Türkiye ilginç bir ülke… Ergenekon davasına destek vermek için düzenlenen gösteriye bin kişi katılıyor, medya bunu önemli bir olay olarak büyütüyor. Cumhuriyet mitinglerine beş-on bin insan katılıyor, medya saatlerce canlı yayın yapıyor. Milli egemenliğe vurgu yapan, yüz binlerce insanın katıldığı demokrasi mitingleri yapılıyor, bir çok medya kuruluşu tek satır haber yapmıyor…

Bu ne derin bir çelişkidir, nasıl bir haberciliktir?

Ortak Akıl Hareketi'nin yaptığı mitinglerden bahsediyorum.

Kendisini Yeni Anayasa ve Demokrasi Platformu olarak tanımlayan bir grup sivil toplum örgütü, "milli egemenlik", "demokrasi", "hukukun üstünlüğü" gibi kavramlara vurgu yaparak bir dizi etkinlik gerçekleştirdi. Malatya'daki mitinge yaklaşık 80-100 bin kişi katıldı. Samsun mitingi aşırı sıcağa rağmen 60-70 bin kişiyle yapıldı. Geçen hafta Bursa'daki mitingde de yaklaşık 100 bin kişi vardı. Hangi ülkede olursa olsun, onbinlerce insan demokratik bir tepki ortaya koyuyor, bu çapta gösteriler yapıyorsa, bu haber değeri taşır, gündem oluşturur.

Türkiye'de ise yüzlerce kişinin gösterdiği tepkiler haber olur, onbinlerce kişinin gösterdikleri görmezden gelinir.

Ortak Akıl Hareketi olarak da kendisini tanımlayan bu platform başını TGTV'nin çektiği yaklaşık 300 sivil toplum kuruluşunun oluşturduğu bir sivil inisiyatif…

Hareketin web sitesinde amaçları şöyle tanımlanıyor:

"Bu platform; ülkemizde yaşanan demokrasi ve özgürlük mücadelesine aktif katılım sağlamak, temel hak ve özgürlüklerin alanını genişletmek, millet iradesini her tür vesayet ve ipotekten arındırmak, toplumdaki her tür inanç, yaşam tarzı ve eğilimleri eşit olarak hukuk güvencesine alacak yeni bir anayasa talebini diri ve canlı tutmak amacıyla kurulmuş bir platformdur".

HAK-İŞ, MEMUR-SEN gibi sendikaların da destek verdiği girişime çok farklı kesimlerden aydınlar da destek veriyor.

Demokrasi ve hukuk vurgusu ön planda olan bu hareketin içinden geçtiğimiz süreçte daha büyük anlam taşıdığını düşünüyorum.

Muhafazakar camiadan insanların başını çektiği bu inisiyatif, farklı kesimleri ortak paydada buluşturması ve evrensel değerlere vurgu yapması açısından da önem taşıyor.

Aşırı sıcaklara rağmen yüzbine varan insanın demokrasi ve hukuk için sivil bir tavır ortaya koyabilmesi her zaman anlamlıdır ve haber konusudur.

Ortak akıl hareketinin temel perspektifleri internet sitesinde özetleniyor.

Ortak Akıl Hareketi özgürlükçü bir anlayışa vurgu yapıyor: "özgürlüklerin zihniyet zemini olarak teminatı tam anlamıyla işleyen bir demokrasidir. özgürlükler, demokrasiyle birlikte genişler. Demokratik işleyişin daraltıldığı zamanlarda en büyük zarar özgürlükler üzerinde görülür. özgürlüklere sahip çıkmak demokrasiye sahip çıkmakla eş anlamlıdır."

Ortak Akıl Hareketi Demokrat bir tutum takınıyor: "Türkiye'de yüzyıllardır bir arada yaşayan insanlar, artık temel özgürlükleri edinme ve kullanma noktasında endişe duymamalıdır. Anadilini geliştirme ve ifade özgürlüğü; farklı dini anlayışlara sahip insanların kendi anlayışlarını özgürce yaşayabilmeleri ve çocuklarına aktarabilmeleri; dini anlayışlar konusunda devletin bir taraf olarak müdahil olmaması ve insanların nasıl inanacağını, nasıl düşüneceğini, nasıl yaşayacağını belirleme hakkının devlette ve bürokratlarda bulunmadığının tartışmasız kabulü sağlanmalıdır."

Ortak Akıl Hareketi Türkiye'nin temel hassasiyetlerine, birlik ve bütünlüğüne de özel bir atıf yapıyor: "Türkiye'nin gücü birlik ve beraberliğindedir. ülkemizde çok güçlü tarihi ve sosyal temelleri bulunan birlik ve beraberliğinin kısaca ülke bütünlüğünün korunması hürriyetlerin esas, kısıtlamaların istisna olduğu, hukukun üstünlüğü temelinde gelişen ve ona dayanan yeni bir anayasadır."

Halkın böyle güçlü bir sivil tepki ortaya koyması çok anlamlıdır.

Bazı medya kuruluşları görmezden gelse de toplumun demokrasi ve hukuka sahip çıkarak, güçlü bir aktör haline gelmeye başlaması sevindirici bir durumdur.