Can Çekişen Canavar Üzerine Hesaplar
Can çekişen canavar hali alan katil Baas rejimi bir yandan da intikam saldırılarını şiddetlendiriyor. Bununla birlikte kayıpları sürekli artıyor ve etrafındaki çember her gün daralıyor. Hür Suriye Ordusunun sınır kapılarını da ele geçirmeye başlamasıyla Baasın dış dünyayla bağlantıları kopmaya başladı.
Hür Suriye Ordusunun yaptığı açıklamaya göre ülkenin Türkiyeyle bağlantısını sağlayan en önemli kapılardan olan Babul-Heva gümrük kapısı direnişçilerin kontrolüne geçti. İşin ilginç yanı da bu kapının direnişçilere geçmesine Baas ordusundan ayrılan askerlerin yardımcı olmasıydı. Ayrılanlar önce devlet hesabına saldırıları sürdüren tanklarla çatışmaya girdi, onları etkisiz hale getirdikten sonra da kontrolün direnişçilere geçmesini sağladılar.
Yine ülkenin Irakla bağlantısını sağlayan el-Bukmal kapısının ve üçüncü bir dış kapının daha direnişçilerin kontrolüne geçtiği haber verildi.
Baas ordusu mensuplarının da zaten başlarındaki yönetimden artık iyice ümit kestikleri için buldukları ilk fırsatta kaçtıkları haber veriliyor. Bazı yerlerde resmi orduya ait tankların sürücülerinin ve yardımcı elemanlarının araçlarını bırakıp kaçmaları dikkat çekti.
Bu arada direnişçilerin karada önlerine çıkan tüm askerî engelleri zorladıkları ve büyük çoğunluğunu aşarak ilerledikleri için Baas katilleri de daha çok hava saldırılarına yüklenmeye başladılar. Bir yandan da askerlerine maskeler dağıtmaları sebebiyle kimyasal silahlarla saldırmaları endişesi artıyor. Bütün bu saldırılarla artık ellerindeki son kozları kullanmaya çalıştıkları görülüyor.
Şamdaki Baas canavarı can çekişme çırpınışları içinde çılgınca etrafa saldırırken ve rastgele insanları katlederken uluslararası güçler de Suriyenin geleceğiyle ilgili hesaplar yapma, ülkenin gidişatına el koyma çabası içindeler.
Bu güçler güya BM çatısı altında Baas rejimine karşı zor kullanmanın ve Suriyedeki uluslararası gözlem heyetinin süresini uzatmanın kavgasını veriyor. Bazıları bunun için ısrar ediyormuş gibi görünürken bazıları da vetoyla engellemeye çalışıyor. Aslında uluslararası heyetin Baas katliamlarının önüne geçmek için göz doldurur bir şey yapmadığı ortada. Ama buna rağmen Rusya ve Çinin onun süresinin uzatılmasını veto etmesinin amacı acaba katil Baas rejiminin son kozlarını rahatça oynamasına, tüm yasak silahları herhangi bir engelle karşılaşmadan serbestçe kullanmasına fırsat verilmesini sağlamak mıdır?
Bugüne kadar Baas canavarının bileğinin güçlü olduğu dönemde gerçekleştirdiği katliamların önüne geçmek için hiç zor kullanma, Esedi geriye itme ihtiyacı duymayan uluslararası güçlerin bugün tehditler savurmasının amacı da düşündürüyor tabii ki. Canavarın derenin kenarına getirildiği sırada horozlanmaları onun terk edeceği alan üzerinde söz sahibi olmaktan, gidişata el koymaktan başka bir amaç taşımıyor.
Siyonist işgal devletinin ve ABDnin Baas rejimine saldırı tehdidinde bulunduklarına dair haberler de artık Baas rejiminden tamamen ümit kesmeleri ve onun gazının tükenmekte olduğunu görmeleri sebebiyledir. Yoksa Suriyede halkın iradesini ve siyasi tercihini yönetime yansıtacak bir yapılanmaya mevcut Baas iktidarının devamını tercih edeceklerini çok açık bir dille söylemeseler de bu, değişik vesilelerle dışa yansıttıkları tavırlarından anlaşılıyordu. Uluslararası platformda Baas diktasını köşeye sıkıştıracak etkin adımlar atılmasının önüne sürekli engel çıkarmaları da bu yüzdendi.
İlginç bir gelişme de siyonist işgal devletinin Suriyenin kimyasal tesislerini vurmaya hazırlandığına dair haber yayınlanması oldu. ABDnin ünlü gazetelerinden New York Times İsrailin böyle bir saldırı planladığı ancak ABDli yetkililerin engel oldukları haberini yayınladı. Böyle bir imha planı acaba Baas rejimine darbe amacı mı taşıyor yoksa buraları teslim alacak yeni yönetim hakkında daha endişeli olduğu için bunu düşünüyor? Konuyla ilgili haberi yayınlayan gazete ABDli yetkililerin, Esede bu merhalede yapılacak saldırının Arap ülkelerinin ona arka çıkmalarına neden olacağını söylediklerini ileri sürdü. Ancak ABDli yetkililer eğer gerçekten itiraz ettilerse Esede destek korkusuyla değil gidişata müdahale planlarına ters etki yapacağı endişesiyle olabilir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.