Tarafsızlığın lüksüne yaslanmak
Suriyede akan kanın vardığı boyutlar, Esed rejimi ile mukavemet hareketi arasında tarafsız bir duruş sergilemeye daha fazla izin verir mi?
Malûm olduğu üzere Suriyede ayaklanmalar başlayınca kimi müslümanlar antiemperyalizm karşıtlığı adına katı laik Baas rejimden kimisi de hak, halktan yanadır ilkesiyle mukavemetten yana tavır almıştı. Bir kesim ise tarafsız kalmış, iki tarafı da belli ölçülerde eleştirmeyi sürdürmüştü.
Zaman süreci içinde bu tarafsız kesimin bir
kısmı Esed rejiminin tarafını seçerken önemli
kısmı da mukavemet hareketinin yanında
yerini aldı. Ama hâlâ tarafını belirlememiş, bir
Esed rejimine bir direnişçilere eleştiri getiren,
çoğu zaman da neyi eleştirdiği, ne anlatmaya
çalıştığı flulaşan ve söylediklerinin vakada
pek karşılığı olmayan bir kesim var.
Eleştirmenin lüksüne yaslanıyorlar. Suriyede
her iki kesimde de kuşkusuz eleştirilecek yönler
bulmak zor değildir. Antiemperyalizm endişeleriyle
mukavemeti, katliamda sınır tanımayan karakteriyle
de rejimi topa tutabilirsiniz. Bu ülke şehir
şehir, mahalle mahalle yıkılırken bir İrana bir
de Türkiyeye nasihatlar yağdırabilirsiniz. Bunu
yapmak elbette kolay.
17 ayı aşmış sürekli de derinleşerek devam
eden bu kanlı çatışmada ileride kim kazanırsa
kazansın ortaya çıkacak menfi sonuçları işaretleyip,
Biz zaten bunları öngörmüş, uyarılarımızı
yapmıştık diyecekler.
Gelinen bu aşamadan sonra Suriyede yaşanan
çatışmada tarafsız kalmanın imkânı
kalmış mıdır ki? Tarafsız olmanın elbette erdem
olduğu çatışmalar da vardır. Ama
Suriyede yaşanan çatışma vardığı boyutları
itibarıyla tarafsız kalmaya izin vermiyor.
Geçen Bayram günü Malezya İslâm Partisinin
önde gelen liderlerinden Halid Samedle görüşme
fırsatım olmuştu. İkili yaptığımız sohbette
kendisiyle genelde Arap Baharı özelde de Suriye
meselesini konuşmuştuk.
Halid Samede Malezya Müslümanlarının
Suriyede yaşananlar hakkında güçlü bir duruş
sergilemedikleri izlenimlerimi aktarmış,
Müslüman dünyasını ilgilendiren birçok konuda
tavır alan Malezya Müslümanlarının büyük katliamların
yaşanadığı Suriyede sessiz kalmasının
sebebini sormuştum.
Önceleri bu hususta Müsülmanların kafası karışıktı,
dedi. İnsanlar emperyalizmin oyununa
gelme endişesi taşıyordu. Özellikle de İranın
Direniş Hattı sloganı ile Malezyada itibar
gören Suriyeli Ramazan El Buti gibi alimlerin
Esed yanlısı fetvalarının bunda etkili olduğunu
söyledi. Ancak bu kadar akan kandan sonra
ve Esedin gerçek reformlardan yana olmadığı
anlaşılmaya başlayınca halkın da tutumu değişmeye
başladı, dedi.
Benim kanaatim de endişeli ve kafası karışık
Malezya Müslümanlarının Suriye halkının haklı
taleplerini görmeye başladığı yönünde. Bu durumun
gittikçe daha netleşeceğini söyleyebilirim.
Mısır Cumhurbaşkanı Muhammed Mursinin
Bağlantısızlar Zirvesinde sergilediği ilkeli
duruşun, İranın ilkesiz duruşunu fâş etmesiyle
bu daha da belirginleşecektir. Zira bu
bölgede İhvan hareketinin hatırı sayılır bir etkisi
vardır.
Ümit ediyorum ki, Suriyede savaşan iki tarafı
da eleştiren, sık sık AK Parti hükümetine yanlış
tercihler yaptı diye yüklenen bu buyurgan kesim,
bu duruşlarının tarafsız gibi gözükse de katı laik
Esed rejiminin daha fazla ayakta kalma ve daha
fazla kan akıtma gerekçesine dönüştüğünü görürler.
Zâlim Baas azınlık diktatörüyle Suriye halkının
kavgasında tarafsız kalmayı Amerika ve Rusya
gibi iki gücün çekişmesinde tarafsız kalma gibi
bir şeye benzetmesinler. Gelinen aşamada artık
kimsenin tarafsız söylemlere sığınma lüksü olmasa
gerek.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.