Beldetün tayyibetün
İslâm’ın Cihad ruhundan alınan kuvvet ve Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin müjdesinin verdiği gayretle zaptedilen Kostantiniyye, Türk’ün şahsında İslâm alemine hediye edilmiş ve “İslâm’ın bol olduğu yer” anlamındaki İSLÂMBOL ismi, bizzat Fatih tarafından verilmiştir. Bu isme uygun olması için İslâm’ın mühürleri mesabesinde olan kubbeler dikilmiş, minârelerle süslenmiştir. Ayrıca Kur’an-ı Kerimdeki:
“…Beldetün tayyibetün – işte güzel bir belde, memleket…” ayet-i kerimesi; ebced hesabıyla, İstanbul’un 857/1453 tarihinde Osmanlılar tarafından fethine işaret ettiğinden İstanbul’a, “Beldetün tayyibetün” ismi de verilmiştir.
İstanbul’a sahip çıkmak
İstanbul, Fatih’in bize mirasıdır. Dünyanın gözbebeği ve tam ortası sayılan şehirler dilberi İstanbul’a sahip çıkmak; bugün dış mihrakların Türkiye ve İstanbul’u parçalama plânları karşısında uyanık olmak en büyük görevimizdir. Bu sebeple dünyanın incisi, İslâm âleminin göz bebeği bu güzel şehrimizin değerini bilmeli, dünya durdukça O’nun Müslüman kalmasına, Müslümanların ve İslâmın emrinde bulunmasına itina göstermeliyiz.
İstanbul bir zamanlar, Fatih’in adın koyduğu gibi İslâmbol idi. Şimdilerde ise isyanbol oldu. Bizans artıkları, Fatih’e duydukları hınçlarını O’nun oğullarından, kızlarından alıyor.
Nasıl?
İstanbul’da tertip ettikleri güzellik yarışmaları... Fuhuş geceleri... Eğlence programları gibi tavırlarla alıyor. Papazlar, İstanbul ile ilgili menfur emellerini fiiliyata koymak gibi bir çalışmalarını alenileştirdiler.
Bu ülke bize emanet. Emanete ihanet edenlerin akıbetleri çok çirkin olur. Bunu göz ardı etmeyelim.
Ey İstanbul!.. Kıt’alar arasındaki konumu, boğazlarla Haliç arasındaki şahâne yeri ile dünyanın incisi, İslâm âleminin gözbebeği olan Eşsiz Şehir!.. Sana kavuşabilmek için Müslümanlar az uğraşmadı. Başta Ebû Eyyub El-Ensari (R.A.) ve diğer ashab-ı kiram (R.Anhüm) olmak üzere az şehit vermedi. Rabbımızdan niyazımız, dünya durdukça seni Müslümanlardan, Müslümanları da senden ayırmasın! Mübarek Kudüs’ün başına gelenlerin bir örneği senin başına gelmesin! Cenab-ı Hak O’nu da müslümanlara yeniden lûtfeylesin! Ve bizleri sana devamlı olarak sahip olmaya layık eylesin! Amin!..
Feth-i Mübîn’in 551’nci yıldönümünde fetih şehidleriyle birlikte cümle şühedâya rahmet, şükran ve minnet... Yeni ufuklar açılmasına vesile olması dileği ile ruhlarına el-Fatiha.
Hey koca Fatih!
Hey koca Fatih! ALLAHu Azimüşşan sana rahmet, kabrini pürnûr, mekanını Cennet eylesin. Amin.
Hey koca Mücahid! Seni ALLAH için çok seviyoruz. Sen bizim yüz akımızsın. Sen ki, ALLAH Teâlâ’nın mülkü olan bütün yeryüzünde Kur’an-ı Kerim’in hâkimiyeti için kolları sıvamıştın. Bu sevda ile Şâhi topları döktürüyor, ordular hazırlıyor, dağlar, ovalar aşıyor, uyku nedir bilmiyordun. Büyük fethin sene-i devriyesinde, bir vakitler, “İslambol” olarak tesmiye edilen beldede senin gibi bir İslam kahramanıyla hasbuhal ederek teselli bulmak istedim.
Hey koca Hünkâr! “İslambol’um ve kardeşlerim ne haldedir” diye soracak olursan, halimizi sana arzetmek çok güç. Şu kadarını söyleyeyim, bu şehrin fatihi olan sen, fetihte giydiğin o kisvenle şehre adım atamazsın. Artık gerisini sen tahmin et. Seni ve fetih ordusunu seven insanlar bugün muğber ve mükedder vaziyettedir. Gün, dünkü gün önünde diz çöküp etek öpen frenklerin kurduğu teşekküllerin günüdür. AB’nin, BM’nin, şunun, bunun. Şimdi onların dediği oluyor. Onların talepleri “paketler halinde” bu halkın önüne konuluyor. Her hususta onlara benzememiz isteniyor. Yarınki gün, “İstanbul, Bizans’ın ebedî başşehridir.” Denilirse şaşırmayacağız. Patrik, “ekümenlik” diye tutturmuş gidiyor. Hatta Patrikhânede mahkeme bile kuruyor.
Muhterem Fatih’imiz! İslambol değişti. Senin torunların değişti. Şu kadarını söyleyeyim, yukarıdaki şiirini anlayanlar bile nâdir çıkar.
Biliyoruz ki bu dünya ile âlem-i berzah arasında tül kadar ince bir perde var. Sizler ruhânilerle hasbuhal ediyorsunuz, bu dünyadan günah yükünden âzâde olmuş kimselerle görüşüyorsunuz. Bizlerde o hüner yok. Hasretimizi gıyabî mektupla dindirmek istiyoruz. 29 Mayıs 1453’ün üzerinden bunca yıl geçti. Bir İslâm âlimi kerametkârane İstanbul’un 550 yıl Müslümanların elinde kalacağını söylemişti. Şimdi sâlipi Anadolu’nun ve İslambol’un bağrına dikmek istiyorlar. Seni zehirleyenlerin torunları ve sen İstanbul’u fethettiğinde henüz keşfedilmemiş olan topraklarda kurulan bir devletin askerleri Müslümanları doğruyor.
Hey koca Hünkâr! Seni şimdi daha iyi anlıyor ve hasretle yâdediyoruz. Cenab-ı Hak tez vakitte bu mazlum ümmete senin gibi sâhip göndersin… Amin.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.