Yapılan gavurluklardan kaygılıyız!
Son bir ayda yaşadığımız ve adeta bir kâbus gibi üzerimize çöken, izahında zorlandığımız olaylardan kaygılıyız. 2013 yılının ilk çeyreğinde Silivri’ye saldırarak mahkemeye gözdağı veren ve “Buradan mahkumları alıp çıkacağız, duvarları yıkacağız” diyen hukuk tanımaz kafalardan, halkın iktidarını bir türlü hazmedemeyenlerden kaygılıyız.
Taksim Gezi Parkı’nda bir kaç ağacı bahane edip Türkiye’yi yangın yerine çevirenlerden, araçları ve binaları ateşe veren yüzleri maskeli, elleri molotoflu, gözlerini kan bürümüş eşkıya bozuntularının saldırılarından ve onlara kol kanat geren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve partisinden kaygılıyız.
Cumhuriyeti kuran partinin, bir Patrona Halil topluluğunun güdümünde olarak siyaset yapmasından ve eli-yüzü kanlı teröristlerin alınlarından öperek, onlara şemsiye olmasından kaygılıyız.
Memleketin en büyük bankalarının ve holdinglerin bu kanlı organizasyonun tertipleyicisi, koruyucusu ve kollayıcısı olmasından kaygılıyız.
Halkın oyları ile seçilmiş bir iktidarı, bir kaos ortamı oluşturarak devirebileceklerini sananların, cüretinden, azgınlığından kaygılıyız...
Dolmabahçe Bezm-i Alem Valide Sultan Camii’ne ayakkabıları ile girip, orayı meyhaneye çeviren, içki içen, İngiliz işgal ordusunun bile cesaret edemeyeceği gavurlukları yapanlardan kaygılıyız.
Kabataş Tramvay durağında başörtülü ve 6 aylık bebeği ile yürüyen bir kadına saldırıp, kuduz köpekler gibi dalayanlardan ve suçu başörtülü bir annenin çocuğu olmak olan bebeğe bile saldırılmasından son derece kaygılıyız.
Günlerdir ürpererek izlediğimiz ve bugüne kadar sadece CHP’nin Tek Parti döneminde benzerliklerini yaşadığımız bu gavurluklara artık dur deme zamanının geçmekte olduğundan kaygılıyız.
Bu şer odaklarına itidal ve “Barış sürecine halel gelir” kaygısı ile polislerin müdahale etmemesinden ve bunların şımarmasından da son derece kaygılıyız.
Artık, ABD, İngiltere, Almanya, İtalya, İsrail ve İran’ın kesin destek verdiği ve masumiyeti çoktan kirletilmiş olan bu olaylara iktidarın her müdahale hamlesini “Tayyip, sabret, germe, sen devletsin” diye durdurma telaşındaki adı bizden, ruhu dışarıdan ithal entelektüel bozuntularından ve oturdukları televizyon kanallarından ve gazete köşelerinden herkese mavi boncuk dağıtan terör alkışlayıcısı, “Hepimiz Hrant’ız” korosunun mensuplarının sayılarının çokluğundan da kaygılıyız.
Ben son günlerde gazetelere ilan verip, güya Gezi olaylarında olanlardan rahatsız olduklarını dile getiren, sık sık gezi teröristlerini alkışlamaktan elleri kızarmış sözde aydınların bu girişimine karşı yukarıdaki ilanı kaleme alıp köşemde yayınlıyorum.
Doğrusu, sadece AK Parti’ye oy vermiş olan % 50’nin değil, diğer % 50’nin de vatanını ve dinini seven, eşkıyalıkları ve cami düşmanlığını asla onaylamayan önemli bir kısmının da sabrı taşmak üzeredir. Sükunet adına polisin eli-kolu daha fazla bağlanırsa bu işin başka mecralarda patlayacağından da ciddi olarak kaygılıyız.
Selam ve dua ile...