Köpek seçiminde nelere dikkat etmeli?
Haberleri izliyorum televizyonda. Biliyorsunuz ilk önce en önemli siyasî haberler verilir, bültenin ortalarına doğru da trafik kazaları, ardından da insanın yüreğini ferahlatacak, yüzünü güldürecek sosyal haberler. Efendim böyle bir haber dikkatimi çekiyor birden. Köpek seçiminde nelere dikkat etmeliyiz? Bu çok önemli konu erbabına sorulmuş. Hangi köpek nerede yaşamayı sever, ırklar, köpeğin sadakati, kılı, tüyü filan bayağı incelemişler konuyu. Ben de bu haberi izlerken önümden film şeridi gibi bir başka köpek belgeseli geçiyor. Bu köpekleri aslında hepiniz bilirsiniz. Bunlar Amerika ve Batılı sömürgeci ülkelerin eğittiği ve kendi önlerinde diz çöktürüp, sadakat sözü aldıkları varlıklardır. Hattâ bunlar zaman zaman insan taklidi bile yaparlar, her kılığa girebilmeleri en büyük özellikleridir. Oyuncu kılığına girebilirler, siyasetçi taklidinde çok başarılıdırlar. Bazı rivayetlerde bunların halkın oyları ile seçilmiş başbakanlara bile saldırabileceği, küfürler edebileceği, baldırlarından ısırabileceği söylenmektedir. Kuduz aşısının bile etkisiz kaldığı da yine aynı kaynaklar tarafından açıklanmıştır. Bu köpekler çok tehlikeli oldukları için tıpkı pittbull cinsi köpekler gibi ortalıkta dolaşmalarının yasaklanması da gündemdedir. Yine bu cinse yakın Kabataş adlı bir köpek türünün de bilhassa başörtülü kadın ve beşikte çocuğunu gördüklerinde yerlerinde duramadıkları, parçalamak için anında saldırdıkları bilinmektedir.
Bu Kabataş cinsi köpeklerin cami duvarına geldikleri zaman duramadıkları ve teşaşür ettikleri saptanmıştır. Ayrıca aynı cinsin imam ve müezzinlere karşı anında saldırmaları da onların özellikleri arasında zikrediliyor. Bu köpeklerin ambulanslara, halk otobüslerine ve polis araçlarına karşı duyarlı oldukları, anında tepki verdikleri, hatta yakmak için çaba harcadıkları da köpek eğiticileri tarafından açıklanıyor. Köpek eğiticileri bilhassa dükkânı açık olan esnafların bunları gördüğü zaman acele olarak dükkânlarının kepenklerini indirmelerini salık vermektedir. Zira bu cinslerin genlerine, ekonomiyi çökertmek için esnafa saldırı düşüncesi içeren hücreler empoze edilmiştir, anında saldırırlar.
Bazı köpek cinslerinin de anavatanı Çin’dir. Orada eğitilip yurdumuza getirilen bu köpekler sahibinin verdiği komutlara uygun olarak Amerikano cinsi köpeklerle de birleşebilmekte ve ortaya Taksim Gezi denilen bir melez köpek cinsi çıkmaktadır.
“Gündüz insan, gece hırt!” sözü de bu melez cinsi için söylenmiştir. Bu cinslerin iki ayakları üzerine kalkıp, istedikleri hedefe sapanla demir bilye ve taş atabildikleri bilinmektedir. Bu köpeklerin çok önemli bir özelliği de aynı anda Washington, Londra, Roma, Berlin ve Telaviv’deki hemcinsleri havlamaya başlayınca Türkiye ve Mısır’dakilerin de aynı anda havlamasıdır. Genetik olarak aynı anda hareket etme özelliklerine sahiptirler. Bu köpekler Boğaziçi’ne yapılan köprülere giremedikleri için 3. Boğaz Köprüsü’ne ve 3. havaalanı projesine de karşı çıkarak havlamışlar ve ihalenin iptalini lisan-ı hal ile istemişlerdir.
İşte böyle dostlar, tüm dünyada köpek seçiminin ve onların eğitiminin çok önemli olduğu anlaşılıyor. Buradaki bir diğer bizi ilgilendiren konu ise atalarımızın söylediği ve süzüle süzüle imbikten geçmiş sözler:
“Bu köyde taşları bağlayıp, köpekleri serbest bırakmışlar.”
İşte o zaman durum vahim hale geliyor. Değilse halkın arasına dalıp, önüne geleni dalayanlar dışarıda dolaşıyor, kendini korumaya çalışan iki palalı ise içeri tıkılıyor. Yani durum vahim, burada taşları bağlayıp, köpekleri serbest bırakmışlar.