Her yıl Ocak ayının son beş günü “dünya siyaset ve ekonomisinin kalbi Davos’ta atar” denilirdi. Davos Formu; önceki yıllarda, ülkeler arası sorunların çözüme kavuşturulduğu ve dünya ekonomisinin yönlendirildiği bir merkezdi. Ancak, artık dünyadaki şartların değişmesine paralel Davos’un da havası değişti.
 

Ancak Davos eski gücünü kaybetse de hâlâ büyük buluşmalara, tarihi anlaşmalar ile önemli iş bağlantılarına ev sahipliği yapmaktadır.
 

Aslında Davos buluşması siyasiler ve iş dünyası için büyük bir şanstır. Farklı siyaset ve devlet adamları ile sermaye çevrelerinin bir araya geldiği Davos Dünya Ekonomik Forumu herkes için bir ümit kapısıdır aynı zamanda… Ayrıca Dünya basını da ordadır ve gazeteciler liderleri takip ve haberleri zamanında ulaştırma yarışında olurlar.  

Dünya Ekonomik Forumu’na katılan siyasiler ve dünya ekonomisinin patronları, gündüzleri davetler düzenler, heyetler arası ya da ikili özel görüşmeler gerçekleştirirler. Akşamları ise yemekli davetler ve iş bağlantıları düzenlenir.

Küçük bir Avrupa ülkesi olan İsviçre’nin küçük ve şirin bir kasabası Davos, Dünya Ekonomik Forumu’nun burada yapılması ile Dünya çapında tanınıyor ve biliniyor olmasının yanında aynı zamanda dünyaca ünlü bir kayak merkezidir.

Davos, rahmetli Turgut Özal ile eski Yunanistan Cumhurbaşkanı Papandreou’nun “Davos ruhu” olarak adlandırılan buluşmasıyla siyasi literatürümüze girmiştir. Davos; ülkemizde ve İslam dünyasında Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın, 2009’da Davos zirvesine damga vuran “One Minute” çıkışıyla daha çok hatırlanır ve konuşulur oldu.
 

Çünkü: “One Minute” sadece bir cümle değil o bir tarihi bir dönüm noktasıdır. Başbakanın “One Minute” çıkışı tüm Müslüman dünyasının kavrulmuş yüreklerine serpilen su gibi yerini bulmuştur.
 

Bu seneki Davos zirvesinde Başbakan Erdoğan yoktu ancak onun kararlılığı ve cesareti Davos’a katılan siyasilerin ve dünya ekonomisine yön veren patronların dilindeydi. Davos’a katılan siyasiler ve dünya ekonomisinin patronları, Türk heyetinden; bilhassa Sayın Babacan’dan övgüyle bahsederken; Başbakan Erdoğan’ı “cesur adımlar atabilen lider” olarak nitelendirilmesi dikkat çekti.
 

2013 DAVOS DÜNYAEKONOMİK FORUMU
 

Son yıllarda Avrupa başta olmak üzere ekonomideki daralma ve dünya siyaset dengesindeki sarsıntılar sebebi ile bu sene Davos buluşması önceki yıllara nazaran neşesiz geçiyor. Özellikle Avrupalı yatırımcının karamsarlığı ve siyaset dünyasının gelecek adına var olan endişeler dikkat, çekti.

Gelir ile gider arasındaki dengesizlik, borç krizi ve beklenmeyen risklere çareler bulunamaması gibi sorunlar, Davos Forumu’nda yapılan konuşmalar ve sunulan raporlarda öne çıkarılarak karamsar bir tablo çizildi.

Siyaset ve ekonomi dünyasının seçkin katılımcıları, Davos Dünya Ekonomik Forumu’nu değerlendirirken “bu yıl Davos’ta daha dinamik, daha iyimser, daha dirençli ve heyecanlı olarak ayrılıyoruz” şeklinde cümle kuran olmadı
 

AVRUPA’NIN GELECEĞİ ÜMİT VERMİYOR
 

Yoksulluğun eşiğinde olanların sayısı artarken, Avrupa’da sosyal uçurum derinleşiyor. Borç krizi Avrupa’yı sarsmış durumda ve sarsmaya da devam edecek gibi duruyor. Bu sancılı dönemde AB’nın dağılacağı yönündeki tartışmalar Avrupa ülkelerinin korkulu rüyası oldu.
 

Yunanistan’ın borçlarının bir kısmı silindi, Euro ülkelerini ekonomik krizlere daha dirençli hale getirmek için yeni kurtarma mekanizmaları oluşturulsa da bir türlü inişler çıkışa dönüştürülemiyor.
 

Biz Türkler başta olmak üzere birçok ülke; kurtarıcı olarak kabul ettiği AB’ye girebilmek için denemedik yol bırakmazken şimdilerde birçok üye ülke AB’den ayrılmak istiyor.

Dünya Ekonomik Forum’un düzenlendiği İsviçre defalarca AB tarafından davet edildiği halde Birliğe katılmayı sürekli reddetmiştir. İngiltere Euro Bölgesi’ne girmeyi kabul etmediği gibi son günlerde AB’den ayrılma sinyalleri veriyor. Öyle ki İngiltere Başbakanı David Cameron’un ülkesinin AB üyeliğiyle ilgili referanduma gideceğini açıklaması AB içinde şok etkisi yaptı.
 

Çünkü İngiltere, AB’nin geleceğinden ümitli değil. AB’de ciddi reformlar yapılmasını istiyor. Reform yapılmazsa AB’nin İngiltere’ye fayda yerine zarar vereceğini düşünüyor.

Özetleyecek olursak, Davos’ta, AB’nin ekonomik çöküntünün getireceği sorunlar nasıl aşılır? AB dağılır mı?, sorularına cevap arandı. Gelecek adına Davos’tan her yıl katılımcılar ümitle ayrılırken bu sefer korku ve endişeli bekleyiş gözüktü.

İşte bu yıl Davos böyle geçti…