Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Nasıl bir hayat tarzınız var?

Nasıl bir hayat tarzınız var?

Muhterem Müslümanlar;

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir gerçeği şöyle beyan eder: “İnsan nasıl yaşarsa öyle ölür; nasıl ölürse öyle dirilir; nasıl dirilirse öyle haşrolur.”

Bu şu demek oluyor. İnsanlar ahiret rotasını dünyadaki yaşam tarzlarıyla çiziyorlar. Yaşantımız iyi olursa ölümümüz de iyi oluyor. Ölümü iyi olanların ahireti de memur/arzu edilen güzellikle oluyor. Bu ifadeleri lütfen dikkate alınız.

Bu dünyada insan kime ne bahane bulmuşsa, kimlere nasıl davranmışsa o hâl ile hâllenmedikçe dünyadan göçmüyor. Onun için zikrimizi, fikrimizi, tavır ve davranışlarımızı Kur’ân ve Sünnet ölçüleri doğrultusunda ifa edelim. Dünya kısa ve çabuk geçiyor. Dikkate alıyor musunuz, benim bu ifadelerime muhatap olanların içinde hiç birimiz elli sene sonra bu dünyada yaşıyor olmayacağız. Elli sene içinde bu dünyadan göçüp gideceğiz. Elli sene dediğiniz ne ola ki, gözümüzü açıp kapayıncaya kadar her şey biter.

Muhterem Müslümanlar!

Hayattan ibret almak için tarihte çok dikkat çekici örnekler vardır. Size bu örneklerden birini arz edeyim:

Tabiin devrinin tefsir ve hadis alanında ünlü zâhidlerin arasında yer alan Said bin Cübeyr vardır. Bu zat Müslümanların gönlünde destanî bir kişiliğe sahip olmuş zevat-ı kiramdandır. Böylesi mübarek bir insanı dünyanın en zalimleri arasında yer alan Haccâc öldürtmüştür. Haccâc, Said’in öldürülmesi kararını verince onu karşısına alıp:

– Seni öyle bir ölümle öldüreceğim ki, geçmiş ve geleceklere ibret olacaksın demişti.

Bu sözü duyan Said, Haccâc’a, asıl ibretlik sen olacaksın mesajı verircesine ona güldü. Bu gülüşle kalbine ok gibi saplanan mana ile Haccâc telaşla Said’e sordu:

– Ne gülüyorsun be adam?

Said (R.A.)’in cevabı şu oldu:

– Senin Allah karşısındaki cüretine ve bunca zulmüne rağmen Allah’ın sana hâlâ imkân vermesine gülüyorum. Ne kadar acınacak ve gülünecek hâlin var biliyor musun ey zavallı adam?

Ve işkence başladı. Bir gün sonra Said öylesine bitkin düştü ki, sesi zor duyulur hâle geldi. Şu istekte bulundu:

– Ölüm ânım yaklaştı. Bırakın da 2 rekât namaz kılayım.

Haccâc kükredi:

– Kıl, fakat Müslümanların kıblesinin tersine dönerek.

Said hazretleri iki büklüm doğruldu. Gösterilen istikamete döndü ve şu âyeti okudu:

“Doğu da batı da Allah’ındır. Nereye dönerseniz dönün, Allah’ın yüzü ile karşılaşırsınız” (Bakara Suresi, ayet: 115)

Said (R.A.) 2 rekât namazını bitirdi, bitirir bitirmez de boynu vuruldu.

Her iki gecede bir hatimeden.

Sık sık ağlayıp yanındakileri de ağlatan.

Ağlamaktan gözleri şişen... Said, dünyaya böylece veda etti. İnnaLillahi ve innarâciûn...

Muhterem Müslamanlar!

Kaynaklar bize şu ilginç tabloyu çizmektedir.

Haccâc ölürken bir türlü canı çıkmıyordu. Dalıp dalıp ayılıyor ve şöyle diyordu:

– Said bin Cübeyr beni bırakmıyor ki öleyim. Yakama yapışmış “Beni ne hakla öldürdün?” diye soruyor.

Uzun bir can çekişme sonrasında ölen Haccâc rüyada görüldü. Şöyle diyordu:

– Öldürdüklerimin her biri beni bir defa öldürüyor, yeniden diriliyorum; fakat Said beni yetmiş kere öldürdü. (Ebu’l-Kâsım Kuşeyri, Letaifu’l-İşaret. c/8. Sf:9)

Muhterem Müslümanlar!

Konunun başındaki ifadelerime dönüyorum: Dünyada nasıl yaşarsak öyle öleceğiz; neleri amel olarak işlemiş isek onlarla karşılaşacağız. Örnek verdiğimiz vaka da meselenin böyle olduğunu teyit ediyor.

Aklımızı başımıza alalım... Yaşam çizgimizi düzgün yapalım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi