Diyar-ı Şamda Ramazan
Yeni bir Ramazana giriyoruz. Son yıllarda Ramazan etkinlikleri daha da arttı. Oruçla beraber insanların imanî duyarlılıklarını yansıtan muhtelif faaliyetler düzenleniyor. Bu mübarek ayın bütün Müslümanlar için hayırlara vesile olmasını diliyoruz.
Ramazan bir arınma dönemidir. Yüce Allahtan bu dönemin hakkını vermeye ve gerçek anlamda bir arınma gerçekleştirmeye bizleri muvaffak kılmasını diliyoruz.
Ramazanda tuttuğumuz orucu ve manevi yönden arınma amaçlı etkinliklerimizi ümmet bilinci temeline dayandırmamız gerekir. Orucun özünde de bu bilinç var. Ondan dolayı sembolik nitelikte de olsa bazı yardımlar bu aya mahsus kılınmıştır.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da İslâm âlemi mübarek Ramazana önemli hareketliliklerle giriyor. Bazı bölgelerde yeniden yapılanma dönemine girilirken bazı yerlerde zulmün ve baskının dozunun artırıldığına dair haberler alıyoruz. Son zamanlarda, Suriyedeki olayların gölgesinde kalmasına rağmen yine de gündeme getirilen Arakan Müslümanların maruz kaldığı zulüm ve şiddet de konuşuluyor.
Bu arada zulüm ve baskı rejimlerinin kilit adamları niteliğindeki bazı kişilerin de dünya defterlerinin kapandığı haberleri geliyor. Mısırda Hüsni Mübarek rejiminin ikinci adamı Dr. Ömer Süleyman onlardan biri. Firavun rejiminin istihbarat teşkilatından sorumlu bu şahıs Hüsni Mübarekten sonra cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanıyordu. Onun rejiminin devrilmesinden sonra da bu konudaki hırs ve ısrarından vazgeçmedi. Yeni dönem için cumhurbaşkanlığına aday olanlar arasında yer almak istedi. Ama hesaplarının çok kirli olması sebebiyle müracaatı kabul edilmedi. Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturamayınca da hastanede yatağa yatma ihtiyacı duydu ve Ramazanda hayata veda etti. Şefi Hüsni Mübarek ise ondan önce hasta yatağına yatmış olmasına rağmen henüz nefes alıp vermeye devam ediyor.
Katil Beşşar Esedin durumu hakkında ise çelişkili haberler geliyor. Bazı haber kaynakları kardeşi Mahir Esedle birlikte öldüğünü ileri sürüyorlar. Bazılarına göre ise yaralı bir şekilde Nusayrilerin yoğun olduğu Lazkiye şehrine kaçtı. Tamamen Suriye dışına çıkmış olabileceğini söyleyenler de var. Eşinin ise Rusyaya gittiği iddiaları dolaşıyor. Bu bilgilerin hangisi doğru olursa olsun hepsi aynı kapıya çıkıyor: Artık gazının bittiği ve Libya diktatörü Kaddafi gibi şaşkın halde elindeki son mermileri de intikam amacıyla kullanmaya çalıştığı anlaşılıyor. Şamda çatışmaların şiddetinin artması bu yüzden. Yani Baas rejimi direniş karşısında daha fazla dayanabileceğini ve saltanatını kurtarabileceğini düşündüğü için değil direnişçilerden ve ona sahip çıkan, destek veren halktan intikam almak amacıyla son kozlarını kullanıyor. O yüzden silahlı direnişi değil Baas diktasını istemediği iyice netlik kazanan halkın tümünü hedefe yerleştiren vahşi saldırıların şiddetini artırdı.
Bilmiyorum hararetle ve ısrarla katillerin safında yer alanların, onların Türkiyede savunuculuğunu ve lobiciliğini yapanların, Baasın artık hedef gözetmeksizin insanları topluca imha etmeyi amaçlayan intikam saldırıları karşısında biraz yüzleri kızaracak mı? Pek sanmıyorum ama bir şeye dikkat çekmekte yarar görüyorum. Baas diktasının başkent Şamda kontrolü muhafaza ettiği dönemlerde; bu olaylar halkın Suriyedeki rejimi istemediğini göstermez. Öyle olsaydı Şamda da halkın meydanlara çıkıp rejim karşıtı gösteriler düzenlemesi gerekirdi. Oysa burada tam aksine destekleyici gösteriler oluyor diyorlardı. Tabii o destek gösterileri için meydanlara çıkarılanların okullardan ve iş yerlerinden zorla alınıp getirilen, copun ve silahın tehdidi altında bağırmaya zorlanan kitlelerden oluştuğunu nazarı dikkate almadan.
Ama kararlı mücadele ve ısrarlı direniş bugün Şamda katil Esedin sarayının kapısına kadar dayanınca arkasında hiç de destekçi bir kitle olmadığı hatta kendisinin yakın çevresindeki elemanlarının bile sadece çıkar hesapları için orada durdukları köşeye sıkışınca teker teker onu bırakıp kaçtıkları görüldü.
Asıl dikkat çeken gelişme Baas canavarının leşinin dereye atılacağının kesinlik kazanmasından sonra çağdaş emperyalizm canavarlarının iştahlarının iyice kabarması. Bunun da biraz etraflıca tahlil edilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.