Depresyon tedavisinde EMDR tekniği çok işe yarıyor
35 yaşında memurluk yapan, 2 çocuğu olan M. bey, hayattan zevk alamama, sıkıntılı olma, huzursuzluk, baş ağrıları, çok yemek yeme, sabahları yorgun kalkma ve yataktan kalkmak istememe gibi şikayetlerle merkezimize başvurdu. Danışan ile yaptığımız ilk seansta M. bey bana sorunlarını şöyle aktardı;Kıvanç hanım, sizi bana bir yakınım tavsiye etti, aslında ben sadece ilaç tedavisiyle sorunlarımın ortadan kalkacağına inanıyordum. Şimdiye kadar pek çok doktora gittim, ilaç denedim. En son kullandığım ilaç bana biraz da olsa iyi geldi ancak, ben tam bir düzelme istiyorum.
Hayattan eskisi gibi zevk almak, mutlu olmak istiyorum. Şimdi hiçbir şey beni mutlu etmiyor. Şu sıralar aydınlığı sevmiyorum, gündüz olsun istemiyorum. Çocuklarıma karşı babalık yapamıyorum, onların sürekli kalbini kırıyorum. Eşimle de aram bozuk, o da benden haklı olarak ilgi, sevgi bekliyor. Haftasonları benle çıkıp gezmek istiyor, ama ben hiç evden çıkmak istemiyorum. İşime mecburen gidiyorum, işimi çok sevmeme rağmen orda da mutlu değilim. Sizin için de duyduğum kadarıyla, psikiyatriste kişiyi göndermeden önce bir test yapıyormuşsunuz, raporunu yazıp ona göre doktora yönlendiriyormuşsunuz. Artık ilaç kullanmaktan bıktım. Bana ne olur yardım edin diyerek sözlerini bitirdi.
M. beyin yaşam öyküsüne bakıldığında;
Üç çocuklu bir ailenin en son çocuğu. Annesinin orta yaş döneminde, istenmeyen bir hamilelik sonucu doğmuş. Anne çok yoğun çalışan bir öğretmen, babası da esnafmış. Danışanımın kendinden küçük iki kız kardeşi varmış. Anne çalıştığı zamanlarda, 1-2 saat kız kardeşleriyle evde kendi başlarına kalırlarmış. Çocukluğundan bahsederken onu halen rahatsız eden anıların, olayların olduğunu anlattı. Bunlardan en önemlisi; Annesi işteyken, kendinden iki yaş küçük kız kardeşi o zaman 8 yaşındaymış. Oyun oynarlarken kız kardeşi kafasını kalorifere çarpmış, kulağı hafif hasar görmüş. O olaydan sonra kız kardeşinin bir kulağı şu an az duyuyormuş. M. bey, çocukluğunda geçen bu olayı anlatırken gözyaşlarına boğuldu. Bunun için halen kendisini suçlu hissettiğini, üzüldüğünü anlattı.
M. beyden annesini tanımlamasını istediğimde; Annem çok fedakar ama çok hırslı birisidir. Bizimle çalışmadığı zamanlarda çok ilgilenirdi, ama her şeyimize karışırdı. Ben erkek olduğum için bana fazla karışamazdı, ama kız kardeşlerim bu konuda çok şikayetçilerdir.
Babasını tanımlamasını istediğimde de; Babam, son derece otoriter, kuralcı birisidir. Annemin yaptığı her şeye bahane bulurdu, onun yaptığı şeyleri pek beğenmezdi. Mükemmelliyetçi bir yapısı vardı. Babam, bizim okul başarımızı çok önemserdi. Düşük not almamı hiç istemezdi. Bir gün, ben o zaman 12 yaşlarındayken ortaokula gidiyordum. Türkçe dersinden zayıf not almıştım, beni bayağı hırpalamıştı. Ben o zaman kendi kendime bir söz verdim; Çocuğum olursa onu hiç dövmeyecektim.
M. beye ikinci seansta, projektif bir test olan, Rorschach testi uygulandı. Test bulguları şöyleydi; Danışan, az sayıda cevap verdi ve testi kısa bir sürede tamamladı. Pek çok kartı eline alır almaz, kendine sunulan şekilde cevapladı ve kartları çevirmedi. Danışanın, Test malzemesi ile kurduğu bu ilişki, ilgisinin dış dünyadan çekildiğini ve merak duygusunun da azaldığını göstermektedir. Kartların çoğuna bütün cevap vermiş, ayrıntıları fark etmemiştir. Danışanın, tüm kartlarda nerdeyse, form cevapları vermesi, verdiği bu cevapların doğru form cevabı olması; M. beyin gerçeklik ilkesine katı bir şekilde tutunduğunu, kendi içsel süreçlerini yansıtamadığını göstermektedir. Test boyunca hiçbir hareket cevabı vermeyen danışan, dürtülerini ve duygularını eklemleyememektedir. Bu durum, içsel kapasitesindeki kısıtlılığı ve öznel süreçlerin katı bir şekilde bastırıldığını, sadece dışsal gerçekliğe uyma çabasını göstermektedir. M. beyin cevaplarında depresif özellikler taşıyan; Fosilleşmiş yaratık, Ölü yaprak gibi cevaplara sıklıkla rastlanmıştır. Ayrıca renk cevapları yok denecek kadar azdır. Bu çıkan sonuçlar, doktorumuzla paylaşıldı ve ilaç tedavisine başlandı.
Değerli okuyucular, M. beyle bir sonraki seansta EMDR tedavi tekniğini uyguladık, danışanın kendini halen rahatsız eden onda suçluluk duygusu uyandıran anılarını teker teker çalıştık. 6-7 seansta M. bey eski haline kavuşabildi. Bir tane hafif bir antidepresan alıyor, yakında onu da bırakacak.
EMDR (Göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme) yöntemi sürekli geçmişiyle, suçluluklarıyla ve kızgınlıklarıyla uğraşan depresyondaki kişiye, bu olumsuz yaşantıların olumsuz duygusal etkilerine karşı duyarsızlaşmasında yardımcı olur. Beynin, otomatik olarak yapması gereken ama olumsuz bir çevre, olumsuzluklara ve travmalara maruz kalınan yaşın küçüklüğü, içinde bulunan durumun ya da yaşanan olayın şiddeti gibi faktörlerden dolayı zamanında yapamadığı, zihinsel işleme ve doğal iyileşme süreci psikoterapi ortamında EMDR yöntemi ile harekete geçirilir. Teknik, bilgi işleme modelini baz alır. Uygulamalarda travma anısını işlemekle başlar, yeni tutum ve davranışların yerleştirilmesi ile sonuçlanır. EMDR süreci tamamlandığında beyin, daha önceden hastanın başa çıkamadığı ve donmuş halde yerinde duran çarpık ve olumsuz deneyimlere üstün gelerek, bunları içinde bulunulan zaman ait pozitif bir bakış açısıyla değiştirir. EMDR süreci, birbirinden ayrı ve bağlantısız sinir ağlarını birleştirerek bunların gerçekle ilişkilendirilmesini sağlar. Böylece yeni ve doğru bilgiler, o ana dek kapalı bulunan bu yollardan hastanın bilincine doğru akmaya başlar.
Dünyada 20 yıla yakın bir süredir uygulanmakta olan bu yöntemi günümüzde birçok sertifikalı psikoterapist kullanmaktadır ve bu yöntem psikolojik sorunların çözülmesinde son derece hızlı ve etkili sonuçlar vermektedir. Son zamanlarda migren, gerilim tipi başağrıları, cinsel işlev bozuklukları, öfke kontrolü, depresyon, panik atak, kişilik bozuklukları, duygu durum bozuklukları alanlarında da çalışmalar iyi sonuçlar vermektedir.
Mutlu, huzurlu hayırlı günler geçirmeniz duasıyla Allaha emanet olunuz.
PSİKOTERAPİST
DNŞ TEL: 0212 503 79 95-0 506 401 79 91
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.