Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Almanya’da Müslümanlar hedef gösteriliyor

Almanya’da Müslümanlar hedef gösteriliyor

Avrupa’da İslam dinine ve Müslümanlara karşı başlatılan karalama kampanyalarının merkezi Almanya’dır. Avrupa’daki yabancı düşmanlığının ve hatta ırkçılığın yükselmesinin de asıl sebebi İslam karşıtı bu bakış açısıdır.



Tarihin derinliklerinden gelen İslam karşıtlığının beslendiği ana damar “İslamofobi”dir. Terim olarak İslamdan ve Müslümanlardan korkma, çekinme içgüdüsünü ifade eden İslamofobi; “İslam korkusu” demektir.


İslamofobi ile hedeflenen, İslam ve Müslümanları karalamak, diğer yandan da Hıristiyan toplulukları yozlaşmaktan kurtarıp kültür değerlerini sahiplenme adına mücadele ruhunu diri tutmaktır.


Avrupa tarihinin her döneminde, Hıristiyan yerli halkları, İslam ve Müslümanlarla korkutma yani İslamofobi kampanyaları sürdürülmüştür. Avrupalı krallar, Osmanlı’ya karşı kendi tahtlarını koruyup saltanatlarını sürdürebilmek için halklarına, İslam ve Müslümanlık korkusu yaymış, bu sayede “Haçlı Orduları”nı oluşturabilmişlerdi.


Geçmişten günümüze tarihi belgeler irdelendiğinde Haçlı Seferleri ile ilgili ortaya çıkan bazı gerçekler şunlardır;


Haçlı Seferleri, 1095-1272 arasında gerçekleşmiştir. Haçlı Seferleri’nin hedefi; Müslümanların elindeki Ortadoğu toprakları (Kutsal Topraklar) üzerinde askeri ve siyasi kontrol kurmaktır.


Avrupalı Katolik Hıristiyanların lideri konumundaki Papa; Hıristiyanlara, bir yandan İslamofobi ile korkutma politikaları uygularken; diğer yandan cennet başta olmak üzere çeşitli vaatlerde bulunuyordu.


Haçlı Seferleri’ne asker toplamak için kiliselerdeki vaazlarda ve yayınlanan bildirilerde; “İslam çağdışıdır ve sizi katletmeyi emreder. Müslümanlar ise bu Kur’an emrini uygulayan mücahitlerdir. Müslümanlar sizi yok etmek için fırsat bekleyen canilerdir. Siz dini değerlerinizi yüceltip kimliğinize bağlılığınızı ortaya koyarak karşı bir duruş sergilemedikçe her zaman örgütlenmiş Müslümanların hedefisiniz” şeklindeki telkinlerin asırlardır ve halen terennüm edilmekte olduğuna şahit oluyoruz.


1992-1995 arası Bosna genelindeki 150 bin; sadece Srebrenica’da 5 gün içinde 8372 Müslüman Boşnağın katledilmesinden sorumlu tutularak Lahey’de yargılanan Bosnalı Sırpların lideri Radovan Karadzic ve komutanı Ratko Mladic mahkemede, “Bizi Müslümanları katletmekle yargılayamazsınız. Çünkü bizim savaşımız, İslam ve Müslümanların temsilcisi olan Osmanlı’ya karşı Papa’nın önderliğinde ilan edilen ‘Haçlı Seferleri’nin bir devamıdır” diyerek tarihini hatırlatmış oluyordu.


Henüz üzerinden kara bulutların dağılmadığı 11 Eylül saldırısını bahane ederek Afganistan ve Irak’ı işgal edeni ABD eski Başkanı George W. Bush, “Haçlı Seferleri”nden bahsetmişti. Ancak gelen tepkiler üzerine “Haçlı Seferleri” olarak ifade ettiği topyekûn savaşın adını “Terörle Savaş” diye düzeltmişti.


Avrupa’da bu görüşten beslenen “tek dinli ve tek kültürlü bir Avrupa” algısı maalesef Avrupalı siyasiler ve radikal dinci gruplar tarafından sürekli gündemde tutulmaktadır. Başta Almanya olmak üzere Avrupa’da dinler arası eşitlik bağlamında İslam dininin resmen tanınmaması Haçlı Seferleri’nin günümüze yansımasıdır.


Sünnet yasağı, İslami eğitim ve İslam ve Müslümanları karalama kampanyalarına öncülük eden Almanya’da Müslümanlara hakaret içeren yeni bir girişim başladı.


MÜSLÜMANLARA TERÖRİST MUAMELESİ



Federal İçişleri Bakanlığı’nın bir süre ortalıkta görünmeyen Müslümanların, “terör gruplarına katılmış olabileceği” şüphesiyle; “Radikalleşmeye Karşı Danışma Merkezi” tarafından izlenmeleri için fişlenmeleri uygulamasına; ülkede yaşayan Müslümanlar tarafından büyük tepki gösterildi.


Bakanlığın bünyesinde oluşturulan, Güvenlik İşbirliği İnisiyatifi çalışmalarına katılan İslami kuruluşlar; DİTİB, İslam Kültür Merkezleri Birliği (VIKZ) ve Almanya Müslümanlar Merkez Konseyi (ZMD) ile ortak internet sitesi olan “initiative-sicherheitspartnerschaft.de” şeklindeki internet sayfasında ve göçmenlerin uyumuna hizmet etmesi gereken Federal Göç ve İltica Dairesi’nin (Bundesamt für Migration und Flüchtlinge - BAMF) internet sayfasında tanıttı. Konuya yer veren Alman basını ise projeyi, “Yüzünüze gülen biri de olsa her Müslüman terörist olabilir” ifadelerini kullanarak tanıttı.


Bu ve benzeri girişimler, baskılar ve dışlamalar ırkçılık tehlikesine karşı dikkatleri başka yere çekmek ve önyargıları artırarak korku kültürüne sebep olmaktadır. Hiçbir bilgi ve belge olmadan “Ortalıkta görünmeyen Müslüman teröristlere katılmış olabilir” kanaatine varmak İslam düşmanlığı değilse nedir?


Bu girişimler açıkça göstermiştir ki; Avrupa’da “Haçlı ruhu” hâlâ dipdiri. O ruhu besleyen “İslamofobi” kampanyalarının günümüzde hâlâ sürdürülüyor olması ise hem utanç verici hem de yüz kızartıcıdır.


Almanya, hukuk devleti görüntüsüne gölge düşmesini istemiyor ise o zaman bu girişimleri derhal durdurmalıdır. Toplumsal huzur ve barışa zarar veren bu girişimlere ve uygulamalara son vermek yetmez. “İslam ve Müslümanları elde bilgi ve belge olmadan suçlamak ve göstermek suçtur” şeklinde hukuki düzeltmesi yapılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi