Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Rasûlullah'ın övdüğü Müslüman olmak!

Rasûlullah'ın övdüğü Müslüman olmak!

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimiz Efendimiz aleyhisselam buyurdu ki:

"Sizin en hayırlınız, benim zamanımda yaşayanlarınızdır. Sonra zamanımda yaşayanlara yakın olanlar, sonra da onlara yakın olanlardır.

Onlardan sonra öyle bir topluluk gelir ki, kendilerinden şahidlik istenmediği halde şahidlik yaparlar, hiyanet ederler de kendilerine güvenilmez. Aralarında itimat ve güven yok olur. Söz verirler fakat yerine getirmezler. Onlarda şişmanlık çok yaygınlaşır..." (Buhari, Şehadet: 9)

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimizin en hayırlı olarak nitelediği kendi zamanında yaşayanlardan maksat sahabilerdir. Sahabe, Peygamberimizi gören, dinleyen, İslâm dinini kabul eden ve bu iman ile ölen kimselerdir. Efendimizin derece derece hayırlarından bahsettiği nesiller ise, sahabeyi gören tabiin ile onlardan sonraki nesli teşkil eden tebe-i tabiin denilen kimselerdir.

Bu üç nesil, Kur'ân-ı Kerîm'in bize ulaşmasını, Efendimizin hadislerinin bize nakledilmesini yerine getirdiler. İman ile küfrün, doğru ile yanlışın, hak ile batılın birbirinden ayırt edilmesinde en büyük gayreti gösterenler onlar oldu. Onların en hayırlı kimseler oluşunun sebebi dürüstlükleri ve samimiyetleridir.

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimiz Efendimizin daha sonra gelecek nesillerin olumsuz yanlarından bahsetmesi, onların hepsi böyle olacağı anlamına gelmez. Fakat zamanla toplumdaki bozulmanın artacağı ve gelecekte insanların hassasiyetlerinin daha az olacağına dikkat çekmektedir.

Bu ikâz, hoş görülmeyen ve kötü sayılan vasıflardan uzak durmak için bizlere bir uyarı kabul edilmelidir.

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimizin gelecekteki nesillerin arzu edilmeyen vasıflarından birinin de yalancı şahidlik yapacakları uyarısıdır.

Emanet ehli olmak iyi Müslümanlığın gereklerindendir. Emanete ihanet amelde münafıklık alâmetidir.

Muhterem Müslümanlar!

Bozuk nesillerin ortaya çıkması halinde, insanlar hainlik yapmaya başlarlar. Bu, güven duygusunu ortadan kaldırır. Böyle bir durum bozulmanın ve toplumun sapmasının ifadesidir.

Bozulmuş neslin bir vasfı da söz verip sözünde durmamasıdır. Sözümüzün eri olmamız Müslümanlığımızın gereğidir muhterem cemaat!

Efendimizin beyanına göre bir başka bozulma alâmeti de şişmanlığın artmasıdır. Çok yemenin vazgeçilmez bir alışkanlık haline geldiği toplumlarda şişmanlık önü alınmaz, sonu gelmez bir belâ halini alır. Elbette beyan edilen husus, herkesin şişman olacağı anlamına gelmez. Ayrıca, doğuştan şişman olanları bu beyanın kapsayıcı bir yönü yoktur.

Peygamberimizin kötülediği şişmanlık yemeğe aşırı düşkünlük, besleyici şeyler yemeye özen göstermek, lüks yemekler yemeyi hayatının bir parçası haline getirmek ve israf içinde bir ömür sürmekten doğan şişmanlıktır. Bundan kastedilenin karnı tok, sırtı pek; kimseyi de düşünmeyen kimselerdir.

Bu hadis-i şeriften anlaşılması gereken bir husus da, Müslümanlar arasındaki sapmalar, olumsuz tavırlar ve çözülmeler daha çok ilk üç nesilden sonra artmış olması hususudur.

Muhterem Müslümanlar!

Konumuzu şu âyet ne kadar da güzel anlatıyor:

"Nihayet onların peşinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı bıraktılar, nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler. Ancak tevbe eden, inanan ve iyi iş yapanlar, onlar cennete girecekler ve hiç haksızlığa uğratılmayacaklardır." (Meryem Suresi,

59-60)

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi