Mehmet Talu

Mehmet Talu

Berat Gecesi–3

Berat Gecesi–3

“ALLAH Teâlâ’nın dünya semasına tecelli etmesinden” murat, O’nun rahmet ve bereketinin, hayır ve nimetinin inmesi; sema kapılarının açılması, duaların süratle kabul edilmesi, kullarına rahmet ve merhametle bakmasıdır.

Binaenaleyh, bu mübarek gecede yapılacak olan ibadet ve taatta, kılınacak olan kaza veya nafile namazlarında birçok sevap vardır. Bakınız… Rabbimiz nida buyuruyor:

“Günahlarının bağışlanmasını isteyen yok mudur? Onu bağışlayayım.”

Biz varız, Ya Rabbi! diyelim. Günahlarımıza tövbe istiğfar edelim.

“Rızık isteyen yok mudur? Onu rızıklandırayım.”

Biz varız, Ya Rabbi! Bize helal bol rızk nasip eyle diyelim.

“Bir derde düşen yok mudur? Ona afiyet vereyim, o dertten kurtarayım.”

Biz varız ya Rabbi! diyelim. Dertlerimizi, hastalıklarımızı, sıkıntılarımızı, müşküllerimizi söyleyelim. Rabbimizden halletmesini isteyelim.

c- ALLAH Teâlâ’nın rahmeti bu gece taşar da taşar. Hz. Aişe (R. Anha) validemiz bu geceyi bize şöyle anlatıyor: Günün birinde Hz. Peygamber (S.A.V) Efendimiz yanıma girdi. Elbisesini çıkardı, aradan pek bir zaman geçmeden tekrar giyindi. Bunun üzerine beni büyük bir kıskançlık sardı. Kumalarımdan birinin yanına gidecek sandım ve çıkıp peşini takip ettim. Medine’nin kabristanı olan Bakîu’l-gargad yani Cennetül Bakî’de kendisine eriştim. Mü’minlere ve şehitlere istiğfar ve dua ediyordu. Kendi kendime:

Anam babam sana feda olsun Ya Resulûllah! Sen Rabbinin rızası uğrunda, ben ise dünya peşindeyim diyerek döndüm. Soluk-soluğa odama girdim. Ardımdan da Resulûllah (S.A.V.) bana ulaştı ve:

Ey Aişe! Bu soluk soluğa nefes neyin nesi? diye sordu. Ben:

Ya Resulûllah! Anam babam uğruna feda olsun! Yanıma geldiniz, elbisenizi çıkardınız. Sonra fazla durmadan tekrar giyinip gittiniz. Beni kıskançlık tuttu. Ortaklarımdan birinin yanına gideceğinizi zannettim. Nihayet sizi Bakî kabristanında dua ve istiğfar yaparken gördüm, dedim. Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz şöyle buyurdu:

Ey Aişe! ALLAH ve Resulû sana haksızlık edecek diye mi korkuyorsun? Fakat bana Cebrail (A.S.) geldi ve şöyle dedi:

Bu gece Şaban’ın yarısı, Berat gecesidir. Cenab-ı Hak bu gecede Benî Kelb kabilesinin koyunlarının tüylerinin sayısı kadar kimseyi Cehennem’den âzâd eder. Fakat bu gece ALLAH; müşriklerin, kincilerin, akrabaları ile münasebeti kesenlerin, hayat ve ihtişamlarına mağrur olanların, ana ve babalarına isyan edenlerin, içki düşkünlerinin yüzlerine bakmaz. Sonra Resûli Ekrem (S.A.V.) Efendimiz elbisesini çıkardı. Bana:

Ey Aişe! Bu gece ibadet etmeme müsaade eder misin? buyurdu. Nezakete bakın!... Cevapta da aynı zarafet-güzellik...

Evet, sana anam babam feda olsun Ya Resulûllah! dedim. Sonra Hz. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz namaza kalktı. Secdeye kapanıp uzun müddet kaldı. Vefat etti diye endişelendim. Kalktım elimle yokladım. Elimi ayağının iç kısmına koydum, kımıldadı. Ben de sevindim. Secdede şöyle dua ve niyaz ettiğini işittim:

“Euzü bi afvike min ikabik. Ve euzü birızake min sehatik. Ve euzü bike minke Celle vechük. La uhsî senaen aleyk. Ente kema esneyte alâ nefsik.

ALLAH’ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyor; senden yine sana sığınıyorum. Zatın yücedir. Sana karşı senayı sayıp bitiremem. Sen kendini nasıl sena ettinse öylecesin.”

Sabah olunca, bunları Resul-i Ekrem (S.A.V.) Efendimize söyledim. O da:

-Ey Aişe! Bunları öğrendin mi? dedi.

Evet, Ya Rasulûllah! dedim. Resul-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz:

Bunları hem öğren hem de başkalarına öğret. Zira bunları bana Cebrail (A.S.) öğretti ve secdede bunları tekrar etmemi emretti, buyurdu.

1Beyhaki, Şuabul’l-İman, 3/384, No:3837; İbn-i Mace; İkame:191; Tirmizi, Savm: 39, A.b.Hanbel, 6/238; Müslim, Salat: 222

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
Mehmet Talu Arşivi