Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Egemen güçlerin oyunları ve Tunus’taki cinayet

Egemen güçlerin oyunları ve Tunus’taki cinayet

 

Batı dünyası, tarih boyunca diğer ülkeler için “demokrasi” ve “insan hakları” gibi değerleri, kendi menfaatleri nispetinde istemiş ve desteklemiştir.
 
Bunun en son örneği “Arap Baharı” sonrasında Arap halklarının direnişi ve isyanı sonucu gerçekleşen çiçeği burnundaki  “Arap Devrimleri”ne karşı sürdürdükleri siyasi ve ekonomik müdahalelerdir. Halkın desteğiyle gerçekleşen devrimler sonrası demokratik yoldan bu ülkelerde iktidarın meşru sahibi olan Siyasal İslamcı kadrolar, Batılı egemen güçlerin kuşatması altındadırlar.
 
Batılı egemen güçlerin müdahaleleri; bu ülkelerdeki değişim ve dönüşüm sürecini yani demokratikleşme sürecini olumsuz yönde etkilemektedir. Ancak, Batılı güçlerin tüm müdahalelerine rağmen bu ülkelerde demokratikleşme yolunda önemli adımlar atılmıştır.
 
Bunun en bariz örneği Kuzey Afrika ülkesi Tunus’tur.
Tunus, Kuzey Afrika ve Ortadoğu coğrafyasında sadece “Arap Devrimlerine” öncü olmakla kalmamış aynı zamanda, devrim sonrası devlet kurumlarına yeni bir işlevlik kazandırmıştır.
 
Demokratikleşme yolunda siyasi partilerin oluşması kısa zamanda gerçekleştirilmiş ve ülke seçimlere hazırlanmıştı. İlk özgür seçimlerle parlamentosunu oluşturdu ve kısa zamanda merkez sol iki partiyi de yanına alan siyasal İslamcı akımların temsilcisi El Nahda hareketi Tunus’ta ilk hükümeti kurmayı başardı.
 
Devrimi yeni gerçekleşmiş ülkede elbette çözüm bekleyen çok sorun var ve bunların büyük bir kısmı ise hâlâ sonuçlanmayı beklemektedir.
 
Bu hükümet; ülkenin içinde bulunduğu ekonomik çıkmazlardan kurtarılması için çok ciddi reformlar gerçekleştirdi. Yeni anayasa ve rejimin oluşturulması için de başlatılan çalışmalarda önemli mesafeler alındı.
 
Fakat  Tunus, sadece devrimlere değil, aynı zamanda, demokratikleşme ve kalkınma alanlarında da sembol isim ve örnek gösterilen bir ülke olmayı başarmıştı.
Ancak…
 
Bir yandan egemen güçlerin oyunları ve baskıları sürerken; diğer yandan onların işbirlikçileri olan eski rejimin kalıntısı siyasiler ve ülke ekonomisini aralarında bölüşen devrik diktatör Zeynel bin Ali’nin mafya çeteleri Tunus’u yeniden kaos ortamlarına sürüklediler.
 
Egemen güçlerin hedefi; devrim sonrası iktidarı ele geçiren siyasal İslamcıların temsilcisi durumundaki kadroları tasfiye etmek veya kontrole almaktır. Dış destekli muhalefetin hedefi ise; devrimi ele geçirip iktidara kısa yoldan sahip olmak. Eski sömürü düzenlerine geri dönmektir.
 
CİNAYET DIŞ GÜÇLERİN DESTEĞİNDEKİ DEVRİM KARŞITLARININ İŞİDİR
 
Ülkede karşı devrim arayışlarının öncülüğünü yapan sol muhalefetin önde gelen isimlerinden Şükrü Belaid, başkentte evinin önünde öldürüldü. Bu siyasi cinayet ülkenin karışmasına sebep oldu.
 
Şu bir gerçek:
 
Cinayeti En Nahda Hareketine yüklemek ve laik- İslamcı kavgasını körüklemek için Şükrü Belaid hesaplanarak seçilmişti. Çünkü o laikçi olduğunu ısrarla ileri sürerek Müslüman Kardeşler hareketinin Tunus’taki kolu, iktidar partisi En Nahda’yı Demokrat Yurtseverler’in toplantılarına saldırmak üzere ‘’paralı askerler’’ tutmakla suçlamıştı.
Parlamentoda 1 milletvekiline sahip Demokratik Yurtseverler partisinin lideri Şükrü Belaid’in öldürülmesini bahane eden fanatik gruplar,  “devrimi sahiplen ve ülkeyi şeriatçılardan kurtar” çağrılarında bulunarak olayları ülke geneline yaymaya çalışıyorlar.
 
Bunlar, aşırı solcu eğilimler ve eski diktatör Zeynel Bin Ali’nin taraftarları ile eski düzenden beslenen mafya gruplarıdır. Farklı görüşlere sahip bu gruplar protesto adı altında sokaklarda terör estiriyorlar. Onların asıl hedefi ülkeyi kaosa sürükleyip bir karşı devrimi gerçekleştirmektir.
 
Oynan oyunların farkında olan Başbakan Hamadi Cibali hükümeti feshetti. Seçimlerin en kısa sürede yapılacağını ve bu süre zarfında da teknokrat hükümetin iş başında olacağını ifade etti. Ancak Başbakan Hamadi Cibali’nin çözüm olarak sunduğu teknokratlardan oluşan partiler üstü bir hükümet kurma önerisi kabul görmedi.
Başta Cibali’nin iktidardaki En Nahda Partisi olmak üzere koalisyonu oluşturan partiler öneriye itiraz ettiler. Sokaklardaki eylemlere bir de siyasi istikrarsızlık ve hükümet bunalımı eklenince, Tunus içinden çıkılması zor bir sürece sürüklenmiş oldu.
Solcu ve eski düzenin taraftarı sendikalar ülke genelinde grev başlattı. Kısacası Tunus halkı gerçekten çok ciddi bir sınavdan geçiyor.
 
Tunus’ta demokrasi alanında son dönemde elde edilen kazanımlar heba olmaması, toplumsal barış ve huzur adına bir çıkış yolu bulunması en büyük dileğimizdir.
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi