Muhalefet partileri Ramazanda da nal topluyor
Ramazanda da siyaset hız kesmeden bütün kurumlarıyla hayatımıza yön vermeye devam ediyor. Siyasetin kurumları ise bildiğiniz gibi siyasi partiler, il ve ilçe teşkilatları, kadın kolları, gençlik kolları ve bunların tepesinde yürütmenin başı olan hükümet ve ana muhalefetin ne yaptıkları ve neleri yapmadıkları bize müsbet veya menfi geri dönüşümü olan faaliyetlerden. Efendim AK Parti tüm örgütüyle dimdik ayakta, Ramazanı topluma canlı ve diri yaşatabilmek için adeta seferberlik ilan etmişler. Artık değil mahalle iftarları, sokak iftarları vererek ülkemizin sanki kılcal damarlarına kadar nüfuz ettiğinin fotoğrafını veriyorlar. Fakirler gözetiliyor, yetimlerin boynu okşanıyor. İstanbul örgütü ise Rumeli ve Balkanlara çıkarma yaptı ve hükümetin Arakan seferberliği dünyanın dört bir yanındaki mazlum ve mağdur kardeşlerimize uzatılan şefkat eli. Devletin bütün kurumları, Diyanet başta olmak üzere ayağa kalkmış durumda. Kızılay ve hayırsever halkımızın kurduğu küresel çapta yardım kuruluşları Budistlerin maddi ve manevi zulmüne maruz kalan Arakan Müslümanlarına bir yardım ve gönül köprüsü kuruyor. Hükümet, Arakan Müslümanlarına yapılan zulmü kaynağında kurutmak için Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu başkanlığında bir heyeti Myanmara yolluyor. Heyette Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğanın eşi Emine Erdoğan ve kızı ve yardım kuruluşlarının temsilcileri de var. Ayrıca heyet bir uçak dolusu ilacı da Myanmara götürdü.
İHH, Deniz Feneri, Kimse Yok Mu, Can Suyu, Yardım Eli, Aziz Mahmut Hüdai Vakfı, Konya Ribat başta olmak üzere yüzlerce sivil toplum kuruluşu bu hayır köprüsünün bir parçası olmak üzere yollara düşüyorlar. Burada nal toplayanlar da var, ana muhalefet partileri! Keşke onlar da bu seferberliğin bir parçası olsalar, hayır yarışında meydanlarda olsalar.
CHP kadavra gibi, MHP ise bitkisel hayatta. Tabii onlara oy veren milyonlarca insan hayırdan geri durmuyorlar. AK Partinin açtığı kanallara yardımlarını akıtıyorlar. Öyle ya mesele Allahın rızasını kazanmak değil mi?
CHP Parti Meclisi eski üyesi Savcı Sayan katıldığı televizyon programlarında yırtınıyor, dövünüyor.
AK Parti, sokak sokak iftar veriyor, neredesin benim partim?
CHP kurultay yapmakla, kavgayla meşgul. Vallahi Savcı Sayan gibi bir Anadolu çocuğu CHPnin başında olsa bu partiyi uçurur. Zira halkın ne istediğini bilir. Alın size halkla bütünleşen bir eski CHPli daha.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül. İşbilir adamlara CHPnin kapıları sonuna kadar kapalı. Adam Van depreminde yardımda öncü, Çanakkaleye seferlerde ön saflarda. Doğrusu siyaseti iyi biliyor. Çanakkaleye götürdüğü Şişli halkını birinci sınıf ağırlıyor. İnsanların ölüsünün de yanında, dirisinin de yanında. Camiye de hizmet veriyor, kiliseye de, havraya da. Siyaset oy aldığın kesimlere hizmet etme sanatı değil midir? Bu adam şu anda CHPli bile değil, bir suçlu gibi ezik, kenarda beklemeye mahkûm edilmiş. Akla hayale gelmedik tuhaf işler yapıyor. Şişli halkına fesleğen dağıtıyor. Şişlide meslek yüksek okulu açmış, kabiliyetli gençleri oraya davet ediyor. Parası olmayan da gelsin, bursunu karşılamaya hazırız, yeter ki okuyun diyor.
Adam, yaptıklarını ve yapacaklarını anlatırken gözlerinin içi gülüyor. Bu ayrı bir haslet. Tam AK Partilik bir adam!
Bu arada yerinde sayan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu da iş yapıyor görünmek adına Meclisi olağanüstü toplantıya çağırıyor. Havanda su dövmek onun işi! Ve kendisini terör örgütünün siyasi temsilcisi BDPnin kuyruğu olmakla suçlayan Başbakan Erdoğana yükleniyor:
- Ne zamandan beri teröre karşı tedbir almak için Meclisi toplantıya çağırmak teröre hizmet olarak algılanıyor. Bu ar, haya ve edep yoksunu olmaktır.
O biçim bir kasetle iş başına gelen Kemal Kılıçdaroğlu ar, haya ve edepten bahsediyor.
Ve bir ara Kanal 24te Elif Çakırın programına takılıyorum. Konuğu Egemen Bağış, AK Partinin Avrupa Birliğinden sorumlu Devlet Bakanı. Ben onu ANAPın Adnan Kahvecisi olarak görürüm hep. Tevazu timsali ve işini iyi yapan bir kıymet. Elif Çakır, Bağışın da 4. dönem seçilemeyeceği için ne yapacağını soruyor ve önüne de bir yol haritası koyuyor:
- Mesela İstanbula Büyükşehir Belediye Başkan adayı olmak gibi.
Egemen Bağış, hafifçe tebessüm ediyor:
- Sizin bir süredir benim İstanbula aday olabilmem için kulis faaliyeti yürüttüğünüzü biliyorum. Ama benim böyle bir niyetim yok. Ayrıca şunu söyleyeyim millete hizmet etmek için milletvekili ya da bakan olmak şart değil. Hizmet her yerde yapılır, yeter ki bu azminiz ve gayretiniz olsun.
Ve ardından ekliyor:
- Partimin bana vereceği ve mutlu olacağım her işi seve seve yaparım.
Bir yanda Egemen Bağışları bünyesinde toplayan AK Parti, diğer yanda da şimdiden CHP İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı için kıyasıya bir yarışın startını veren aday adayları. Gürsel Tekinler, Akif Hamzaçebiler.
Kavganız mübarek olsun!
........
Son Not:
Sayın Necdet Özel; Mustafa Kemal, özgürlük mücadelesi veren tüm mazlum ve mağdurların sembolü olmuştu. Ceplerinden onun resmi çıkıyordu. Bugün siz de o mirasın sahibi olarak Arakan, Somali ve Sudandaki mazlum ve mağdurlar için komuta ettiğiniz kurumda dev bir yardım seferberliği başlatabilirsiniz. İnanın Mustafa Kemalin ruhu şad olur. Saygıyla.