Mehmet Koçak

Mehmet Koçak

Mısır’da firavunlar dönemine dönüldü

Mısır’da firavunlar dönemine dönüldü

Mısır Ordusu, firavunlar döneminden başlayan darbe geleneği sürdürme adına seçilmiş cumhurbaşkanını devirdi ve anayasayı askıya aldı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı’nın öncüleri tutuklandı. İslâmî değerleri yaşatma yönünde milli ve manevi yayınlar yapan televizyon kanalları kapatıldı.  

Asrımızın firavunlarından olan Hüsnü Mübarek’in 2011’de devrilmesinden sonra yapılan ilk seçimde oyların % 51.7’sini alarak seçilen Muhammed Mursi’ye önce cumhurbaşkanlığını vermemek için türlü hilelere başvurulmuştu. Halkın isyanından korkulduğu için engellemeden vazgeçildi. Ancak daha ilk günden itibaren bölge üzerinde hesapları olan egemen güçler ile sandıkta kalan Mısır muhalefet cephesi ve eski düzenin kalıntıları güç birliği yapmaya başladılar.
Hedefte Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi gösterildi. Ancak asıl hedef İslâm dünyasında saygınlığı olan ve Mursi’nin seçilmesini sağlayan İhvan Hareketi, yani Müslüman Kardeşler Teşkilatı idi.
Önce muhalefet cephesi örgütlendi ve protestolar isyana dönüştürülüp ülke geneline yayıldı. Daha sonra önceden hazırlandığı şekliyle bu eylemlerle orduya davetiye çıkarıldı. Son perde de hakkı ve haddi olmadığı halde Mursi’nin tayın ettiği Genelkurmay Başkanı General Abdülfettah Sisi devreye girdi. Egemen güçlerin talimatları doğrultusunda işbirlikçi muhalefet cephesi ile toplantı yaptı. Bu toplantıya çeşitli vaatler ve tehditlerle Selefiler ve Ezher Şeyhi’nin de katılımı sağlandı ve görüntü tamamlanmış oldu.  Mursi’nin halkın taleplerini yerine getirmekte yetersiz kaldığını savundu ve seçilmiş bir cumhurbaşkanına “ya uyarsın ya da gidersin” diyerek bir ültimatom verdi. Böylece arzulanan ortam sağlanmış ve son darbe indirilerek yönetim cunta tarafından devralınmış oldu.
Darbecilerin ilk icraat olarak Mısır’da Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur’u ordunun düzenlediği darbeyle görevinden uzaklaştırılan Muhammed Mursi’nin yerine geçici cumhurbaşkanı olarak ilan ettiler.
Bugün yaşanan askeri darbede; batılı egemen güçler, Mısır muhalefet cephesi ve Mısır ordusundan oluşan üçlü çete yer almaktadır. Mısır halkının iradesi hiçe sayıldı ve gizli pazarlıklarla hukuk dışı bir darbe tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşmiş oldu.
Demokrasi, meşruiyet ve özgürlükler ile insan hakları gibi değerlerin kendileri tarafından yüceltildiğini iddia eden Batı dünyası, Mısır’da demokrasiye darbe indirilmesine beklenen tepkiyi göstermemesi bu darbenin arkasında olduklarının en belirgin örneğidir.

TAHRİR PUSUYA DÜŞÜRÜLDÜ

Demokrasi ile daha yeni tanışma şansı yakalayan Mısır halkı, yeni bir oyunla yeniden demokrasi düşmanlarının kucağına düştü. Tahrir Meydanı’nda Mursi karşıtları çılgınca protestolar yaparken; Mursi sonrası kimlerin onlar üzerinden yönetimi devralacağından habersizlerdi. Hedefine kilitlenmiş bir roket gibi Mursi’nin istifasında ısrarlı oldular. Mursi, görevinden uzaklaşırsa büyük bir kazanım elde edeceklerinin sanan o kitleler bugün oyuna geldiklerini anlasalar da iş işten çoktan geçmiş oldu.
Cuntacıların ana hedefinin yeni özgürlüklerin korunması olduğuna inananlar çok yakında hayal kırıklığına uğrayacak. Ancak asıl tehlike; Mısır halkının bedeller ödeyerek Mübarek gibi bir diktatörü devirerek gerçekleştirdiği devrimle özgürlükler ve siyasi haklar alanında elde ettiği kazanımları kaybetmesidir. Tek parti yönetiminin lağvedilmesi, bütün siyasi grupların serbest örgütlenme hakkının tanınması, medya sansürünün kaldırılması ve muhalefetin hapisle cezalandırılmasına son verilmesi kolay bir şekilde elde edilmemişti.
 “Mursi istifa” sesleriyle Tahrir Meydanı’nı dolduran kalabalıklar şimdi asıl bunu düşünmeli..
Tahrir, askeri darbeyi alkışladı. Ancak;  cuntacıları yönetimden uzaklaştırmak için yeniden bu meydana dönmek zorunda kalacaklar. Çünkü; askeri müdahaleler ilk zamanlar sevinçle karşılansa da takip eden yıllar da pişman olunduğuna defalarca şahit olduk. Mısır’ın da durum farklı olmayacak.
Mısırlı halkı için bundan sonra seçim sandığının ne anlamı olur? Demokrasi ve çok partili parlamenter sistem ile hukukun üstünlüğü gibi kavramların onlar için ne değeri var?.
Siyasi literatürde serbest ve adil olarak yapılmış bir seçimin sonucunu reddetmek ve ülkenin anayasasını askıya almak hiçbir ordunun, asla yapmaması gereken şeylerdendir. Mısır’da yaşanan bu darbe ordu ve muhalefet cephesinin ufuksuzluklarıyla açıklanabilecek vahim bir durumdur.
Kısacası; Mübarek’in Ulusal Demokratik Parti’sine mensup bürokratlar, onların çevresine yuvalanmış seçkin işadamları ve kamu mallarından ya da yeni özelleştirilen şirketlerden nemalanan üst düzey subaylarından oluşan Mısır ‘derin devlet’ bir kere daha gücünü göstermiştir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Koçak Arşivi