Onbaşı olamayacakken vekil olmuş!
Şunun şurasında bir hafta ayrı kaldık; ama neler oldu neler!
Mesela, Er-General-Uygur, yedi yaşında olduğunu mahkemeye beyan etti..,.
Esasen, o güç elindeyken de daha yüksek bir zekâ yaşına sahip değildi. Bunu mahkeme önünde itiraf etmiş oldu!
Bu arada onun büyük gayreti ile açılan 9 yıllık 312 General Davası yeni bir safhaya girdi.
Temyiz, Yargıtay bu sefer esastan bozdu!
Dava normal şartlarda bir daha görülecek ve muhtemelen o Ergenekoncu baskı olmadığı için, aynı şekilde sonuçlanmayacak.
Bütün bunlar olurken neler oldu?
9 yıl içinde ehram tepetaklak oldu!
Bir zamanların ilahlık taslayan kahramanları, dokunulmazlar şimdi mahkemelerde. Bir kısmı tutuklu, bir kısmı tutuksuz yargılanıyor.
Yargılanmayanlar sırasını bekliyor.
Bir kısmı ceza aldı ve hatta bazılarının rütbeleri söküldü!
Yani çoğunun onbaşı bile olamayacakları resmen tescil edildi!
Meğer 312nin bazıları da sızma harekatıyla iktidar partisine hulul etmiş.
Hatta birisi AK Partiden milletvekili olmuş.
Onbaşı olamayacaklar vekil olabilir mi?
Olabilir! Milletvekilliği için okur-yazarlık dışında bir şart aranmıyor.
Fakat, AK Parti kayıtlarına bu vekil yüksek tahsilli olarak geçmiştir. Sadece yüksek tahsilli değil, general olarak kaydedilmiştir.
Kayıtlarda general ama, dava konusu yazıyı üstüne alan, onbaşı bile olamayacaklardan.
Bir haftada iki durum yaşadım.
Bu vekil önce Yeni Akite konuştu: Mecburdum. Emir demiri keser!
Ona acıdım. İnsanların yüzde 99 onda dokuzu onun gibi yapar. İşte o yüzde 99 onda dokuz içinde olmayanlar, gerçek büyük adamdır. Değil general, paşa hatta mareşal dahi olabilir. Onlar hatta, rütbeleri önemsizleştirir.
Yüzde doksan dokuz onda dokuz içinde bir kısmı da, daha sonra yaptıklarının mecburiyetten kaynaklandığını söylemek kahramanlığını gösterirler. Onlar da onbaşı ile general arasında bir yerde olabilirler.
Neyse vekilimiz zamandakiler gibi daha yukarıya çıkmış. Bizi dava edenler arasında, mecburen yer almış. Sonra böyle olmasına rağmen partinin kapısını çalmış, onlar da Bu kimdir, neyin nesidir demeden buyur etmişler ve Mecliste bir koltuğu ona vermişler.
Ben bu milletvekilinin adını Meclisdeki çalışmaları dolayısıyla hiç duymadım.
Meclisdeki rütbesi de general değil yani. Önde değil elbette, bir arka sırada veya ortalarda bile değil.
Sonlarda. Hatta yok hükmünde!
Bu yokluğu, Yeni Akitte yayınlanan konuşmasında yırtıp Ben de varım diyebilmiş diye düşündüm.
Meğer öyle değilmiş!
Ertesi gün basın toplantısı yapmış. Böylece Mecliste görünme fırsatı yakalamış. 312 General Davası dilekçesinin arkasındayım demiş!
Yine bir general tavrı sergileyememiş!
Yine bir kurmay tutumu takınamamış!
Her şey değişti dokuz yıl içinde. Dünya ve Türkiye değişti. Adliye değişti, üzerinde Ergenekoncu baskı kalmadı.
Bu kuzunun dünyadan haberi yok! Hâlâ Komutanlarım ne derse o olur! diyor. O komutanların şimdi ne durumda olduğunu bile anlayamıyor!
Örzrü kabahatinden büyük: Ben yayınlanmamak üzere söylemiştim!
Bunu mahkemede de söylemeyecek misin?
Vicdanın üzerine söyle: Sana mahkeme sorsa, gerçeği mi, basın toplantısında söylediğini mi söyleyeceksin?
Ya Mahkeme-i Kübrada ne yapacaksın? Cenab-ı Allahın divanında?
Orada da mı lafı çevireceksin?
Neden AK Parti, bir zamanların mağdur edilmiş askerlerini aday göstermiyor da, Ergenekon talimatlarına uyanlarını vekil yapıyor?
Çok açık söylüyorum: Sen benim vekilim olamazsın!
Ben vatandaşım, milletim. Böyle bir vekil tanımıyorum!
İki kişi arasında konuşurken söylediğini her yerde konuşmayan bir adam beni temsil edemez!
Bu nasıl iş, onbaşı bile olamayacaklar vekil oluyor!
Türk Silahlı Kuvvetlerinin rütbe ve unvanlarına hakaret etmek, aşağılamak hiç kimsenin haddine değildir. Bu konuda hata yapanlar bağımsız Türk adaletinin vereceği kararlara ve bunun sonuçlarına katlanmak durumundadırlar buyurmuşsun.
TSKyı ve onun rütbe ve unvanlarını, o rütbe ve unvanlara yakışmayanlar aşağılıyor, asıl onlar bu rütbe ve unvanlara hakaret ediyor!
Hadi mahkemeye!
Oh be!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.