Dersaneler Yardımcı Okul işlevi görsün
Başbakan noktayı koydu: Dersaneler kapatılacak! Tarih bile verdi; 2012-13 eğitim yıldönümünde inşaallah bunu başaracağız dedi. Peki gerekçe? Bazıları para kazansın diye Anadoludaki vatandaşların daha çok sömürülmesine izin vermeyeceğiz.
Böyle halis bir niyete kim itiraz eder ki? Ancak iyi niyetin bazen hataya mani olmayabileceğini hatırlatmak isterim. Sadece bazılarına para kazandırmamak verisinden hareketle dersane kurumu kapatılacaksa, bu işte bazı hesap hatalarının yapılmış olabileceği gözardı edilmemeli.
Başbakanın, dersanelerin vatandaşı sömürdüğünü ima eden gerekçesi düşündürücü. Dersaneler vatandaşın üzerine çöktü de, onların rızası olmadan, zorla mı çocuklarını kaydedip paralarını alıyor, sömürüyor? O halde, askeri vesayeti bitiren, mafyayı çökerten, derin çeteleri tasfiye eden Hükümet, bu zamana kadar dersanelerin sömürüsüne niye son vermedi de bunca sene bekledi? Veya buradaki sömürüden kasıt daha başka bir şey mi? Dersaneler yoluyla yapılan kimi hizmetler var da, bunların akamete uğratılmasını isteyen mi var? Birileri Başbakanı fena halde yanıltıyor, büyük bir tuzaka çekiyor olmasın?
Bilemiyorum. Ancak bu vesileyle, kapatılırsa oluşacak sorunlara işaretle, dersaneler için yeni bir formül önermek istiyorum. Zira Sayın Başbakan, Halkının derdiyle dertlenen bir hükümet var diyor. Hükümet, dersanelerin kapatılmasıyla nüksedecek dertlerin çaresini de düşünecek ve gereğini yapacaktır.
Kapatılması halinde dersanelerin sağladığı istihdam açığa çıkacak. Sadece eğitici kadro değil, diğer personel de hesaba katıldığında, istihdam sorunu nasıl çözülecek?
Dersanelerden en çok dar gelirliler yararlanıyor. Zenginler zaten çocuklarını eğitim imkânları yüksek olan özel okullara gönderiyor. Zengin, özel öğretmen tutarak da çocuklarının eğitimini takviye edebilir. Dar gelirliler ise, çocuklarını, ülkemizin gerçeği olan sınavlara hazırlamak için dersanelere muhtaç. Dershaneler, eğitimde fırsat eşitliğini sağlayan kurumlar olarak önemli bir işlev taşıyor. Kapatılırsa, bundan en çok zarar gören kesim, dar gelirli Anadolu insanı olacak. Bu durumda Hükümet, kaş yapayım derken göz çıkarmış olmayacak mı?
Kapatmaya gerekçe gösterilen Anadolu insanının sömürülmesi mevzuunda Başbakanın yanıltıldığını düşünüyorum. Çünkü kimse kimsenin çocuğunu zorla dersanesine kaydetmiyor. Dersaneler vatandaşı sömürüyorsa, bu sorunun çözümü dersaneleri kapatmak mı olmalı, yoksa okullardaki yetersiz şartları iyileştirmek, eğitimde kaliteyi yükseltmek ve bu kaliteyi Anadolunun her yerinde aynı standarda çıkarmak, eğitim-öğretimde okullar ve bölgeler arasındaki farkları gidererek dersanelere gerek kalmayacak eğitim kalitesini yakalamak, okulların eğitmen kadrosunu güçlendirmek ve böylece, Anadolu insanının, çocuklarını dersaneye vermelerini gerektiren şartları ortadan kaldırmak mı olmalı? Öyle bir eğitim verirsin ki, takviye eğitime ihtiyaç kalmaz, bunun için dersane gerekmez. Eğitim sisteminin aksaklıklarını gizlemek için niye dersaneler kapatılsın? Kaldı ki, toplum dersaneleri sömürü aracı olarak görmüyor. Gösterdiği başarılarla ve üstün performansla toplumda müsbet imaj oluşturan dersaneleri nereye koyacaksınız?
Dersaneler Bakanlığın kontrolünde, faaliyetleri belli, vergisini veren, istihdam sağlayan kurumlar olarak eğitime katkıda bulunuyor. Kapatılırsa Anadolu insanı, okulların yetersizliğinden ötürü çocuklarını takviye etmek için arayışa girecek ve asıl sömürü o zaman başlayacak. Zira hiçbir denetimden geçmeyecek ve kaliteden yoksun, gerekli işlevleri taşımayan kaçak-korsan dershaneler açılacak; vatandaş da onların kucağına düşecek.
Eğitimi sadece okullarla sınırlamanın doğru yaklaşım olacağından kuşkuluyum. Özellikle de ülkemizdeki sınav sistemi var olduğu sürece dersanelere, olmazsa korsanlarına ihtiyaç hissedileceği kanaatindeyim.
Sayın Başbakan, Altyapısı uygun dersaneler özel okula dönüşecek. İsteyen dersaneler birleşerek bu dönüşümü sağlayacak diyor. Buradan yola çıkılarak, dersanelerin kapatılmamasının, dersane işlevine de son verilmemesinin, farklı bir yapılanmayla, bu zamana kadar elde edilmiş birikimlerden yararlanılarak eğitim hizmetlerine katkı sağlanmasının daha yararlı olacağını düşünüyorum. Mesela;
1- Dershaneler, ilk, orta ve hatta yüksek öğretime yönelik olarak açılabilir; eğitim-öğretimde takviye hizmeti veren, yeni fırsatlar yakalanmasını sağlayan, eğitime erişimi yaygınlaştıran, okul dışı çalışma, araştırma ve etüt hizmetleri veren, kaynak sağlama hizmetleriyle donatılmış yardımcı okullar olabilir.
2- Okullarda takip edilen müfredatın zamana bağlı olarak bitirilmesi gerekiyor. Bu noktada insan kalitesi ve yetenekler tesbit edilemiyor, geliştirilip yönlendirilemiyor. Dersanelere işte bunu yapma görevi verilebilir. Okullarda ölçülemeyen yetenek, ya da belirlenemeyen eğilim, dersanelerde tesbit edilebilir ve öğrenci, okullarla işbirliği içinde yönlendirilerek, yerinde istihdam sağlanabilir; insan kalitesi yükseltilebilir.
3- Okula dönüştürüleceğine, yardımcı okul statüsü verilebilir. Belli şartlarda devletçe finanse edilir, belirli oranda velinin katkısı istenir. Okullara, dersanelerle anlaşma yapma yetkisi verilir. Böylece okullar, diledikleri dersaneyle anlaşarak, eksiği olan öğrencilerin takviye eğitimle sınıf seviyesine çıkarılmasından tutun da, müfredatın işlenmesindeki yetersizliğin tamamlanmasına kadar, yardımcı okullar olarak işlev görebilir. Böylece, gerek derslik, gerek kadro ve gerekse diğer imkânlar bakımından yetersiz kalan okullar dersanelerle takviye edilerek eğitim kalitesi yükseltilebilir.
Makul ve makbul olan da bu değil mi?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.