Avrupa; PKK hamiliğinden vaz mı geçiyor?
Avrupa demokrasisinin temellerinin atılmasında ve günümüz Avrupa Birliği’nin gelişmesinde rolü olan AB’nin PKK gibi bir terör örgütüne hamilik etmesi kabul edilir ve anlaşılır bir durum değildir. Bu terör örgütünün AB üyesi ülkelerde teşkilatlanması, aidat, bağış gibi legal gelirlerinin yanında insan ticareti, gasp, uyuşturucu ticareti ve haraç toplama gibi illegal faaliyetlerini aralıksız sürdürerek PKK terör örgütüne finans sağlamasının, AB ilkeleri açısından izahı ise mümkün değildir.
Bütün bu faaliyetlerin AB üyesi ülkelerin ilgili ve yetkili kurum ve kuruluşları tarafından izleniyor ve tüm ayrıntılarına kadar biliniyor olmasına rağmen müdahale edilmemesi bu örgütün bu ülkelerde himaye edildiği anlamına gelir ve de öyledir.
AB polis teşkilatı ‘Europol’, geçen yıl açıkladığı raporda “Avrupa, finansman, terör eğitimi ve propagandası açısından PKK’nın lojistik destek üssü olmayı sürdürüyor” gerçeğine işaret etmiştir. Türk istihbarat örgütü MİT, PKK’nın Avrupa’daki tüm faaliyetlerini izlemektedir. Elde edilen bilgilerde, Avrupa ülkelerinde resmi faaliyetleriyle bilinen bazı dernek ve vakıfların yanında bazı siyasi parti, kilise ve devlet kuruluşlarının dahi bu gizli bağlantılar içinde olduğu görülmüştür.
Almanya, İtalya, Fransa, Avusturya, Yunanistan, Belçika ve İsviçre gibi ülkelerde PKK’ya finans sağlayan şirketler listesinde Almanya başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesindeki holdingler, inşaat firmaları, tekstilciler, toptan gıda marketlerinin ismi bulunuyor.
Almanya başta olmak üzere AB üyesi ülkeler Türk hükümetlerin şikayetleri üzerine özel timler tarafından “Dernekler Yasası’na muhalefet, terör örgütüne finansman ve kadro temini” suçlamasıyla gerçekleştirilen baskınlarda, önde gelen PKK’lıların evlerine düzenlenen baskınlarda milyonlarca Euro ve kilolarca altına el koyulmuştur. Ancak daha sonra örgüt ile yapılan pazarlıklar sonucu bu kişiler serbest bırakıldığı gibi para ve altınlar geri iade edilmiştir.
ABD Büyükelçiliği’ne saldırı düzenleyen kişinin DHKP-C üyesi olduğu ve uzun yıllar Almanya’da yaşadığı tespit edildi. Başbakan Erdoğan, “4 bin terörist Avrupa’da geziyor” diyerek Avrupa hamiliğine dikkat çekti.
PKK kampları Yunan, Alman, Belçika ve Fransız parlamenterler tarafından ziyaret edilerek Öcalan ile yapılan gizli görüşmelerin bilgi ve belgeleri MİT tarafından örgüt içinden elde edilmiştir. Başbakan Erdoğan bu dosyaların içinde yer alan bilgi ve belgelere dayanarak; yıllardır terör örgütü ve PKK’nın faaliyetlerine ses çıkarmayan Avrupa Birliği ülkelerinin, ‘teröre karşı gösterdikleri bu müsamahaya artık tahammüllerinin kalmadığını’ muhataplarına resmen bildirmiştir.
BAŞBAKAN’IN SERT ÇIKIŞLARIVE UYARILARI ETKİLİ OLDU
Başbakan Erdoğan “İmralı ile müzakerelerin yürütüldüğü bir dönemde, Türkiye’de terörün durdurulabilmesinde Avrupa hükümetlerinin ellerini taşın altına koyması ya da en azından terör örgütünü desteklemeyi bırakması hayati önem taşıyor” şeklindeki uyarısı gerçekten çok anlamlı ve de etkili olmuştur.
Başbakan’ın bu çıkışları sonrasında İspanya, Fransa ve Almanya harekete geçerek terör örgütü PKK’ya operasyonlar düzenlemiştir.
Fransa’da “PKK’nın illegal para kaynaklarının ortaya çıkarılmasına yönelik” başlatılan soruşturma kapsamında 15 kişi gözaltına alındı. İspanya İçişleri Bakanlığı talimatıyla İspanyol polisinin düzenlediği ve ‘’Kapadokya’’ adını verdiği operasyonda, terör örgütü PKK’ya finans ve lojistik destek veren 6 kişinin gözaltına alındığı duyuruldu.
Almanya’da ise bir dönem terör örgütü PKK’nın mali işlerinden sorumlu olduğu belirtilen Abdullah S. (46) hakkında dava açıldı.
Dileğimiz, bu operasyonların göstermelik olmaması ve PKK terör örgütünün finans kaynaklarının kurutulması amacıyla operasyonların derinleştirilerek tüm AB üyesi ülkelerde eş zamanlı olarak sürdürülmesidir.
Dost düşman herkes bilsin ki; Türkiye bu terör belasından kurtulmaya kararlıdır ve bu konudaki tüm girişimlerini başlatmıştır.
Beklentimiz, AB üyesi ülkelerin bundan böyle PKK terör örgütüne hamilik yapma küstahlığından vazgeçerek AB’nin siyasi ve ahlaki temel ilkeleri doğrultusunda terörü bitirme sürecinde Türkiye’nin yanında yer almalarıdır.
İşte o zaman gerçek dostluktan ve karşılıklı güvenden söz edilebilir…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.