Cami tartışmaları arasında Başbakan Erdoğandan bir dilek
Taksime ve Çamlıcaya cami yapalım mı yapmayalım mı? değil, artık Nasıl bir cami yapalım, eni ne olsun, boyu ne olsun, projesi nasıl olsun bu konuşuluyor. Şimdi burada durup, Türkiyeyi bu noktaya getiren Başbakan Erdoğanı yürekten alkışlayalım. Bu geldiğimiz nokta kanatlarını milletin duaları ile dolduran ve öylece Türkiyeyi uçuran bir iradenin ustalık dönemi olarak bizi getirdiği noktadır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise bu cami konusuna pek fazla temas edemiyor, zira CHPnin cami konusunda sicili oldukça bozuk. Daha önce de bu sütunlarda bu kara sicilin küçük bir dökümünü yapmış ve sahibinden satılık kelepir cami anonsu ile satılan, bar-pavyon, meyhane ve ahır yapılan camilere de örnekler vermiştim. Bunun için Kılıçdaroğlu ne zaman Cami diyecek olsa millete o meşum günleri hatırlatıyor. Adamcağız ortaya çıkıp geçmişi ile de yüzleşemiyor.
Ne desin yani, Ey ahali; camileri ahır, depo yaptık, kelepir fiyatlarla satışa çıkardık, ama bu Müslüman taife günahtır diye almadı, biz de gayr-ı müslimlere sattık. Onlar da bar-pavyon-meyhane yaptılar, kusurumuzu bağışlayın
Hatta biraz daha ileri gidip Dersimi kana bulayan da biziz. Onun için de tüm halkımızdan ve özellikle de Dersimlilerden af diliyoruz diyebilir mi?
Bunları derse de CHPnin yakasını milletten kurtarabilir mi? Zor, hem de çok zor işi. O da cami ve Dersim konusu açıldı mı dut yemiş bülbül gibi susuyor.
Efendim, biz yine Çamlıca ve Taksim Camii meselesine dönelim. Çamlıcaya yapılacak cami projesi tartışılıyor, hangisi yapılsın noktasındayız artık. Bu arada birbirinden ilginç cami tartışmalarına şahit oluyoruz. Ömürlerinde bir defa camiye gitmemiş, hatta cami düşmanlığı yapmış tipler Çamlıca Camii konusunda fikir yürütüyor. Bu arada da kendilerine suyun bu tarafından yandaş arıyorlar. Kim cami konusunda aykırı sayılabilecek bir şey söylese mal bulmuş mağribi gibi günlerce ağızlarına sakız ediyorlar. Bakınız bu konuda Müslüman entellektüel Dücane Cüdioğlu da aykırı şeyler söylüyor diyerek, o güne kadar televizyonlarının kapılarını sıkı sıkıya kapadıkları Cündioğluna alkış tutuyorlar.
Dücane Cündioğlunun babası ile tanışırdık. Sonradan oğlu ile de tanıştık. Gerçekten ciddi bir entellektüel, dileriz toplumda sayıları artar. Keşke sizler de Cündioğlunun samimiyeti ile camilerimize bakabilseniz. Geliyoruz sıkı bir Marksist olan Enver Ayseverin konuğu Zeki Alasyanın sohbetine. Efendim orada da konu Çamlıca ve Taksim Camii. Aysever, zaten otomatiğe bağlamış, her gelen konuğa Çamlıca ve Taksim Camiini mutlaka soruyor. Aykırı bir cevap almak için de var gücüyle bastırıyor. Bunu da kendi fikriyatı adına iman gibi görüyor. Saygın bir Mason Locası mensubu Zeki Alasya da Tabii cami yapılsın, ama şunlara dikkat edilsin. Meselâ Ankara eski Belediye Başkanı CHPli Vedat Dalokayın, Türkiyede beğenilmeyip Pakistanın İslâmabad şehrinde yapılan projesini örnek gösteriyor. Samimi-gayrı samimi tüm kanallarda cami muhabbeti her şeye rağmen güzel. Kasımpaşalıya hela olsun! Bu cami tartışmalarında benim en çok yadırgadığım Sayın Mehmet Şevket Eyginin tavrı oldu. Biliyorsunuz Eygi, Galatasaray Lisesi mezunudur ve Müslümanların kanaat önderlerindendir. Ben onun bir zamanlar sahibi ve naşiri olduğu Bab-ı Alide Sabah ve Bugün gazetelerini her gün okuyarak büyüdüm.
Fatih Altaylının Teke Tek programında yine Çamlıca Camii tartışılıyor. Ve Eygi beni kalbimden vuran şu sözleri söylüyor. Efendim Çamlıcaya yaptığımız camiye bizim alkış tutmamız önemli değil, batıdan iki mimar gelecek, onlar oldu derse olmuştur.
Buyrun cenaze namazına, iki batılı mimar bizi anlayacak. Bu sözleri duyunca Galatasaray Lisesinin onun kafasında da kötü bir iz bıraktığını düşünmeden edemedim. Sonra aynı Eygi büyüğümüz bir yandan çeyrek tesettür diyerek, Tekbir Giyim gibi modayı tesettürle nikahlıyan anlayışı şiddetle kınıyor, öbür yandan da Anadolu kadınının tesettürü köylülük olarak yaftalıyor ve Elimde olsa Pariste modeller çizdiririm demek şaşkınlığına düşüyordu. Teke Tek programında eski İstanbul beyefendilerinin gemilere biniş inceliklerini anlatan Eygi üstadımızın eski Bugün Gazetesinde yazdığı ve günümüzde hiç bir Müslüman gence okuması için tavsiye edemeyeceği yazıları düşününce anladım ki zaman insanı törpülüyor, ama tuhaflıklarımız baki kalıyor.
Ustalık dönemini camilerle taçlandırmayı hedefine koyan sayın Erdoğana bizden içten bir teklif:
- Sayın Başbakan Çamlıca ve Taksim camileri için duacıyız. Amaa... Boğazın ortasına durunuz, Beşiktaş tarafında gökdelenler yükseliyor. Çamlıca oldukça içeride, Üsküdar tarafında Özbekler Tekkesinin hemen karşısında Sultantepe Koruluğu var. Üzerinde çok büyük bir alan boş, yolun sağı Özbekler Tekkesi, karşısı ise boş ve Süzer Holdingen bir başka şirkete geçti. Hem o koruluğu kurtarmak, hem de Çamlıcanın yavrusu Boğazdan daha rahat görünen bir camiyi Üsküdar hak ediyor. Üstelik koskoca Sultantepede iki minik cami var, yani burada cami acil ihtiyaç. Sultantepe sakinleri ilginizi bekliyor.