1434 Rebiulevvel ayındayız (8)
Yönünü Kâbe’ye dönüp tekbir, tehlil, tahmîd ve salat-ü selam getirirler, dua ederlar. Sa’y yapmaya niyet ederler. Niyetini;
“ALLAHümme innî urîdu sayel-umreti, feyessirhu lî ve te-kabbelhu minnî.
ALLAH’ım! Umre sa’yi yapmak istiyorum. Bunu bana kolaylaştır ve kabul eyle.” diyerek yapması müstehaptır. Usulüne göre umre sa’yini yaparlar.
Sa’yini yedi şavt olarak Safa’da başlayıp Merve’de bitirir. Sa’y yaparken rivayet edilen veya bildikleri duaları okurlar, sessizce tekbir, tehlil, tesbîh ve tahmîd getirirler veya Kur’ân-ı Kerim okurlar. Her şavtta yeşil ışıklı sütunlar arasında “hervele” yaparlar. Kadınlar, “hervele” yapmazlar. Sa’yi tamamlayınca Merve tepesinde dua ederler.
Sa’yin tamamlanmasından sonra, berberde veya evde veya otelde saç tıraşı olup veya saçını kısaltıp ihramdan çıkarlar. Böylece umre tamamlanmış olur.
Muhterem okuyucu;
İşte kısaca arz ettiğimiz Umre, kişinin maddi ve manevi hayatını gözden geçirmesi, günahlardan arınması, manevî dünyasını geliştirmesi ve ruhî bir yenilenme gerçekleştirebilmesi için çok büyük, çok önemli bir fırsattır.
Tüm dünyevî kayıtları ve kaygıları bir kenara bırakıp her şeyi arkasına atarak kefen misali bir giysi içerisinde Yüce Rabbimizin huzurunda olmanın zevkine erebilmektir. Cenab-ı Hakk’a ve O’nun gösterdiği dosdoğru yola yönelmektir, manevî hayatın azığı takvayı kuşanmaktır.
İşte bu manevi iklimi yaşamak, mukaddes mekânları ziyaret etmek ve İslam tarihini yeniden okumak, kişinin kendini, yolunu, hayat yolculuğundaki yerini ve sonuçta Rabb’ini tanıması için bu fırsat ve umre ziyaretine ayrılan zaman dilimini çok iyi değerlendirmek gerekir.
Bu nedenle, daha işin başında iken kendimizi, niyetimizi ve kalbimizi başka işlerle meşgul etmeden, “sadece umre ve ibadet yapma” niyet ve arzusuyla hazırlamamız, başından sonuna kadar bu yolculukta ibadet bilincini muhafaza etmemiz gerekir. Sadece ve sadece umre ibadetine yoğunlaşmalıyız.
Çünkü manevî dünyasında yeni bir pencere açmak, hayatında olum-lu bir gelişme meydana getirmek amacıyla çıktığı bu kutsal yolculukta kişinin gayesine ulaşabilmesi için, zihnen, kalben, fikren yoğunlaşarak umre yapması gerekir. Böylece yanlış yöneliş, duygu, düşünce ve günahlardan arınacak, temizlenecek ve hayatında yepyeni, tertemiz bir sayfa açmış olarak bu yolculuktan dönecektir.
Fakat bu bilinç kaybedilirse yapılan yolculuk anlamını yitirir ve manevî açıdan içi boşaltılmış bir seyahate dönüşür. Umre yolculuğuna çıkanlar bağlamında düşünüldüğünde, şeytanın en çok uğraştığı hususlardan biri, bu mübarek yolculuğu sıradan bir yolculuk hâline dönüştürmek ve bu kutsal yolculuğun içini boşaltmaktır. İçi boşaltılmış bir tür umre yolculuğundan ALLAH Teâlâ’ya sığınmak gerekir. Bu bakımdan umre yolculuğunun, tertemiz bir milada dönüştürülmesi hedeflenmelidir. Basit birtakım meselelere takılıp kalıp umre yolculuğunu anlamsız hâle getirmemeye özen göstermelidir. İbadeti anlamsızlaştıran bu tür bir yolculuğun umrenin işlevini yansıtması düşünülemez.
Tıpkı namaz kıldığı hâlde namazından gafil olanlar ve kıldığı namazı, kendilerini kötülüklerden alıkoyamayanlar gibi. İşte bu sebeple, umre yolculuğumuzun içi boşaltılmış kuru, kupkuru bir seyahat olarak kalmaması ve yalnızca kutsal topraklarda karşılaşılan birtakım olaylarla anılan ve yaşanan hatıraları anlatılan kuru bir seyahate dönüşmemesi için, bu randevumuzun hayatımızda yeni ve temiz bir sayfa açma sözleşmesine dönüşmesi gerekir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.