Miraç Gecesi’nin hatırlattıkları - 2
İdrak ettiğimiz ve ihya etmeğe çalıştığımız Miraç Kandili vesilesiyle hatırlatmak isterim ki tarih boyunca farklılıkları zenginlik olarak kabul etmiş bir medeniyetin mensupları olarak birbirimize her zamankinden daha çok hoşgörü göstermeliyiz. Birbirimizle daha çok konuşmalıyız. Birbirimizi daha çok dinlemeliyiz. Birbirimizi daha çok anlamaya çalışmalıyız.
Bugün Mirac-ı Nebi’nin sırrına vakıf olmanın yollarından biri de ibadet ve taatimizi bu gecenin hürmetine gerçekleştirirken sağlam ve donanımlı birer mümin olmanın yollarına vasıl olmaktır. Başkaları için ne ifade ettiğimiz, kimi neden öfkelendirdiğimiz, kimlerin duasına muhtaç olduğumuz, kimlerin şerrinden ALLAH Teâlâ’ya sığınmamız gerektiği konusunda alnımızı secdelerden kaldırmadan kendimizi sorgulamamız gerekmektedir.
Bu yüzden biz Müslümanlar Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimizin büyük tarihî yolculuğunun bu yıldönümünde bunun utancı ve ıztırabı içindeyiz. Zira Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimizin Miracının ilk durağı temel mekanı bugün ağyarın elinde, yıllardır karanlık içindedir.
Kudüs, tarihin ünlü şehirlerinden biridir. Yeryüzünde ALLAH Teâlâ’ya ibadet maksadı ile inşa edilen mabetlerin ilki Mekke-i Mükerreme’deki Kabe, ikincisi de Kudüs’deki Mescid-i Aksa’dır. Mescid-i Aksa, Hz. Musa (A.S.)dan Hz. İsa (A.S.)a kadar pek çok peygamberin toplandığı yerdir. İnsanlığa ilahî nurlar getiren, vahy-i ilahînin en önemli menzillerinden birisi de Kudüs ve Mescid-i Aksa olmuştur. Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V.) Efendimizin miracında ilk durağı da Mescid-i Aksa’dır. Kabe ve Mescid-i Aksa, Mirac-ı peygamberinin arzımızdaki mihveri, başlangıcı ve sonudur. Bu büyük manevî olay, Mekke-i Mükerreme’den, Mescid-i Haram’dan başlatılmış, Kudüs ve Mescid-i Aksa, bu tarihî ve dinî yolculuğun uğrak yeri olmuştur.
Kur’an-ı Kerîm’de Miraç olayı anlatılırken; Mescid-i Aksa’nın mübarek kılındığı belirtilen etrafı, Kudüs ve çevresidir. ALLAH Teâlâ bu mıntıkayı dinî ve manevî bakımdan şereflendirmiş, maddî yönden de bağlar, bahçeler ve nehirlerle bereketlendirmiştir. Mescid-i Aksa, hem Müslümanlar, hem de Yahudi ve Hıristiyanlarca mukaddes beldelerden sayılır. Dinimizde Mekke ve Medine-i Münevvere’den sonra üçüncü kutsal şehirdir. Kabe, yüce ALLAH tarafından kıble olarak tayin edilmeden önce Müslümanlar namazlarını Mescid-i Aksa’ya yönelerek kılarlardı. Ebû Hureyre (R.A.) den rivayete göre Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Namaz kılmak ve ibadet etmek arzusu ve daha fazla sevap kazanmak maksadıyla ancak şu üç mescide yolculuk yapılabilir. Bunlar: Mekke-i Mükerreme’deki Mescid-i Haram, Medine-i Münevvere’deki Mescid-i Resûl yani Hz.Peygamber (S.A.V.) efendimizin Mescidi, Kudüs’deki Mescid-i Aksa.
Cabir b. Abdullah (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
“Mescidülharam’da kılınan bir namaz yüz bin namaz kıymetindedir. Benim mescidimde kılınan bir namaz bin namaz kıymetindedir. Beytülmakdis yani Mescid-i aksa’da kılınan bir namaz beş yüz namaz kıymetindedir.” buyurmuşlar ve Mescid-i Aksa’nın, Müslümanlık nazarındaki manevî makamını tayin etmiştir. Abdullah b. Amr (R.A.) den rivayete göre Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz:
Süleyman b. Davûd (A.S.) ALLAH Teâlâ’dan üç dilekte bulunmuştur. ALLAH Teâlâ da O’na ikisini ihsan buyurmuş, üçüncüsünü de ihsan buyuracağını ümit etmekteyim. Süleyman (A.S.) ALLAH Teâlâ’dan:
1- Kendisinden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir mülk ve saltanat verilmesini istemiş, ALLAH Teâlâ da O’na bunu ihsan buyurmuştur.
2- ALLAH Teâlâ’nın emrine uygun bir adalet dağıtımı gücünün bahşedilmesini istemiş, ALLAH Teâlâ da O’na bunu ihsan buyurmuştur.
3- Yalnız namaz kılmak gayesiyle Mescid-i Aksa’ya gelenlerin, analarından doğdukları gün gibi günahsız olmalarını istemiş, üçüncü isteğinin de mazharı kabul olmasını ümit ederim” buyurmuşlar ve Mescid-i Aksa’da kılınacak namazlarla ALLAH Teâlâ’ya yaklaşan ve O’ndan affını dileyen kulların affedilmelerini sevgili Hz.Peygamber (S.A.V.) Efendimiz de Mevlasından talep etmiştir.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.