Patalya azizleri..
AK Parti ikinci kez iktidar olunca "ne olacak şu memleketin hali" diye bir araya gelmişler.
önce Kent Otel'de buluşmuşlar bizim akil adamlar..
Sonra Başkent üniversitesi bünyesindeki Patalya Hotel'de buluşmaya devam etmişler. çoğu siyasi girişimleri akamete uğramış isimler.. ANAP ve DYP'nin çökmesinden sonra bu partilerden kaçanlar da varmış aralarında.
Memleketi AK Parti'den nasıl kurtaracaklarını düşünüp taşınmışlar.
Toplantılarına bir de isim bulmuşlar:
"Milli Egemenlik Hareketi."
Kulağa ne hoş geliyor ama değil mi?
En fazla 100 kişinin katıldığı bu toplantının amacı yüzde 47 oy alan bir partiyi saf dışı bırakmak. Bula bula buldukları çözüm de "madem AK Parti'den sonra en fazla oyu CHP aldı, onu allayalım pullayalım.. Yerel seçimlerde AK Parti kal'asını CHP koçbaşıyla vuralım"dan ibaret..
Of, sıkıldım..
* * *
Bu 100 akil adamdan Yaşar Okuyan AK Parti dışındaki partilere uğrayıp nabız kontrolü yaparmış.
Tabii Deniz Baykal çok memnun mutlu olmuş, MEH'çilerin sırtını bir güzel sıvazlamış.
Süleyman Demirel'e uğrayıp akil enerji toplayıp Patalyalılara dağıtan da Okuyan'mış.
Mektupçubaşının teklifine bazı partiler kem etmiş, bazıları küm.
MHP lideri Devlet Bahçeli ise ne yüz vermiş, ne de randevu..
Abdullatif Şener "herkesin yolu kendine, beni bulaştırmayın" gibi bir laf etmiş. Ev hapsini Altınoluk'taki yazlığında sinesine çeken Erbakan Hoca'ya da uğramış Okuyan.. MEH'çilerden çoğunun gadrine uğramış Erbakan Hoca pek şefkat göstermiş.. Yavuz Donat'ın donattığı bilgilere göre yerel seçimlerde AK Parti'nin karşısına tek adaylı çıkartma harekatını can u gönülden desteklemiş. Hatta Süleyman Soylu ve Erkan Mumcu için "tez kulaklarından tut getür" demiş."Ben onların projeyi desteklemelerini sağlarım" diye de eklemiş.
Of sıkıldım..
* * *
Patalya papatya turlarına Şener Eruygur ile Hurşit Tolon da katılırmış.. Bakmışlar ki bir yoğurt olmayacak, "herkes kendi yoluna, ara'da buluşuruz" demişler. İşi kendi bildiklerince hal etmeye koyulmuşlar.
Unutmadan söyleyeyim..
ANAP-DYP birleşmesi çökertilmesi harekatının kurmayları da bu Patalyacılarmış.
Haklarını yemeyelim, bir tek DSP-CHP ittifakını becermişler.. Bu ittifak CHP'ye puan getirmediyse de DSP'yi Meclis'e soktu. Baykal'ın "ben ne ettim de bu işe girdim" diye hayıflandığı da söylenir ya..
Off sıkıldım..
* * *
Patalyacılar İkinci Ergenekon Soruşturması'yla birlikte hızlarını kaybetmişler. öbek öbek dağılıvermişler.
Son toplantı 10 Temmuz'da yapılmış.
Topu topu on, onbeş kişi katılmış.
Bu onbeş dev adam ortamın yumuşatılması gerektiğine kani olmuşlar.
"Normalleşme" için kime ne görev düştüğünü bile belirlemişler.. Sonunda üç en en akil adama göz düşürmüşler..
Kenan Evren, Süleyman Demirel, Ahmet Necdet Sezer..
üç adam ülkenin nasıl selamete ereceğini belirleyerek Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e bilderberglemeliymişler.
Bu CHP destekçisi Yaşar Okuyan iki yıl önce "Kenan Evren 12 Eylül darbesini övüyor. İhtilalcilerden yargı önünde hesap sorulsun" dememiş miydi?
Of, hakikaten sıkıldım.
Patalya putalya.. Agarta magarta..
Ben bırakıyorum abiler!
Gençler için tarih..
