Mehmet Talu

Mehmet Talu

Ramazan ayına hazırlık

Ramazan ayına hazırlık

Soru: Ramazan ayına yaklaşmış bulunuyoruz. Ne gibi hazırlık yapmalıyız?

Cevab: Bismillâhirrahmanirrahim.

Cenab-ı Hakk'a hamdolsun ki, Ramazan-ı Şerif ayına yaklaşmış bulunuyoruz. İnsanlara sırf bir hidayet ve Hakk'a ileten dosdoğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin apaçık delilleri olarak Kur'an-ı Kerîm'in nazil olmağa başladığı, dünyayı kaplayan zulmet bulutlarının dağıldığı, ALLAH Teâlâ'nın rahmet deryasının coşup taştığı bu mübarek ayın: Şahsımıza, aile efradımıza, memleketimize-milletimize, bütün İslâm alemine maddî ve manevî hayırlara-bereketlere vesile olmasını, selamet ve seadetler getirmesini, insanlık alemi için hidayete vesile olmasını niyaz ederiz. ALLAH Teâlâ, bizi böyle bir aydaki hayır ve bereketlere muvaffak kılsın ve bizi en büyük bir nasiple merzuk eylesin. Amin!..

Evet muhterem okuyucu!

Ramazan ayı, her yıl aşınan değerleri onarmaya, kaybolan değerleri yeniden kazandırmaya gelir. İç âlemimizi zenginleştiren, gönül tahtımızı yücelten manevî değerler Ramazan ayında doruğa ulaşır. İnsan ilişkilerini düzenleyen ahlâkî erdemler, Ramazan ayında bütün toplumu kuşatır. Ramazan ayında elde edilen yüksek değerler, her davranışımızı ahlâkî kılar. Hatta toplumlar arası ilişkileri düzenleyen evrensel değerler bile Ramazan ayında farklı bir boyut kazanır. Ramazan ayı, İslâm'ın rahmetle yoğrulmuş adaletini, bilgi ve hikmetle bütünleşmiş ahlâkını bütün insanlığa gösteren bir rahmet ve bağışlanma ayıdır.

Ne mutlu bu mübarek ay'ı idrak edenlere ve ne mutlu bu ay geliyor diye sevinenlere, ne mutlu bu aydan istifade edenlere...
"O, sabır ayıdır; sabrın karşılığı ise cennettir"

Selman-ı Farisi (R.A.)den rivayete göre, Resûlullah (S.A.V) Efendimiz, Şaban-ı şerifin son günü hutbe okuyarak şöyle buyurdu:

"Ey insanlar! Çok büyük ve mübarek bir ay sizi gölgeledi, gelmesi çok yaklaştı. O, kendisinde bin aydan daha hayırlı Kadir gecesi bulunan bir aydır. ALLAH Teâlâ, onun orucunu farz, gecesinin kıyamını, Teravih namazının kılınmasını da nafile kıldı. Her kim, onda bir hayırla ALLAH'a yaklaşırsa, nafile bir ibadet yaparsa, diğer aylarda bir farz eda etmiş gibi olur. Onda bir farz işleyen ise, diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibi olur. O, sabır ayıdır; sabrın karşılığı ise cennettir. O, iyilik ayıdır; o, kendisinde müminin rızkı artan bir aydır. Her kim, onda bir oruçluyu iftar ettirirse, günahlarına mağfiret ve kendisinin cehennemden kurtulmasına vesile olur ve oruçlunun mükafatından bir şey eksiltilmeksizin, iftar ettirene de onun bir misli verilir. Dediler ki:

- Ya Resûlellah! Hepimiz, oruçluya iftar ettirecek bir şey bulamaz ki... Bunun üzerine Resûlullah (S.A.V)Efendimiz şöyle buyurdu:

