Kimler "kapansın" diyor?
AK Parti'yle ilgili kapatma davasının neticelenmesine sayılı günler kaldı. Mahkeme 28 Temmuz'da konuyu görüşmeye başlıyor. Kamuoyunda ise merak katsayısı giderek yükseliyor. Geçen ay artan karamsarlık havası son birkaç haftadır yerini iyimser rüzgârlara bıraktı.
AK Parti'nin kapatılması durumunda Türkiye'nin bir bütün olarak karşılaşacağı olumsuzluklar sayılamayacak kadar fazla. Böyle bir neticeyi avucunu ovuşturarak bekleyen epey de insan var. CHP gibi bu sürecin en büyük destekçisi bile AK Parti'nin kapatılması halinde Türkiye'nin ciddi bir olumsuzlukla karşılaşmayacağını anlatma sorumsuzluğu göstermiyor. AK Parti'nin kapatılması halinde doğuracağı felaketi bildikleri halde, bu sonucu özlemle bekleyenler Türkiye'yi değil, daha çok kişisel veya grupsal çıkarlarına odaklanmış olanlardır.
'Kimler AK Parti'nin kapatılmasını istiyor' diye baktığımızda şu kesimler göze çarpıyor:
- Siyaseten AK Parti'yle baş edemeyen, ancak bu yolla iktidardan kurtulabileceklerini düşünen bazı muhalefet partileri… CHP, AK Parti'nin mahkeme yoluyla devredışı bırakılması halinde kendisine bir şans doğabileceğini düşünüyor. 70 yaşına giren ve Başbakanlık hasreti çeken Baykal, ancak Erdoğan'sız ve AK Parti'siz bir ligde şans bulabileceğini düşünüyor.
- Yürüyen davanın sorumlusu olarak AK Parti'yi gören Ergenekoncular, böyle bir sonucun kendi kurtuluşları için uygun bir ortam oluşturacağını düşünüyorlar. İntikam duygusu ve meselenin ardının kesilmesi arzusu, Ergenekoncuları da bu safa yerleştiriyor.
- AK Parti'yi bir türlü benimseyemeyen, AK Parti'nin varlığını kendileri için tehdit olarak gören bazı iş çevrelerinden meslek örgütlerine ve medya kuruluşlarına kadar kayıtsız şartsız "muhalif" kesimler de kapatma kanadında yer alıyorlar.
- Parti kapatmaya karşı olduğunu söyleyen DTP ve Güneydoğu halkı üzerinde hâkimiyeti sarsılan PKK da, böyle bir neticeyle bölgedeki alternatiflerin zayıflayacağı hesabını yapıyor. Kürtler elbette AK Parti çizgisindeki siyasi partilere olan desteğini sürdürecektir, ancak ilk seçimde oluşabilecek bir boşluktan istifade etme düşüncesi böyle bir hissiyat üretiyor.
- AK Parti iktidarından kişisel veya grupsal menfaat sağlayamayan, rant düzeni bozulan, imtiyazlı konumlarını kaybeden ve yeni bir iktidarla eski konumlarını yakalayabileceklerini düşünen kesimler de kapatma kampanyasına dahil durumdalar.
- Muhafazakar camia içinde yer aldığı halde iktidara yakın bir konum elde edemeyen, kişisel menfaatlerine ve kişisel konumlarına göre ideolojik söylem üreten, AK Parti'nin kapatılması halinde kendilerinin daha etkin roller üstlenebileceklerini düşünen siyaset ve düşünce esnafı da bu cepheye dolaylı destek vermekten kaçınmıyor.
- Erdoğan'ın liderliğini hazmedemeyip, Erdoğansız bir dönemde etkinlik alanlarının genişleyebileceğini düşünen, dumanlı havada rol kapma sevdasında olanlar…
- AB içinde Türkiye'nin üyeliğine karşı olan ve müzakerelerin böyle bir olumsuzlukla durmasını isteyen çevreler, kapatmayı hararetle temenni ediyorlar.
Parti kapatma meselesine demokrasi, hukuk, adalet, evrensel değerler, milli egemenlik gibi değer ve kavramlar üzerinden bakarak ilkesel bir tutum takınmak gerekirken, siyasi tavrı belirleyen saikler tamamen farklı olabiliyor.
AK Parti'nin kapatılmasını isteyenlerin bir kısmı intikam duygularıyla, bir kısmı ihtiras ve hırsla, bir kısmı ise tamamen menfaat nazarıyla meseleye bakıyorlar. İlkesel ve ideolojik olarak tavır geliştirenler ise küçük bir azınlığı oluşturuyor.
Kapatma kampanyası sürdüren bu kesimlerin toplumsal karşılığı ise çoğunluğa tekabül etmiyor. Toplumun önemli bir kesimi sağduyu içinde demokrasi ve hukuktan yana duruş sergiliyor. Bu kesimlerin içinde AK Parti'yi günahı kadar sevmeyenler de var. AK Parti'yi sevmediği ve desteklemediği halde kapatmaya karşı olanların sergilediği duruş, asıl takdiri hak ediyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.