Hepimizin bol keseden birbirimize sorduğumuz bir soru var:

- Nasılsın, iyi misin?

Bu suâlin cevabı İslâm âlimlerine göre mânevidir, maddi değildir.

"Nasılsın, iyi misin?" diye sormakla "karnın tok sırtın pek mi?" denmek istenmiyor. Çünkü karın tokluğu hayvanlarla beraberlik ifâde eden bir anlamdır. İnsanlar sofrada, hayvanlar çayırda karınlarını doyururlar. Dünyada olmanın sebebi karın doyurmak değildir. Dünyada bulunmamızın sebebini Kurân-ı Kerim şöyle haber veriyor.

"Ben insanları ve cinleri bana kulluk yapsınlar diye yarattım"

Allah: "Ben insanları ibadet etsinler diye yarattım, eşyanın kölesi olsunlar diye değil..." buyuruyor.

Türkiye'de yaşayan biz Müslümanlar yaratılış gayemize uygun yaşıyor muyuz?

Neredee! Yaşasak hiç böyle mi oluruz?

- Nasılsın, iyi misin? Sorusunun asıl mânâsı, "Allah'ın Kitabına göre yaşıyor musun?" demektir.

Hadi "iyiyiz!" diyelim bakalım. Neremiz huzurlu, neremiz iyi?

Sokaktaki 100 kadından 98'i çıplak.

Caddelerin en işlek yerlerinde fâiz yuvaları bankalar.

Parklar meyhaneye dönmüş.

Bu durumda, "Nasılsın, iyi misin?" suâline: "İyiyim, çok şükür" dersek adama gülerler.

Yaratılış gayemizi unutmayalım.

Bir zamanlar Bosna-Hersek'te Müslümanlar bulaşık makinesi, çamaşır makinesi temin etmeye çalışıyorlardı. Eşya manyağı hâline gelmişlerdi. Servet, şöhret ve şehvet peşinde idiler. Bakın, kâfirler geldi, neler yaptılar. Ellerindekileri almakla kalmadılar. Kanlarını ve namuslarını da aldılar. Yaratılış gayelerini unutanları bu yakın geçmişteki acı hadiselerde görerek ibret vesilesi yapmalıyız.

% 98'i Müslüman olan memleketimizde İslâm'ın hükümleri hiç dikkate alınmıyorsa, o memleketteki Müslümanların yaratılış gayelerine göre yaşamadıkları açıkça görülmüş olur.

Kimseye hâlini sormayalım mı? demek istiyorsunuz değil mi?

Ben diyorum ki, "Nasılsın, iyi misin?" suâlinin mânâsını bilin, rastgele sormayın; herşey sütlimanmış gibi de cevap vermeyin. Bu sorunun mânâsı:

"İnancına göre yaşabiliyor musun?" demektir. Mâlum soruya bu mânâya göre cevap verelim.

Bilmem anlatabildim mi?