Özür dilemek varken!
Tarihinde hiç özür dilemediği belirtilen bir devlet, İsrail; Türkiye’den özür diledi. Bu çok mühim bir hadise elbette…
Mühimliği nereden anlaşılabilir?
Mesela, siyasî ve gayri siyasî muhalefetin tavrından! Bir taraftan görmezden gelmeler, öbür taraftan küçültmeye, önemsizleştirmeye çalışmalar…
Bu özür mühim! ABD başkanının dayatması ile olduysa da mühim!
Türkiye’nin kararlılığı ABD başkanının dayatmasının esas sebebi değil mi? Eski Türkiye olsa, bir iki ısrar eder, vazgeçerdi. O da dostlar alışverişte görsün diye… Bu hükümet öyle yapmadı. Türkiye’nin vakarını hakkıyla temsil etti.
Öte yandan, dünya sistemi İsrail’i sıkıştırıyor. Ortadoğu’nun sancılı bölgeleri İsrail’in keyfini bekleyecek değil. Suriye’deki mevcut durumdan ne kadar memnun olsa da, sonu gelecek bir iktidara ne kadar dayanabilir İsrail?
Esed sonrasının korkusu da İsrail’i hizaya getirdi.
Neyse, bunlar bir tarafa, asıl mevzuumuz, bir “çok büyük şehir” belediye başkanımızın tarihî özürü tarihî fırsata çevirme çabası!
Dün Ankara’nın sokakları mütebessim başkanla başbakanın karşılıklı resimlerinin bulunduğu afişlerle süslenmiş!
Başkan Başbakan’a, “minnetarız” diyormuş!
Arkadaşlar, hani son zamanlarda moda oldu ya, açık mikrofon bulan, kayıtta kamera gören bazı zevat ilan-ı aşk ediyor ya, bu da öyle bir şey! Memnunuz, minnettarız. Bunu gerektiği şekilde de yansıtırız. Fakat şehrin sokaklarını afişlerle donatmak için daha başka bir sebep olmalı.
Aramaya bile gerek yok!
Ankara’nın başkanı tekrar aday olmak ve seçilmek istiyor!
Bunun için aleni ve yüksek sesle ilân-ı aşk (pardon yağcılık)dan başka yol bulamıyor anlaşılan. Şehrin sokaklarını, afiş ve büyük afiş panolarını kullanıyor.
Tamam, başkanın adaylığını biz de desteklemeyi düşünebiliriz. Bir şartımız var: Birkaç tarihi özür de Ankara’nın kıdemli belediye başkanı dilemeli!
Birinci özür: “Ey Ankaralılar, metroyu 10 yıl geciktirdim. İmkânları çar çur ettim. 3-5 yılda bitirmeyi vaad ettim, 10 yılda yapamadım. Hükümete devretmek zorunda kaldım.”
“Özür dilerim!”
Ankara trafikte İstanbul’a yaklaşıyor. Metro inşaatları yarım kaldı, metroya ayrılan meblağ nereye harcandı? Millet kuşku içinde. Muhtemelen “Metr-ospor” diye bir futbol kulübüne gitmiştir deniliyor!
Başkanın şu sıradaki tek ulaştırma yatırımı, şehrin merkezinde kalmış olan Gazi Çiftliği arazisini talan ederek yaptığı yol!
İkinci özür de bunun için dilenmeli: “Ankara’nın ciğerlerini yok ediyorum, özür dilerim!”
Burada bitti mi sizce?
Bitmez! Daha nice özür bahisleri var. Ama bir tanesini daha kayd etmezsek olmaz:
Başkan Mehmet Âkif’ten özür dilemeli!
Bugüne kadar yayınlanmış en özürlü Safahat’ı o bastı!
İhaleyi bir matbaaya verdi, o da internetten yalan yanlış Safahat indirdi, vikipedi ile de sunuş yazdı, kuşe kağıda bastı, parlak cilt ve kutu içinde süslü püslü kitabı belediyeye teslim etti. Onlar da bütün devlet erkânına hediye etti!
Bu Safahat, kimin elindeyse, hemen imha etmeli!
Çünkü aslı ile neredeyse alâkası yok!
Başkanı böyle meseleleri gündeme getirerek, rahatsız ettiysek, biz de özür dileriz!
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.