Angajman kuralları ve tezkere
Uçak düştü. Kimse bunu beklemiyordu. Muhaliflerle başı belada olan Esed, bir de üzerine Türkiyenin hışmını çekecek öyle mi? Böyle bir şey olamazdı... Ama oldu; Suriye uçağı düşürdü. Şimdi ne olacaktı? Başbakan olacağı açıkladı:
TSKnın angajman kuralları artık yeni aşamaya göre değiştirilmiştir. Suriyeden sınırımıza yaklaşan her askeri unsur tehdit olarak değerlendirilecek ve askeri hedef olarak muamele görecektir.
Suriyeye gözdağı verildi, bir daha yaparsan görürsün dendi. Ya uçak?... Üzerine bir bardak soğuk su içildi.
Suriye, bu bir daha yaparsan görürsünü daha önce de duymuştu. Suriye uçakları ve helikopterleri defalarca sınır ihlaliyle Türkiye üzerinden manevra yapıp muhalifleri arkadan vururken de aynı bir daha yaparsan görürsünlere şahit olmuştu. Esedin mermileri Kilise kadar ulaşıp Türk vatandaşlarını vururken de, daha önceki sınır aşımlarında veya bomba düştüğünde de... Bişeycikler olmuyordu. Esed, devam edebilirdi.
Ve etti de... Akçakaleye düşen top mermisi, savaşın çirkin yüzünü Türkiyeye taşıdı. TSKnın angajman kuralları değişmişti ya, anında karşılık verildi, Suriye mevzileri bombalandı. Şu Esede iyi bir ders verilmişti yani. Ama acaba öyle miydi?
Askeri terim olarak angajman, düşmanla çatışmaya girme anlamını taşıyor. Angajman kuralları ise, bir ülkenin savaşa girme, askeri müdahale şartlarını ifade ediyor.
TSK, angajman kuralları çerçevesinde, sınıra yaklaşan unsurları takibe alır, bunların düşmanca hareket edip etmediklerini gözler, tehdit algılarsa veya ihlal olursa, ikaz eder ve son aşamada hedef gözetmeksizin ateş ederdi. Yeni angajman kurallarına göre bu süreç, Suriye için yerini sıfır toleransa bıraktı. Suriye askeri unsurları, sınırı daha geçmeden düşmanca hareket olarak algılanıp, sınıra yakın bölgede vurulabilecekti.
Türkiye, değişen angajman kuralları çerçevesinde, Akçakaleye düşen top mermisi üzerine Suriyedeki bazı askeri mevzileri bombaladı; ilaveten bir de tezkere çıkarıldı. Suriye konusunda, yabancı ülkelere asker gönderilmesi ve görevlendirilmesi de dahil, Hükümete 1 yıllık yetki verildi.
Ancak tezkere, bölgedeki gelişmelerin gerçek anlamda algılanmadığını da gösterdi. Çünkü tezkereye göre güvenlik tehdidi, sadece Suriye Arap Cumhuriyetinin askeri unsurlarının ihlalleri, ülkemize yönelik saldırgan eylemlerinden ibaret. Ya Esed yönetiminin Kuzey Suriyeyi ayrılıkçı PKK denetimine bırakması, onların da süratle yerel yönetimlerini oluşturması, ordularını kurması; böylece Kuzey Iraktan sonra bir de Kuzey Suriyenin ayrılıkçı Kürt hareketine devlet statüsünde zemin oluşturması nereye konacak? Bunu tehdit olarak görmeyen bir algıdan ne bekliyorsunuz? Yani mesele güvenlikse eğer, bu tehdide karşı bölgede nüfus bakımından PKK denetimindeki Kürt unsurundan çok olan Türkmenlerin örgütlenmesini sağlayamayan bir savunma politikasıyla ne yapılabilir?
Tezkerede deniyor ki; .....hudut, şümul, miktar ve zamanı Hükümetçe takdir ve tespit edilmek kaydıyla, Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve görevlendirilmesi .... için bir yıl süreyle izin verilmesini.... Yani Suriye politikasını ABDnin onamasına endekslemiş Türkiyenin, tezkereyi laf olsun kabilinden çıkardığının da bir göstergesi değil mi bu? Hudut, şümûl, miktar ve zaman neye göre belirlenecek, bu konuda Türkiyenin bağımsız bir stratejisi ve politikası var mı? Nitekim Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Hükümetin tezkere alması illa savaşacağı anlamına gelmez demedi mi?
Tezkere çıkarıldı çıkarılmasına da, tam bir komediye dönüştürüldü. Bir ülkenin savunma politikası bu kadar mı ayağa düşürülürdü? Tezkere talebi daha Meclise verilir verilmez, hem siyasiler, hem de anlı-şanlı uzmanlar ekran ekran dolaştı; aslında savaşmayacağız da, laf olsun kabilinden tezkere çıkarıyoruz demekten başka bir anlam taşımayan açıklamalarda bulunuldu.
Zaten kullanılmayacak bir tezkereyi, halkını kıtır kıtır doğrayan Esed mi dikkate alacaktı? Nitekim almadı da... Önce, şimdilik özür dilemiyoruz açıklaması yaparak tezkereyi kullan-mayacağızın ciddiyetini test ettiler. Adamlar inanamamış; kullanmayacağız açıklamasını Devlet ciddiyetiyle bağdaştıramamışlardı. Baktılar bişey olmuyor ve Türkiye laf olsun kabilinden tezkere çıkarmış, ardından bombalamaya devam ettiler. Hataydaki zeytin bahçelerine top mermileri düştü. Peki angajman kuralları ne oldu? Zeytinlikte kimse ölmediği için Türkiye bunu tehdit olarak algılamadı.
Gümleyen top mermisiyle birlikte, angajman kuralları da güme gitti.
Tam da bunlar olurken, Sayın Egemen Bağış, öyle bir laf etti ki...
Türkiyenin askeri gücü Suriyeyi birkaç saat içerisinde bitirebilecek noktada!...
Bak hele! Güler misin, ağlar mısın?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.