Sazanlık olimpiyatlarının değişmez şampiyonu!
Bugün AK Parti Ankarada 4. Genel kurulunu yapıyor.
Bir değişim kurultayı olacağı önceden ilân edildiği için coşku ve heyecan yüksek.
AK Parti kuruldu, kısa süre sonra iktidara geldi. O günden bugüne de oy nisbetini sürekli artırıyor. Yüzde elliye geldi dayandı.
Bu sonuçta en büyük pay kimin? Lâfı uzatıp kimseyi yormayalım: Başkanının, liderinin, Recep Tayyip Erdoğanın...
Elbette diğer yönetici kadronun, parti teşkilatının hakkını ketmetmeyelim. Onlar olmazsa, parti olmaz. Onlar var ve lider de var ki parti başarıdan başarıya koşuyor.
Şimdi hedef yüzde ellinin üzerine çıkmakmış.
Bunu başarabilir mi?
İki sebeple başarabilir. Birincisi başkanı, lideri yüzünden.
İkincisi: Rakip ana muhalefet partisinin başkanı, lideri yüzünden!
Tayyip Beyin liderliği, Kemal Kılıçdaroğlunun neden lider olamayacağını da gösteriyor. Onun Tayyip Beyi hedef alan büyük çıkışları (hadi savaş diliyle konuşalım, çünkü ortalıkta basbayağı savaş literatürü hâkim), hücumları, saldırıları, taarruzları her defasında Başbakanı güçlendiriyor!
Kemal Kılıçdaroğlu kendini ispat için her türlü silahı kullanmaktan çekinmiyor. Geçmiş topun başına, yancıları, artçıları habire cephane taşıyorlar. O da kılıcını kaldırıp ateş! emri veriyor, hatta bizzat kendisi ateşliyor topu!
Fakat öyle çürük malzeme kullanıyor ki, kâh top geri tepiyor, kâh namluyu patlatıyor, kâh da bir tıs sesinden başkasını çıkaramıyor!
Son salvosu bu dediklerimizin apaçık örneklerinden biri.
Yavru, kendisine gelen tahrif edilmiş bir metne dayanarak başbakana kuvvetli bir taarruza yeltendi. Güya Wikileaks belgelerinde, öyle bir cümle bulmuş ki, bununla başbakanı ihanetle itham ediyor.
Cümle onun dediği gibiyse, kafalar hayli karışacak. Savaşta geçici de olsa bir üstünlük etkisi uyandırılacak.
Fakat o ne?
O cümle asıl metinde yok! Yani muharref bir metni esas alarak Kılıçdaroğlu Başbakana yüklenmiş.
Hasmını alt eden kahramanın muzaffer edası ile sağa sola poz veriyor.
Bir başkana, lidere şu sıralar ne haberler, ne bilgiler geliyordur. Marifet o ki, doğruyu yanlıştan ayıracak temyiz kudreti olmalı.
Yoksa, oltayı görür görmez hücuma geçen sazana dönersin.
Türk basınının 40 yıldır en fazla fabrikasyon haberini yapan Aydınlıkın ipi ile kuyuya inersen, sonun böyle hüsran olur.
Kılıçdaroğlunun bu ilk ve tek oltaya gelmesi olsa idi, bir şekilde beşer şaşar derdik. Fakat hazret, bir değil, beş değil, on beş değil... Her oltaya atlıyor.
Kayseri Büyükşehir belediye başkanını hedef alan yolsuzluk iddiaları, kofti çıktı...
Deniz Fenerinde AK Partiye para aktarıldığı iddiaları ortada kaldı.
Sayıp durmayalım: Bir önceki kuru sıkısı Afyonkarahisar cephanelik patlaması ile ilgili idi.
Onun da akıbeti diğerleri gibi.
Şimdi AK Parti genel kurulunda Tayyip Bey son defa partisinin başkanlığına seçilecek. Bir sonraki genel kurulda başkanlığı söz konusu olmayacak.
Peki Kılıçdaroğlunun genel başkanlığı bir sonraki olağan genel kurula kadar sürebilecek mi?
Sürse iyi olur! Hatta ondan sonra da CHP genel başkanı olsa çok yararlı olur.
Çünkü Tayyip Beyin yerine geçecek başkanın böyle işe yarar bir rakip bulması kolay olmayacak!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.