- ALLAH Teâlâ; bir hurma, bir yudum su veya süt ile oruçluyu iftar ettirene de bu sevabı verir. O, bir aydır ki, başı rahmet, ortası mağfiret, sonu da cehennemden azad olmaktır. O ayda her kim kölesinin, işçisinin işini-yükünü hafifletirse,azaltırsa; ALLAH da onu mağfiret eder ve cehennemden azad eder.O halde, onda dört şeyi çokça yapınız. Bunların ikisiyle Rabbinizi razı edersiniz, diğer ikisine de mutlaka muhtaçsınız. Rabbinizi kendisiyle razı edeceğiniz iki şey: La ilahe illALLAH kelime-i tevhidini söylemeniz ve O'na istiğfar etmenizdir. Mutlaka onlarsız duramayacağınız diğer ikisi ise: ALLAH'tan cennet isteyip cehennemden ona sığınmanızdır. O ayda her kim, bir oruçluyu doyurursa; ALLAH Teâlâ da ona, benim Kevser havzımdan öyle bir içirirki, cennete girinceye kadar bir daha susamaz. " Bu hadis-i şeriften anlaşılıyorki: İnsan Ramazan ayında rahmete giriyor. Yani, şimdi biz ALLAH'ın rahmeti içinde yüzüyoruz elhamdülillâh... Suçluyuz, günahkârız, yüzümüz kara, mâzimiz karanlık... Eksiğimiz kusurumuz çoktur amma, oruç tuta tuta ayın ortasında ALLAH günahları mağfiret ediyor. Ramazanın sonu da cehennemden âzad olmaktır. "Ey kulum, sen ramazanı tuttun, ben seni affeyledim, mağfiret eyledim, cehenneme de atmayacağım; hadi bakalım âzâd oldun!" diyecek ALLAH Teâlâ Hazretleri. Kime? Tabii ki Ramazanı güzel geçirenlere...

Rabbimizi râzı edeceğimiz, Rabbimizin rızâsına ereceğimiz iki iş nedir: "La ilahe illALLAH" kelime-i tevhidini çokça söylemek. İkincisi de, ikinci olarak yapılması gereken, istiğfar etmektir. Demek ki, bu Ramazan ayında ne yapacağız?.. "Lâ ilâhe illALLAH"ı çok söyleyeceğiz; bir... Estağfirullah'ı çok söyleyeceğiz, ikii.. Kendisinden müstağni kalamayacağımız öteki iki iş: ALLAH'tan cennetini istememiz ve cehennemden ALLAH'a sığınmamızdır. Tamam, bunu da yaparız: "Yâ Rabbi, bizi cennetine dahil eyle!.. Yâ Rabbi bizi cehenneminden âzâd eyle!.." diye de çok dua edeceğiz.
Cenab-ı Hakk, ramazan ayını üç kıymetli şeyle faziletli kılmıştır

Muhterem Okuyucu!

Şüphesiz kıymetli misafirler büyük bir coşkunlukla beklenir. Şevkle karşılanır ve hürmetle uğurlanır. Manevi değeri çok büyük olan asırlardır bütün mü'minler tarafından özlenen, beklenen ve manevi hayatımıza coşkunluk getiren onbir ayın sultanı mübarek Ramazan ayı geliyor. Mü'minleri coşturan camilere koşturan, gönüllerimizi nurlandıran, camilerimizi ve minarelerimizi aydınlatan Ramazan geliyor. Cenab-ı Hakk, Ramazan ayını şu üç kıymetli şeyle faziletli kılmıştır. Bunlar:

1- Kelâm-ı İlahî, nur ve fazilet kaynağı, hidayeti açıklayıcı, hak ile batılı, helal ile haramı birbirinden ayırıcı olan Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında indirilmiştir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:

"Ramazan ayı öyle bir aydır ki, onda Kur'an-ı Kerim, insanlara sırf bir hidayet ve Hakk'a ileten dosdoğru yolun ve hak ile batılı ayırt eden hükümlerin apaçık delilleri olarak indirildi. Artık sizden her kim o Ramazan ayına erişirse onun orucunu tutsun. Ve her kim de hasta olur veya sefer-yolculuk halinde bulunur da orucu tutamaz sa, tutamadığı günler sayısınca, diğer günlerde oruç tutar. ALLAH Teâlâ, size kolaylık diler, size güçlük istemez. Kolaylık istemesi o sayıyı kaza borcunuzu ikmal etmeniz, tamamlamanız ve sizi hidayete erdirdiği, muvaffak kıldığı o şeyden dolayı ALLAH Teâlâ'yı tekbir etmeniz, yüceltmeniz içindir. Ve taki şükredici olmanızı ümit edebilesiniz."

ALLAH Teâlâ, bu ayet-i celilesinde oruç ayı olan Ramazan-ı şerif ayını diğer aylar arasından özellikle medhetmektedir. Şöyle ki: Mevla Teâlâ, Ramazan-ı şerifi diğer aylardan, Kur'an-ı Kerim'i o ayda indirmekle seçtiğini beyan etmiştir. Bu sebeble bu ayda Kur'an-ı Kerim'i hatmetmek, sünneti müekkede yani kuvvetli sünnetlerdendir ve çok büyük bereketler kazandırır. Diğer peygamberlere indirilen ilahi kitapların da bu ayda indirildiği hususunda rivayetler vardır.

2- İslam'ın beş esasından biri olan orucun bu ayda tutulması farz kılınmıştır. ALLAH Teâlâ, insana köklü bir irade terbiyesi veren nefsin bitmeyen arzularına karşı koyma alışkanlığı kazandıran, müslümanları dinimizin çizdiği çerçevede yaşayabilme ruh olgunluğuna ulaştıran orucu, bu aya tahsis etmek suretiyle, Kur'an-ı Kerîm'in indirilmeye başlanmasının hatırasını ebedileştirmiştir.

3- Bin aydan daha hayırlı olan kadir gecesi bu ayda bulunmaktadır. Ramazan ayı ayların efendisidir. Kur'an-ı Kerim'in inişi bu ayda başlamıştır. Ramazan ayı ALLAH Teâlâ'ya itaat ve ibadet, iyilik ve ihsan, mağfiret, rahmet ve rıdvan ayıdır. Ramazan ayı içinde, bin aydan hayırlı olan Kadir gecesi bulunmaktadır.

Bunlara ilaveten Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz, ümmeti için Ramazan ayına mahsus bir hediye bırakmış ve bu konuda Ebû Seleme (R.A.) babasından yaptığı rivayete göre Ramazan ayını anlatarak şöyle buyurmuştur:

"Ramazan ayı öyle bir aydır ki ALLAH Teâlâ, onun orucunu üzerinize farz kıldı. Ben de onun kıyamını gecelerini teravih veya başka ibâdetle ihya etmeyi sünnet kıldım. Artık kim inanarak ve sırf ALLAH Teâlâ'nın rızâsını diliyerek orucunu tutar ve gecelerini teravih veya başka ibâdetle ihya ederse, anası kendisini doğurduğu gün gibi günahlarından temizlenmiş olur."
Cennet kapıları ardına kadar açılır...

Ramazan Ayı diğer aylara nispetle dinî ve sosyal hayatımızda çok önemli bir yere sahiptir. Bu ayın ulviyeti; Kur'an-ı Kerim'in bu ayda inmiş olması, onu diğer aylardan daha hayırlı kılan "Kadir Gecesi"nin bu ayın içinde bulunması, bu ayda tutulan orucun bir arınma ve takva vesilesi olması, kulun ALLAH Teâlâ'ya olan iman ve bağlılığını bu ibadet vasıtasıyla kendi nefsinde yaşayarak tecrübe edebilmesinden kaynaklanmaktadır.

İmam Rabbani (K.S.) Hazretleri, mektubatında şöyle buyuruyor:

"Bilinmelidir ki, Ramazanı şerif ayı çok büyük bir aydır. Bu ayda, namaz, zikir, sadaka gibi, yapılan her nafile ibadet Ramazan ayının dışında yapılan bir farzı edaya denktir. Bu ayda bir farz eda eden ise, diğer aylarda yetmiş farz eda etmiş gibidir. Kim bu ayda bir oruçluyu iftar ettiririse, günahları affolur, boynu cehennemden azat olur ve iftar ettirdiği kişinin ecrinden bir şey eksilmeden, bir mislini de iftar ettiren alır.

Bu ayda, kölesinin ve işçisinin işini hafifleteni ALLAH Teâlâ affeder ve cehennemden azat eder. Ramazan ayı girdiğinde Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz, bütün esirleri salar ve isteyene izin verirdi. Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiye, senenin tamamında ALLÂH Teâlâ'nın muvaffak kılması refik yani yoldaş olur. Bu ay, huzuru kalp olmaksızın, dağınıklık üzere geçerse bütün sene dağınıklık üzere geçer. O halde bu ayı ganimet bilerek bunda huzuru kalbi kazanmaya çok çalışmak lazımdır.

ALLAH Teâlâ, Ramazan ayının gecelerinden herbirinde cehenneme girmeğe müstehak olmuş kişilerden binlercesini mağfiret eder ve bu ayda cehennem kapıları kapanır, şeytanlar zincire vurulur. Rahmet kapıları, cennet kapıları ardına kadar açılır.

Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz buyurdu ki: "Ramazan ayının birinci gecesi olunca, şeytanlar ve cinlerin şirretleri zincire vurulur. Cehennemin kapıları kapatılır ve hiç bir kapısı açılmaz. Cennetin kapıları açılır ve hiç bir kapısı kapatılmaz ve bir münadi: Ey hayır dileyen! Hakka ibadete gel! Ey şer dileyen! Günah işlemekten vazgeç, artık! diye çağırır. ALLAH'ın bu ayda, iftar saatlerinde cehennemden azat ettiği nice kimseler vardır ve bu, her gecedir."

Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz: "Beş vakit namaz, bir cuma diğer cumaya kadar, Ramazan da diğer Ramazana kadar büyük günahlardan sakınıldığı takdirde aralarındaki gühahlar olurlar." buyurdu.
İbadetlere mislince sevap

Ramazan-ı şerif ayı, çok büyük bir aydır. Bu ayda: Namaz, zikir, sadaka gibi, yapılan her nafile ibadet, Ramazan ayının dışında yapılan bir farzı eda etmeğe denktir. Diğer aylardaki iyilik ve ibadetlere bire on, bire yüz sevap sözkonusu olurken, Ramazan ayında durum aynı değil. Onda yapılan tüm iyilik ve ibadetler için bire yedi yüz ve daha fazlasından başlayan sevaplar. Bunun içindir ki zekatlar da, fitreler de diğer bütün ibadetler ve iyilikler de bu ayda daha çok yerini bulur.

Ebu Mesut el-Gifari (R.A.) den rivayete göre Resûlullah (S.A.V.) Efendimiz:

"Eğer kullar, Ramazan'da neler olduğunu bilseydiler, elbette ümmetim, bütün senenin Ramazan olmasını temenni ederdi." buyurdu.

Mübarek Ramazan-ı şerif ayı, bütün hayırları ve bereketleri kendinde toplamıştır. Bu ayda hayırlara muvaffak olan kişiyi, senenin tamamında ALLAH Teâlâ muvaffak kılar. Her kim bu ayı huzuru kalple geçirir ve bu ayın hayır ve bereketlerinden nasibini alırsa, senenin tamamını huzuru kalple geçirmeğe muvaffak olur ve bu ayda bulunan bütün hayır ve bereketlere nail olur. Bu ay, kalp huzuru olmaksızın, dağınıklık üzere geçerse bütün sene dağınıklık üzere geçer. O halde bu ayı ganimet bilerek bunda kalb huzurunu kazanmaya çok çalışmak lazımdır.

Ramazan ayında sahurun bereketi, iftar vaktinin huzur ve sevinci, müslümanların özleyerek bekledikleri mutluluklardı. Komşu, akraba ve tanıdıkların karşılıklı davet ve ikramları, camileri dolduran coşkun cemaatlerin kenetlenmişcesine huşu ile kıldıkları teravih namazları yoksul ve muhtaçları koruyup kollamaya yönelik zekât ve fıtır sadakası, müslümanları birbirine yaklaştıran, sevgi ve dostluk bağlarının kuvvetlenmesini sağlayan en güzel fırsatlardır.

Ramazan ayı, Yaradanımıza karşı yerine getirmekle mükellef olduğumuz dini bir ibadet ayı olmanın yanında, toplumun fertleri arasında kaynaşma, dayanışma ve yardımlaşmanın sağlanmasında, millî ve dinî birlik ve beraberliğimizin pekiştirilmesinde önemli rol oynayan dinî ve millî bir kültürdür. Bu anlayış içinde idrak edilen Ramazan ayı ve tutulan oruçlar, dünyada ve özellikle çevremizde meydana gelen olayları da dikkate aldığımızda, bize millet olarak bir Ramazan ayını daha huzur ve güven içinde idrak etmenin anlayış ve sevincini yaşatacaktır.
Göğe kalkan eller dolu, yere kapanan yüzler ak olarak görülecektir

Muhterem okuyucu!

Aylar, günler derken nihayet, ihtirasları gemleyen, sabrı öğreten, nimetin kadrini bildiren, mağfiret ve rahmet ayı olan Ramazan'ı Şerife yaklaşmış bulunuyoruz. Bizi bu günlere ulaştıran en büyük rahmet sahibi ALLAH Teâlâ'ya hamd-ü senalar olsun. Bundan böyle, ALLAH Teâlâ'nın bize verdiği sonsuz ihsanların lütfunu eda etmek maksadıyla bir ay isteklerine gem vurmayı azmetmiş ve bunu yapabilen insanların duyduğu kalb huzuru içinde bulunmaktayız. Bu azimle, bu inançla, bu kararla geçmiş günlerin muhasebesini yaparak, manevî sahadaki faaliyetlerimizi gözden geçirmemiz, geleceğimizi sağlam temeller üzerine oturtmak demektir, inanmış kimseler olarak şu soruları kendimize sormamız lâzımdır:

1- Geçen bir sene içinde ALLAH Teâlâ'nın rızasına uygun acaba ne gibi işler yaptık?

2- Yapılması farz-vacip-sünnet olan ne gibi İlâhî emirleri yapmadık veya ALLAH Teâlâ'nın yapmayınız dediği ne kadar haram-mekruh işlerde bulunduk?

İşte bu sorular, fikir çerçevesi içerisinde mantık açısından iman ışığında cevaplandırıldığında, içimizi kemiren, bizi her zaman kaprislere sürükleyen şeytanın istek ve arzularını dizginlemiş oluruz. Rabbimiz şöyle buyurur: "Ey iman edenler! ALLAH Teâlâ'dan korkun da emirleri ifa edin. Herkes, yarını yani kıyamet günü için önden ne göndermiş olduğuna baksın. ALLAH Teâlâ'dan korkun da yasak edilen şeyleri ter kedin. Çünkü ALLAH Teâlâ, ne yaparsanız hakkıyla haberdardır."

Her geçen gün, hayat defterimizden bir yaprağın kapanması demektir. Bunu böyle bilip hesaplı yürümeye, kendi kendimizi muhakeme ve muhasebe etmeğe mecburuz. Bilhassa mübarek Ramazan ayında bir senenin hasenatını, seyyiâtını umûmî surette kontrol etmek, dînî bir vazifedir. Yaptıklarımızı gözönüne alır, şöyle bir sereriz. Alm Çünkü ALLAHüLAHüdin)Hübi ALLAHüan neticeye göre bir senelik fiillerimiz kusursuz ise, bütün işlerimizin aynı minval üzere devam etmesini ALLAH Teâlâ'dan niyaz ederiz. Kusurlu ise, bu kusurları doğuran sebepler üzerine eğilir, tevbe ve istiğfar ile bunları izale etmeğe çalışırız. Çünkü bu ayda göğe kalkan eller dolu, yere kapanan yüzler ak olarak görülecektir.
Mü'minler için büyük bir ni'met

Muhterem okuyucu! Hiç şüphesiz ALLAH Teâlâ'ya sunulan ibadetlerimizin hemen hepsinde gözetilen asıl bir gaye, bir öz vardır. Bu öz, kulun ulaşması arzu edilen güzel ahlaktır. Onun ruhunu terbiye etmek, yüceltmek ve huylarım güzelleştirmektir. Ebu Hureyre (R.A.) den rivayete göre, "Ben ancak ahlakın en güzel şeklini tamamlamak için gönderildim" buyuran sevgili Peygamber (S.A.V.) Efendimizin gösterdiği hedef de budur. Kuru bir şekilcilikten ve gösterişten öte geçemeyen ibadetlerin bizi bu hedefe götürmesi düşünülemez.

O halde ibadetlerimizde ve hayırlarımızda riyadan ve ihlassızlıktan uzak kalmaya çalışmak, asıl amacı yani güzel ahlakı daima gözönünde bulundurmak başlıca görevimiz olmalıdır. Oruç tutarak nefsinin isteklerini firenleyebilen bir mü'min, gerektiğinde öfkesini de yenmesini bilmeli, böylece diğer zamanlarda da nefsinin aşırı arzularına karşı koyma alışkanlığını kazanmalıdır.

Muhterem okuyucu!

Gündüzleri oruçlarıyla, geceleri teravih ve sahurlariyle, biz Müslümanları İlâhî huzura kavuşturan bu ay, biz Mü'minler için elbette büyük bir ni'mettir. Bizler için esas olan şey; böyle bir ni'mete kavuşmak değildir. Esas olan; bu rahmet ve bereket ayını değerlendirebilmemizdir. Kıymeti bilinmeyen ni'metin değeri yoktur. Dünya hayatımızın meşguliyeti, bizlere önümüzdeki ayın feyiz ve bereketini sakın unutturmasın. Dünya hayatımızda bir kazanç temin etmek için, her türlü çareye başvururken, her türlü fırsattan istifadeyi düşünürken, ebedî olan ahiret hayatımız için en büyük fırsat olan bu rahmet denizinden istifade etmeyi unutmayalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi