“Kemalist” denilen çevre geçmişte kuvvet komutanlığı, ordu komutanlığı yapmış generallerin sabaha karşı darbeler yapmasına itiraz bile etmedi, ama şimdi onların sabaha karşı gözaltına alınmasına tepki gösteriyor. Yoksa generallerin sabaha karşı darbe yapması iyi oluyor da, sabaha karşı gözaltına alınması kötü mü oluyor? Tutarlı olmak lazım. Sabaha karşı gözaltına alınmaya karşıysanız, geçmişte sabaha karşı darbeler yapıp, yüzbinlerce insanı gözaltına alanlara da karşı olmanız lazım. Ayrıca gözaltına alınmak konusunda bir kişinin ordu komutanı, kuvvet komutanı, genelkurmay başkanı olup olmamasına değil, suçlu olup olmamasına bakılmalı. Eğer suçluysa bırakın bir ordu komutanını, bir kuvvet komutanını, genelkurmay başkanı bile gözaltına alınmalı. Ha bugüne kadar generaller gözaltına alınamazdı, hatta generallerin ifadeleri bile alınamazdı. Nitekim Meclis Susurluk çetesi Araştırma Komisyonu, geçmişte Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’ın ifadesini almak istemişti de alamamıştı. Hatta Teoman Koman, adeta “Meclis’e gelirsem asıl ben sizin ifadenizi alırım” dercesine babalanmıştı. Ama artık durum eskisinden farklı. Her şeyden önce dünyadaki ve de Türkiye’deki konjonktür farklı. Başta Avrupa olmak üzere dünyada da, Türkiye’de de generallerin dokunulmazlığına tepki duyuluyor. Bunun yanı sıra askeri darbelere de hoş gözle bakılmıyor. Bu durumda başta Avrupa’yı karşısına alacak darbeci generallerin, ABD’yi arkalarına almadıkça darbe yapma şansları bulunmuyor. Geçmişte Türkiye’de her on yılda bir askeri darbe yapılmasına kolayca onay veren ABD ise, şimdilik askeri darbeyi son seçenek olarak görüyor. Şimdilik de olsa Türkiye’de darbe olmamasını kendi çıkarlarına daha uygun buluyor. İşte Türkiye’de darbe yapmak için yanıp tutuşan, bu amaçla örgütlenen bazı generaller hâlâ bunu anlayamıyor. Hâlâ kendilerini dokunulmaz sanıyor. Ne var ki geçti artık o devir. Görülüyor ki artık ordu komutanlığı da, kuvvet komutanlığı da yapsalar generaller de gözaltına alınabilir. Dokunulmazlara da dokunulabilir! Darbecilere de darbe indirilebilir! Artık bu böyle bellenmelidir.
HALK PARTİSİ DEĞİL TANK PARTİSİ!
- Başta Alman ve İskandinav ülkelerinin sosyal demokrat partileri olmak üzere, Sosyalist Enternasyonal’in bir çok üyesi, CHP’nin "solcu" olmadığı gerekçesiyle dışlanması istiyorlar. Ne diyorsunuz bu duruma?
- Ben kırk yıldır CHP'nin solcu olmadığını söylüyordum da sizleri inandıramıyordum. CHP'nin solcu olmadığına inanmanız için ille bunu Sosyalist Enternasyonal'in söylemesi mi lazım? Ya da CHP'nin solcu olmadığına sizleri inandırabilmem için adımı Sosyalist Enternasyonal olarak değiştirmem mi lazım! Kırk yıldır söyleyip duruyorum; CHP'nin sol ile sosyalizm ile bir alakası yok. Ayrıca adı Cumhuriyet Halk Partisi olsa da, bu partinin halkla da bir alakası yok. CHP'nin halkla değil tankla alakası var! CHP'nin adını Cumhuriyet Halk Partisi yerine Cumhuriyet Tank Partisi yapsalar, ona en yakışan adı koymuş olurlar! çünkü CHP darbe yapmak üzere tankları yürütenlerin partisi değil mi? Düşünün, adı Halk Partisi, ama halkı arkasına alamıyor! Zaten sıska bir çocuğa Gürbüz adını koydunuz diye hiç o çocuk gürbüz olur mu? Faşist bir partiye sosyalist dediniz diye, hiç o parti sosyalist olur mu? İşte CHP'ninki de o hesap. En sonunda Sosyalist Enternasyonal de CHP'nin sosyalist olmadığının farkına vardı. Onun Sosyalist Enternasyonal'e yakışmadığını söylemeye başladı. Halktan değil seçkinlerden oy alan, yoksulların yaşadığı yerlerde değil zenginlerin yaşadığı yerlerde var olan, ezilenlerden değil ezenlerden yana olan CHP'nin sosyalizmle en küçük bir alakası var mı? öyleyse böyle bir partinin Sosyalist Enternasyonal'de yeri var mı?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.