Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

1 Mayıs bahane…

1 Mayıs bahane…

1 Mayıs tüm dünyada bayram havası içinde kutlanırken, ülkemizde ne yazık ki, her yıl istismar edilmektedir.

Amaçları, 1 Mayıs’ı kutlamak olmayan bir kesim, 1 Mayıs kutlama bahanesi ile “Biz Ak Parti iktidarına rağmen 1 Mayıs’ı dilediğimiz yerde kutlarız, yasakları deleriz” diyerek hukuka ve hükümetin kararlarına meydan okumaktır.
Bu kesimin hedefi; kaos ve gerilimler oluşturmak suretiyle mevcut iktidarı karalamak ve itibarsızlaştırmaktır. Ancak bu kesimin unuttuğu bir şey var ki; o da ‘her yıl meydanların savaş alanlarına dönüştüğü 1 Mayıs yasağını kaldıran, ülkemizi bu yasak ayıbından kurtaran AK Parti iktidarıdır.’
Yasaklar ve inkâr politikaları gibi yanlışlardan bu ülkenin kurtulması, daha özgür ve daha demokratik bir Türkiye için, devrim niteliğinde reformları gerçekleştiren de AK Parti iktidarı olmuştur.
HUKUK DIŞI GÜÇLER YİNE DEVREDE
Emeğin ve hak arayışının istismarını yapan hukuk dışı güçler, her 1 Mayıs’da devrede olurlar. Bazen maşalarını kullanarak ölümlerle sonuçlanan kanlı 1 Mayıslara sebep oldular, bazen ise yasakları fırsat bilerek, kışkırtıcılık yaparak meydanları savaş alanlarını çeviren kaos ve gerilimlere sebep oldular.
Bu güçlerin ya da uzantılarının yine devrede olduklarına şahit oluyoruz. Şimdi, bu güçler; işbirlikçilerini kullanarak emekçi kitlelerini hükümet güçleri ile karşı karşıya getirmek için ‘Taksim Meydanı’ ısrarı ve tehditlerin seslendirilmesini organize etmektedirler.
Taksim dayatması yapanların niyeti 1 Mayıs’ı kutlamak ve emekçilere sahip çıkmak değil, onların gizli niyeti, 1 Mayıs’ı ve emekçilerimizi kirli siyasi emellerine alet etmektir.
Emekçi kitleleri, bu ihanet oyununa alet olmamalıdırlar. Hükümetin emrindeki valilikler tarafından gösterilen yerlerde 1 Mayıs kutlamalarına herkesin uyması bir zorunluluk olduğu gerçeğini hatırlamalıdırlar.
İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, 1 Mayıs kutlamaları ile ilgili olarak Taksim’de yaptığı açıklamada, inşaat çalışmaları süren meydanda mitinge kesinlikle izin vermeyeceklerini bir kez daha tekrarladı.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da, “Sizden bir ricada bulunuyoruz. 21 milyon oya sahip bir parti olarak bu tür törenlerimizi Kazlıçeşme’de yapıyoruz da siz niye yapmıyorsunuz?” şeklindeki uyarı ve çağrılarda bulundu.
Ancak tüm bu uyarılara rağmen DİSK Başkanı’nın “barış, huzur ve kardeşlik adına  Taksim’de olacağız”  diretmesi ise açıkça bir hukuk ihlali ve hükümete bir meydan okumadır.  Bu tavrı, bu meydan okuyuşu kabullenmek asla mümkün değildir. DİSK bu tavrıyla; marjinal gizli terör örgütlerinin eylemlerine zemin hazırlamakta olduğunu üzülerek hatırlatmak durumdayız.
 Bu yapılan açıklama ve zorlamalar bir suçtur. Bu tavrın sonucu kamu düzenini bozacak ve meydana gelecek olumsuz gelişmelerin müsebbibi DİSK olacaktır.
DİSK yönetimi ve DİSK ile hareket eden bazı kuruluşların, barış, huzur ve güveni tehdit eden bu yanlıştan vazgeçerek, İstanbul valiliği tarafından gösterilen ve miting için fevkalade müsait olan Kazlıçeşme’de kutlamayı kabul etmelidir. Aksi halde hem hukuken sorumlu olmaktan kurtaramazlar hem de, millet vicdanında mahkûm olurlar.
Türkiye’nin hukukun üstünlüğünü esas kabul eden demokratikleşme sürecine gölge düşürecek her türlü çirkin görüntü  ülkemizin itibarını zedeleyeceği gerçeğinden hareketle oynanan oyunlara dikkat edilmesi her vatandaşımızın görevidir.
SENDİKA AĞALIĞINDAN
MİLLETVEKİLLİĞİNE
Unutulmasın ki; geçmişte sendikacılık yapanlar DSP ve CHP’den milletvekili oldular. Sendikacılıktan milletvekilliğine geçenlere bakıldığında özellikle 1990’lı yıllardan itibaren konfederasyon başkanlarının milletvekilliğine geçiş yapmalarının neredeyse bir gelenek haline geldiği görülmektedir. DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak 1999 seçimlerinde milletvekili olmuş, Türk İş Başkanı Bayram Meral de bu geleneği devam ettirmiş ve DİSK eski Genel Başkanlarından Süleyman Çelebi ise 2011 seçimlerinde parlamentoya giren konfederasyon başkanları arasına katılmıştır.
Ayrıca konfederasyon başkanları dışında daha birçok sendikacının meclise girdiğini biliyoruz. Ancak sendikacılar, meclise girdiklerinde emekçi kesimlerin haklarını aramak şöyle dursun, emekçi kitlelerinin durumunu akıllarına bile getirmemişlerdir.
Emekçiler bu gerçekleri unutmamalı ve oyuna gelinmemelidir…
Şimdi; devlete meydan okuyan ve hükümeti itibarsızlaştırma adına kaos oluşturmaya çalışan örgütlerin çağrılarına itibar edilmemelidir. Şimdi; birlik ve beraberlik zamanıdır. Şimdi; barış, huzur ve güven içinde bir “1 Mayıs” için yasalara uygun hareket ederek bir bayram yaşanmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Mehmet Koçak Arşivi