Beyoğlu Esnafından “Bıçak Kemiğe Dayandı” Yürüyüşü
Beyoğlu esnafınca organize edilen “Bıçak kemiğe dayandı” yürüyüşü sakin başladı. Tünel, Galatasaray ve Taksim’e uzanan caddeyi dolduran binlerce esnaf, eşleri, çocukları, yakınları, sessiz ve vakur bir şekilde yürüdüler. Taşıdıkları tek döviz de, “Bıçak kemiğe dayandı” yazıyordu. Ellerinde ise Taksim Gezi Parkı’ndaki eylemler yüzünden dükkanları yakılan, yıkılan, iflasın eşiğine gelen iki arkadaşlarının isyan edip taşıdıkları palayla gezicilere saldırdıkları gerekçesi ile tutuklanmalarını protesto için sembolik olarak binlerce karton pala yapmışlar ve tüm yürüyüşçülere dağıtmışlardı. Yürüyüş sırasında büyük bir mağazanın kepenkleri açıldı ve tüm camları kırılmış, talan edilmiş vitrinine büyükçe bir bez afiş asılmıştı. Afişte mağaza sahibinden yükselen bir feryat yer alıyordu:
“Artık, bu mağazanın eşkıyalar tarafından camlarının kırılmasına, talan edilmesine tahammülüm kalmadı, kaç defa onardım, eşkıyaya teslim oluyorum, mağazamı kapatıyorum” yürüyüşün başındaki bir Beyoğlu esnafı elinde megafonla konuşmaya başladı:
- Arkadaşlar, haftalardır Taksim Gezi Parkı’nda yuvalanan çekirge sürülerinin bahçelerimize verdiği zarardan şikayet ediyoruz, ama sadece şikayet ediyoruz. Ancak iki arkadaşımız bu zulme ‘dur demek’ için ayağa kalktılar ve biz onları yalnız bıraktık. Oysa hepimiz onların yanında olmalıydık. Bugün tüm Beyoğlu esnafı ‘tek ses, tek yürek’ olarak yürüyoruz. Artık bıçak kemiğe dayandı! Biz Taksim’deki eşkıya gibi polis araçlarını, ambulansları, halk otobüslerini, parti binalarını yakmayacağız. Üretim ve tüketimden gelen gücümüzü kullanarak engelleri aşacağız. İlk eylemimiz, bu vakur yürüyüşümüz olacak. İkinci eylemimiz ise Gezi’ye destek veren tüm bankalardan paralarımızı son kuruşuna kadar çekmek olacak. Ayrıca Beyoğlu’nda onların imzasını taşıyan kredi kartları ile de alışveriş yapılamayacak! O bankaların Beyoğlu’ndaki şubelerinin kapandığı günü yakında hep birlikte göreceğiz. Gezi’ye destek veren bütün holdingler artık kara listemizdedir ve onları tüm medya organlarına Beyoğlu esnafından 1 kuruşluk bile reklam verilmeyecektir. Gezicilere destek veren, onların yaralarını saran adı bile bize yabancı olan tüm hastanelere asla adım atılmayacak. Ve dükkanlarımızı yakıp, talan eden eşkıya sürülerine karşı bir nefs-i müdafaa hattı kuracağız. Tünel-Galatasaray arasını ‘Nefs-i müdafaa milisleri’ koruyacak. Galatasaray-Taksim arasını ise Müdafaayı Hukuk milisleri koruyacak. Artık göze göz, dişe diş! Bize başka çare kalmadı, ya öleceğiz, ya olacağız! Gezi’ye destek veren oyuncu bozuntularının da artık Beyoğlu’nda rahatça dolaşabileceklerini sanmıyoruz!
Ve ara sokakları da dolduran onbinler Taksim’e çıktılar. Orada Atatürk Anıtı’na siyah bir çelenk koydular. Çelenkte şu yazı dikkat çekiyordu:
“Paşam, ‘Mustafa Kemal’in Askerleriyiz’ diyen eşkıyaların saldırısına uğradı vatanımız. Ama üzülme senin adını kirleten bu eşkıyalara biz ‘dur’ diyeceğiz, rahat uyu!”
Sonra 500 otobüslük ve 1000 otomobile bindirilen onbinler Çağlayan’daki adliye binasına doğru hareket ettiler. Trafikte yaşanan büyük bir izdihamla Adliye’ye ancak 3 saatte ulaşan Beyoğlu esnafı orada da siyah bir çelenk bıraktı. Aynı konuşmacı orada da kısa bir konuşma yaparak haksızlıkları kınadı:
- Polis aracı, ambulans ve halk otobüsü başta olmak üzere 500 aracı kundaklayan, 25 binayı ateşe veren, polisleri resmen öldürmek için taş ve demir bilya yağmuruna tutanları nasıl bıraktınız? Nefs-i müdafaa yapan iki arkadaşımızı medyanın yaygarası ile nasıl tutukladınız? Adaletiniz bu mu?
Çağlayan’daki Adliye Sarayı’nda bu protestolar olurken Beyoğlu’ndaki İstanbul Baro’suna Beyoğlu esnafı tarafından siyah çelenk konularak Baro’nun Gezi’ye verdiği destek kınandı.
Öte yandan aynı grup, Tünel’e giden ara sokakta yayın yapan Gezi tahrikçisi ULUSAL KANAL ve AYDINLIK gazetesine de siyah çelenk bıraktı. Çelenkte, “Siz Aydınlık değil, ancak karanlık olursunuz” ibaresi dikkat çekti.
Çağlayan Adliyesi’ndeki sessiz protestodan sonra aynı mahşeri kalabalık Gezi’ye destek veren bankalardaki hesaplarını boşaltmak üzere ilgili bankalar önünde uzun kuyruklar oluşturdular.
.................
Bu tasavvurumun yakında gerçek olacağına dair Beyoğlu cenahından temiz kokular alıyorum. Ben inanıyorum Cadde-i Kebir esnafı tarihe Gezi Parkı eylemlerinden daha büyük kalıcı ve üstelik haklı bir destan yazacaklar.
Unutmayın, hukukun iyi işlemediği yerde her yol mübah olur!