Türkiye üç tarafı denizlerle çevrilmiş büyük bir yarımada.. Soğuk savaş döneminde bu coğrafi tabir "Türkiye etrafı düşmanla çevrili NATO ülkesi" olarak değişti. Türkiye NATO'nun kanat ülkesiydi. Batı'da Yunanistan ile kavgalıydık. Sovyet Rusya'nın uydusu olduğundan Bulgaristan'a karşı teyakkuz halindeydik. Doğu'da Rus sınırı Ermenistan ve Gürcistan ile başlıyordu. Irak ve Suriye Rusya ile flört ediyordu. Saddam Hüseyin güvenilmez bir adamdı. Suriye hem PKK'yı himaye ediyor, hem Hatay'da gözü vardı. 1979'daki İslam Devrimi'nden sonra İran'ın Amerika'ya karşı aldığı pozisyon, Türk-İran ilişkilerini de etkilemişti. Dolayısıyla önüm arkam, sağım solum sobe.. NATO'nun kanat ülkesi olmamız, yanısıra Amerikan üsleri, casus uçakları derken Sovyet Rusya'yı üzerimize çektik. İçerde siyasi yapımız NATO konseptine otururdu. O düşman, bu düşman, vs. Şimdi de ABD'nin "Füze Kalkanı Projesi ".. çek Cumhuriyeti Füze Projesi'ne katılmayı kabul etti. Polonya'nın kabul etme ihtimali yüksek. Füze Kalkanı sözde İran'ın nükleer füze saldırılarına karşı.. Kimse inanmıyor buna. Proje en çok Rusya'yı rahatsız ediyor. Hatta Rusya "önlem alırım" uyarısında bulundu. Yani Amerika soğuk savaş dönemini hortlatmaya çabalıyor, projeye Türkiye'yi de bulaştırmak istiyor. Türkiye bulaşırsa komşularıyla ilişkileri eski hale avdet eder. Bu da "Türkiye, etrafı düşmanla çevrilmiş bir yarımada" tarifine geri döndürür. Amerika'nın keyfi için niye hayaletler savaşına geri dönelim? Türkiye'nin içerde soğuk savaş dönemi hayaletleriyle uğraşırken bu projeye bulaşması "eskiye mi dönüyoruz" endişelerini artırır. Beklentimiz Türkiye'nin "Hayır" diyebilen ülke olması. çünkü "Hayır" diyememenin diyeti ağır oldu. Bu ülkenin yurtseverleri kendi ülkelerinin gerektiğinde "hayır" diyebilecek durumda olmasını isterler.. Bunun için abuk sabuk işlere girişmemek gerekir. Biz birbirimizi yerken nasıl "hayır" diyebiliriz. Milletin iradesine taş koyarsanız, sahte düşmanlar yaratırsanız, milletin diniyle imanıyla uğraşırsanız bu ülkenin "hayır" diyebilme gücünü kırmaz mısınız?
"Sarışın CEO"
Mustafa Balbay'la yaptığı özel görüşmeyi kayda aldıran Jandarma İstihbarat eski Başkanı Levent Ersöz'ü çok merak ediyordum. O kadar çok ismi geçiyor ki.. Meğer silah sanayiinde faaliyet gösteren bir Rus şirketine danışmanlık yaparmış..
çok da şanslı biri Levent Ersöz.. Ergenekon gözaltılarından bir gün önce Rusya'ya gitmiş. Güya on, onbeş gün içinde dönecek, ifadesini verecekti. Danışmanlık yaptığı şirketi de merak ediyordum. Vatan gazetesi merakımı giderdi. Ersöz, Rusya'nın savunma sanayiinde ihracat yapmakla yetkili tek firması olduğu belirtilen Rosonboron Export'a danışmanlık yapıyormuş. Geçen Mart'ta Ankara'daki Rus Büyükelçiliği'nde Rus savunma sanayii ile ilgili tanıtım kokteyline bu şirketin temsilcisi olarak katılmış.. Kokteylde bazı AK Parti milletvekilleriyle de tanışmış.. O milletvekilleri "Sarışın CEO'nun 'Ergenekon zanlısı' olarak arandığını öğrenince şaşırmışlardır herhalde..
Ersöz hâlâ ortada yok. İnterpol'den yakalama kararı bile çıkartılmış. Anlaşılan o ki işi uzamış. Keşke işlerini "hukuki mazeret" nedeniyle askıya alsa.. Vatanına dönse, hakkındaki iddiaları yanıtlasa, temize çıksa.. Eminim Ruslar anlayışla karşılayacaklardır mazeretini. Darbe girişimlerine katıldığı iddiasıyla hakkında yakalama emri çıkartılan biriyle iş yapmak onlar için de can sıkıcı.. Dahası böyle bir bağlantı komplo teorisyenleri için ilginç bir malzeme bile olabilir. Rusların bu olan bitenlerle ilgileri mi var diyebilerler. En iyisi Ersöz'ün bir an önce dönmesi.. Yoksa, ben bile komplo teorilerine açık hale geldim. Gerisini siz düşünün..